Adapazarı’nda Eski Lokanta Kültürü
Adapazarı, tarihî ve kültürel zenginliklerinin yanı sıra, gastronomi alanındaki eşsiz lezzet duraklarıyla da tanınan bir şehirdir. Sait Faik Abasıyanık’ın öykülerinden aşina olduğumuz gibi, Sakarya toprakları gerçekten de cennetten bir köşe gibidir. Şehirdeki eski lokanta kültürü, toplumsal yaşamda derin bir iz bırakmış ve sosyal etkileşimlerin merkezi haline gelmiştir. Geleneksel lokantalar, yalnızca yemek sunmakla kalmaz, aynı zamanda dostlukların pekiştiği, kültürel etkileşimlerin yaşandığı ve toplumsal ilişkilerin güçlendiği mekanlar olmuştur.
Aile işletmeleri olarak nesilden nesile aktarılan bu lokantalar, Adapazarı’nın zengin yerel mutfağını tanıtmakta önemli bir rol oynamaktadır. Her bir mekan, özgün lezzetleriyle hem yerli halk hem de misafirler tarafından sıklıkla tercih edilmiştir. Eski lokanta kültürü, modernleşme süreci ile bazı değişikliklere uğramış olsa da, köklü gelenekler hâlâ yaşatılmakta ve yeni nesillere aktarılmaktadır. Bugün, Adapazarı’nın gastronomik mirası, sadece bir yemek kültürü değil, aynı zamanda bir toplumsal değer olarak kabul edilmektedir.
Adapazarı’nda, yıllar boyunca aile işletmeleri tarafından geliştirilen eşsiz tarifler, şehrin mutfak kültürünü zenginleştirmiştir. Bu geleneksel lokantalar, sadece birer yemek mekânı olmakla kalmamış, aynı zamanda toplumsal bağları güçlendiren sosyal alanlar haline gelmiştir. Adapazarı’nın bu tarihi lezzet durakları, günümüzde de yerel halk ve turistler tarafından sıklıkla tercih edilmektedir. Yani, bu lokantalar sadece yemek sunmaz, toplumun kültürel yapısını ve dayanışmayı da pekiştirmektedir. Bu mekanlardan bazıları:
Köfteci Mustafa (1912…)
Köfteci Mustafa, 1912 yılında Yugoslav göçmeni Mustafa Topluoğlu tarafından Adapazarı’nda kurulmuş ve şehirde köklü bir lezzet noktası olarak nesiller boyu varlığını sürdürmüştür. İşletme, Kurtuluş Savaşı sırasında Yunan işgali nedeniyle üç ay, 1999 depreminde bir ay olmak üzere tarihinde yalnızca iki kez kapanmıştır.
1947 yılında bugünkü yerine taşınan Köfteci Mustafa’nın 1991 yılındaki vefatından sonra çocukları ve torunları tarafından işletilmeye devam etmiştir. Lokanta, Adapazarı’na özgü ıslama köftesiyle tanınmaktadır. Bu özel tarifte köftenin yanında sunulan ekmek, kemik suyu ve baharatlarla hazırlanan bir sosa batırılarak ızgarada kızartılmaktadır. Öyle ki, “Ne ka ekmek, o ka köfte” deyimi bu lokantada doğmuş ve yayılmıştır. Bu ifade, ekmeğin köfte kadar değerli olduğunu ve porsiyonların dengeli sunulmasını ifade etmektedir. Köfteci Mustafa, Adapazarı’nın gastronomi kültüründe özel bir yere sahiptir.
Köfteci İsmail (1928…)
Köfteci İsmail, Adapazarı’nın lezzet mirasını temsil eden köklü işletmelerden biridir. İlk çekirdek yapı, Makedonya’nın Pirlepe şehrinden Sakarya’ya göç eden Mehmet Köprülüoğlu’nun 1928’de Karaağaçdibi’nde açtığı köfteci dükkânı ile oluşmuştur. Mehmet Köprülüoğlu’nun oğlu İsmail Köprülüoğlu, bu geleneği 1965 yılında Uzunçarşı 1. Geçit adresinde devam ettirmiş, ardından 1982’de PTT Sokağı’ndaki Cevatbey İşhanı’nda ikinci bir şube açmıştır.
İşletme, İsmail Köprülüoğlu’ndan sonra oğulları tarafından devralınmış ve 2001 yılında Serdivan Yolu üzerindeki Çark Mesire karşısında üçüncü şubesini açarak büyümeye devam etmiştir. Köfteci İsmail, farklı bir sunum anlayışı getirerek Adapazarı’nın meşhur ıslama ekmeğini köftelerle birlikte sunmaya başlamış, böylece damak tadına katkı sağlamıştır.
