Yenigün Gazetesi

Erkal Etçioğlu

UFKUN ÖTESİNİ GÖREBİLMEK

Senitleri yönetebilmek için sadece bilginizin olması yetmez. Kadro ve mali imkanlarınızın yerinde olması da yetmeyebilir. Asıl önemli olan nokta ufkun ötesini görebilmektir. Yani, misyon ve vizyon sahibi olabilmektir. Eğer sizde bu unsurlar yoksa bu çalışmaları kime yaptırırsanız yaptırın bir sonuç alamazsınız.

Planlama çalışmaları hangi alanda yapılacaksa o alanın diğer unsurlarla olan ilişkilerini de hesaplamak gerekir. Örneğin metropol olmuş bir şehrin imar planlarını kime yaptırırsanız yaptırın ana kararları yine sizin vermeniz gerekir. Şehrimizde yaşayan güç sahibi kimselerin ve baskı gruplarının imar tadilatı tekliflerini görüşmeye artık belediye meclislerinin hem zamanı hem de sabrı kalmamıştır. O halde. Şehrin hedeflerini ve vizyonunu belirlemeden bu işlere başlamak yerinde olmaz. Bu hedefleri ve vizyonu; gerçekleşmesi zor olan noktalara değil elimizdeki imkan ve fırsatlara, tehdit ve risklere göre seçmeliyiz.

Şehrimizin İstanbul’un Anadolu’ya açılan kapısındaki geostratejik önemi ve gittikçe artan sanayileşme ye ihracat becerisi ile yetenekli insangücü potansiyeli gibi unsurlar bu planlamada göz ardı edilemez. Ayrıca, otomotiv, gıda, tekstil ye turizm gibi sektörlerdeki öncü roller yine plan hedeflerinin tespitinde belirleyici olabilir. Eğitim, spor ve kültür de dikkate alınmalıdır. Ayrıca, bu çalışmalar halka açık ve adil bir metodla yapılmalıdır.

Adapazarı Büyükşehir Beledjyesi’nin Hollanda’nın Delfi Üniversitesi’nde yaptıracağı ve büyük bir olay şeklinde takdim ettiği 1/25000’lik İmar Planlama çalışmalarını doğrusu ben de merak etmekteyim. Bu çalışmalardaki en büyük zorluk “Büyükşehir Belediye sınırlarıdır. Böylesine birbiri ile tutarsız bir büyük şehir alanı yaratmak, doğrusu beceri isterdi. Bunu Ankara bürokrasisi maalesef başardı. Bu nedenle Akyazı’dan Ferizli’ye uzanan kontrol ve idare edilmesi çok güç olan bu alanın imar planlaması pek kolay olmayacaktır. Çıkacak ilk sonuçlar muhtemelen bu sınırların yeniden düzenlenmesi gerektiği olacaktır. Çünkü bu sınırlarda ortak altyapı, imar planı, ulaşım sistemi vs.gibi bir çok uygulamanın gerçekleştirilmesi oldukça zor olacaktır. Yani, öncelikle eldeki malzeme düzeltilmelidir. İkinci uyarım ise, bu planlama çalışmalarına sivil toplum kuruluşlarının aktif katılımlarının sağlanmasıdır. Böylelikle halkın istekleri daha sağlıklı bir biçimde planlara aktarılmış olur.

İyi bir imar planı yapılsa bile, asıl zorluk onu yapmaktan çok “Planı korumak” olacaktır. Geçmiş tecrübeler şehirdeki rant savaşlarının imar planının en büyük düşmanı olduğunu gösteriyor. “Planı uygulamaya geçirmek” ise daha büyük engeller içeriyor. Siyasetin istikrar göstermesi, usta kadroların yetiştirilmesi, halkın imar planlarına sahip çıkması planı uygulama başarısı için gereken unsurlar olarak ifade edilebilir.

Bu tür çalışmalar elbette yapılmalıdır. Ancak, iş olsun diye veya reklam için yapılacak imar planı çalışmaları şehrimize hiçbir şey katmayacaktır. İmar planlarında otoritesini geçiremeyen, geleceği planlamaktan aciz, vizyonu olmayan liderler ufkun ötesini göremeyenlerdir. Oysa, Adapazarı’nın geleceği çok parlak ve muhteşem olacaktır. Bunu şimdiden görebilmek ve ona göre çalışmak gerekir.