Helvacı ve Aşçı S. Sırrı (1900’ler)
Adapazarı, 1900’lü yıllarda zengin esnaf kültürüyle dikkat çekerken, bu dönemde S. Sırrı (Süleyman Sırrı) gibi ünlü helvacı ve aşçılar bölgenin lezzet mirasında önemli bir yer edinmiştir. “Helvacı ve Aşçı S. Sırrı” adıyla bilinen dükkân, hem Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecinde yerel tatların korunmasında hem de bölgesel esnaflık geleneğinin yaşatılmasında etkili olmuştur.
Dükkân, özel helvaları ve yemekleriyle ün kazanmış, özellikle düğün ve mevlit gibi özel günler için hazırlanan tatlılar ve yemeklerle dönemin kültürünü yansıtmıştır. Bu geleneksel lezzetler, Adapazarı’nın gastronomi geçmişinde özel bir yer tutmuştur.
Hacıbaba Lokantası (1925-1970)
Adapazarı, tarihî ve kültürel zenginliklerinin yanı sıra lezzet duraklarıyla da dikkat çeken bir şehir olarak öne çıkmış, bu alanda iz bırakan işletmelerden biri de Hacıbaba Lokantası olmuştur. Saray aşçı olan Hurşit Konuk’un Babası Seyit Ahmet tarafından kurulmuş olan lokanta Hurşit Konuk ve çocukları Zeki ile Ziya (nam-ı diğer Deve Ziya) tarafından Kapalı Çarşı’nın yanında, günümüzde İş Bankası’nın bulunduğu yerde uzun yıllar 1925?-1963’e kadar hizmet vermiştir. Lokanta, 1963’ten 1970’e kadar ise Sapanca Gölü kenarındaki Eşme’de faaliyetini sürdürmüş 1970 yılından sonra sektör değiştirmiş Uniroyal ve Lassa lastik fabrikalarının yemek müteahhitliğini yapmıştır.
İstanbul-Ankara Karayolu’nun Adapazarı’nın içinden geçtiği yıllarda Hacı Baba Lokantası, yolculuk edenler için vazgeçilmez bir durak hâline gelmiştir. İstanbul ile Ankara arasında seyahat eden siyasetçiler ve dönemin ünlü isimleri, Adapazarı’nda konakladıklarında mutlaka Hacıbaba Lokantası’na uğramışlardır. Eski Cumhurbaşkanlarımız Celal Bayar ve Cemal Gürsel’in de buradan özel döner sipariş ederek bu eşsiz lezzeti tercih ettikleri bilinmektedir.
36 çeşit sulu yemek ve dönerden oluşan zengin menüsüyle Hacıbaba Lokantası, hem yerel halkın hem de misafirlerin büyük beğenisini kazanmış, Adapazarı’nın gastronomi kültürünün önemli bir simgesi hâline gelmiştir. Dönemin en popüler lezzet duraklarından biri olarak hatırlanan Hacıbaba Lokantası, Adapazarı’nın unutulmazlarından biri olmuştur.
Kardeşler Lokantası (1950’ler)
Adapazarı’nın gastronomi kültüründe önemli bir yere sahip olan Kardeşler Lokantası, Melek Çarşısı girişindeki köşede uzun yıllar boyunca yerel halkın buluşma noktalarından biri olmuştur. Adapazarı’nda ilk döner piliç yapan yer olarak bilinen lokanta, Türer Ailesi tarafından işletilmiştir.
Tatar kökenli bu aile, geleneksel tatları modern bir yaklaşımla sunarak Kardeşler Lokantası’nı, Adapazarı’nın lezzet duraklarından biri haline getirmiştir. Lezzeti ve kaliteli hizmet anlayışıyla lokanta, bölge halkının hafızasında unutulmaz bir yer edinmiştir.
Çark Gazinosu (1950’ler-1960’lar)
Adapazarı’nın tarihî ve kültürel dokusunda önemli bir yer tutan Çark Gazinosu, yalnızca bir lokanta değil, aynı zamanda bir müzikhol olarak bölge halkının anılarında derin izler bırakmıştır. Özellikle 1950’li ve 1960’lı yıllarda Türk Sanat Müziği’nin önde gelen isimlerini ağırlayan bu özel mekân, Adapazarı’nın sosyal ve sanatsal yaşamında ayrıcalıklı bir konuma sahip olmuştur. Ayşe Sevim Tanürek, Mualla Mukadder, Hatice Muzaffer Akgün, Arif Sami Toker, Sabite Tur Gülerman, İnci Çayırlı ve Öztürk Serengil gibi ünlü sanatçıların sahne aldığı gazinoda, ayrıca sirk cambazı Muammer Yankı (ses sanatçısı Semiha Yankı’nın babası) unutulmaz gösterilere imza atmıştır. Bu yönüyle Çark Gazinosu, dönemin en popüler eğlence merkezlerinden biri olarak öne çıkmıştır.
Gazino, adını aldığı Çark Deresi’nin çevrelediği doğal güzellikleriyle de bölge halkının gözdesi olmuştur. Salkım söğütlerin gölgesinde düzenlenen piknikler, Çark Deresi’nde yapılan sandal gezileri ve yaz akşamlarında derenin serinliği eşliğinde dinlenen müzikler, burayı cazibe merkezi haline getirmiştir.
1960’lı yılların başında Türkiye Güzellik Yarışması’na ev sahipliği yaparak ulusal düzeyde bir etkinliğe de sahne olmuştur.
Çark Gazinosu, yalnızca Adapazarı halkı için değil, Türk Sanat Müziği sanatçıları için de adeta bir okul işlevi görmüş, burada sahne alan birçok sanatçının kariyerinde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Günümüzde, yalnızca anılarda yaşayan Çark Gazinosu, Adapazarı’nın kültürel ve sanatsal mirasında özel bir yere sahiptir.
Hakiki Rumeli Köftecisi (1957)
Adapazarı Hakiki Rumeli Köftecisi, 1957 yılından bu yana Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde, Uzunçarşı’nın başında hizmet vermektedir. İlyas ve Nazmi Usta tarafından kurulan işletme, köklü bir geçmişe sahip olup, üç kuşaktır aynı aile tarafından işletilmektedir. Bu süre zarfında el değiştirmeden, geleneksel lezzetini ve kalitesini koruyarak Adapazarı’nın gastronomik simgelerinden biri olmuştur.
Hakiki Rumeli Köftecisi, özellikle Islama Köfte ve yanında servis edilen Islama Ekmeği ile tanınmaktadır. Bu köfteci, gerçek Islama Köfte lezzetini arayanların değişmez adresi olmuştur. Müşteri memnuniyetini ön planda tutan işletme, lezzet ve hizmetteki başarısıyla bölgenin en sevilen mekânlarından biri olmayı sürdürmektedir.
2020 yılında merkez şubesine ek olarak, ilk şubesini Parkshop Outlet Center’da açarak lezzetini daha geniş bir kitleyle buluşturmuştur. Uzun yıllar boyunca sürdürülen bu istikrar ve kalite anlayışı, Hakiki Rumeli Köftecisi’ni Adapazarı’nın vazgeçilmez bir markası haline getirmiştir.
Tunatan Restoran (1967)
Tunatan Restoran, Adapazarı’nın en bilinen ve köklü restoranlarından biridir. 1967 yılında İlhan Tan, zabıta memurluğundan ayrılarak yol boyunda bir kiralık kamyoncular lokantası işletmeye başlamış ve 1969 yılında Alifuatpaşa mevkiinde ailesine ait ilk tesisini kurmuştur. 1983 yılında, işletmeyi oğlu Tuna Tan devralarak, gelenekleri sürdürmeyi başarmıştır.
Tuna Tan, 1977’de pompacılıkla başladığı akaryakıt işinde Türkiye birinciliklerine ulaşmış ve 1990 yılında küçük bir kamyoncular lokantasını 8.000 kişilik bir restoran zincirine dönüştürmüştür. Balkabağı inovasyonu, üretimi ve satışı ile Türkiye’de ilk olma özelliği taşıyan Tunatan, kabaklı baklava (kabaklava) ve kabaklı lahmacun (kabakmacun) gibi yenilikçi ürünlerle de adını duyurmuştur. 1990-2017 yılları arasında yapılan yatırımlar, kurumsallaşma ve markalaşma süreciyle Tunatan Grup olarak büyümüştür.
Tunatan Restoran, özellikle ızgara et çeşitleri ve Adapazarı mutfağının özgün tatlarıyla dikkat çekmektedir. Ailelere uygun, geniş ve ferah mekân düzeni ile tanınan restoran, bölgedeki tarım ve hayvancılık ürünlerini destekleyerek yerel lezzetlerin korunmasına katkı sağlar. Tunatan, zaman içinde Adapazarı’nda birkaç farklı şube açarak hizmet kapsamını genişletmiş ve aynı zamanda düğün, toplantı gibi organizasyonlar için uygun özel salonlar sunarak tercih edilen bir mekan haline gelmiştir.
İmren Lokantası (1999’a kadar Hanaltı)
İmren Lokantası, Adapazarı’nın sosyal ve kültürel hayatında önemli bir yere sahip olan, yıllar içinde şehrin gastronomik sahnesinde iz bırakan mekanlardan biridir. İlk olarak Hanaltı bölgesinde hizmet veren İmren Lokantası, sunduğu zengin ve lezzetli sulu yemekleri ile sadece yerel halkın değil, dışarıdan gelen misafirlerin de ilgisini çekmiştir.
1999 yılında yaşanan büyük deprem, Adapazarı’nın birçok yapısında olduğu gibi İmren Lokantası’nın da yer değiştirmesine neden olmuştur. İmren Salih tarafından işletilen lokanta, yıkılan Belediye İşhanı’nın 1. katına taşınarak faaliyetlerine devam etmiştir. Yeni mekân, Atatürk Bulvarı ve Çark Caddesi’ne bakan cepheleriyle dikkat çekmiş, lokantanın görünürlüğünü artırırken, ziyaretçilerine ferah bir ortam sunmuştur. Bugün ise İmren Lokantası, Atatürk Parkı’nın şemsiyeli bahçe bölümünde yer almaktadır.
İmren Lokantası, özellikle Adapazarı’nın bürokratik kesimleri ve siyasetçileri arasında popüler bir buluşma noktası olmuştur. Şehirdeki önemli olaylar, toplantılar ve sosyal etkileşimler için önemli bir alan olan lokanta, yemek sunumunun ötesinde, insanları bir araya getiren sosyal bir mekân haline gelmiştir. Bu özellikleriyle, Adapazarı’nın toplumsal dinamiklerini yansıtan önemli bir kültürel merkez olmayı başarmıştır.
Ekspres Lokantası (1997)
Ekspres Lokantası, Kardeşler Lokantası’nın hemen yanında yer alarak Adapazarı’nın sosyal yaşamına farklı bir renk katmıştır. Alkollü mekanlar arasında yer alan bu lokanta, daha popüler ve avam bir atmosfer sunarak, farklı sosyo-ekonomik sınıflardan gelen insanları bir araya getirmiştir. Bu yönüyle, Kardeşler Lokantası gibi geleneksel ve sakin bir mekanın aksine, Ekspres Lokantası daha hareketli ve dinamik bir sosyal ortam sağlamaktadır. Her iki lokanta da, şehrin sosyal dokusunu ve yerel halkın alışkanlıklarını şekillendiren önemli mekanlar olmuştur.
Adapazarı’ndaki lokantalar, genellikle aile işletmesi olarak faaliyet gösteren, sıcak bir atmosfer sunan ve geleneksel tariflere sadık kalan mekanlar olarak tanınır. Bu lokantalar, lezzet ve hizmet kalitesi açısından yerel kültürü yansıtan deneyimler sunarak misafirlerine hem damak tadı hem de kültürel bir bağlantı sağlar. Kış aylarında, özellikle çorba çeşitleri, bu mekanların vazgeçilmezi olmuştur. Geleneksel mutfağa olan ilgiyle birlikte, gastronomi turizmi de artmakta ve Adapazarı’nın lokanta kültürü her geçen gün daha da tanınmaktadır.
Adapazarı’ndaki bu lokantaların bir başka özelliği, günlük yaşamla iç içe olmalarıdır. Genellikle sabah saatlerinde açılıp, öğle saatlerinde esnafın yemek molasında uğradığı, akşamları ise aileler ve dost grupları tarafından tercih edilen mekanlar olmaktadır. Çay ve kahve servisi, bu lokantaların eksik olmayan unsurlarından biridir ve burada yapılan uzun sohbetler, arkadaşlıkların pekiştiği, hatıraların yaşatıldığı mekanlar olarak hafızalarda yer edinmiştir.
KAYNAKÇA
https://www.mehmethekim.com/sakarya-yemek-kulturu/
https://sakaryayenigun.com.tr/makale/17856587/cevdet-gungor/adapazarindaki-eski-lokanta-kulturu
https://www.100tarihilokanta.com/meshur-kofteci-mustafa/
https://turkiyeturizmansiklopedisi.com/kofteci-ismail
https://www.bizimsakarya.com.tr/adapazari-tarihi-carsilarinda-saklidir
https://www.tunatan.com.tr/tarihcemiz.html
https://www.tyb.org.tr/adapazarina-lezzet-katan-bir-aile-kofteci-ismail-ailesi-18766yy.htm
Duygu Yalçın, Coğrafi İşaretlerin Şehir Markalaşmasına Etkileri: Sakarya İli Örneği. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sakarya 2019.
Sabri Çelik, Ömer Berke Curoğlu, and Mustafa Sandıkcı. “Bölgede Yaşayanların Yöresel Mutfak Kültürü İle İlgili Algısının Belirlenmesi: Sakarya İli Örneği.” Journal of gastronomy, hospitality and travel (Online) C:4. S:2, 2021, 626-636.
Yağmur Savaşkan, Said Kıngır. “Sakarya ili gastronomik unsurlarının coğrafi işaret kapsamında değerlendirilmesi.” Alanya Akademik Bakış Dergisi Yıl:2020, C:4, S:3, ss. 939-96.