Yenigün Gazetesi

Erkal Etçioğlu

TEKNOGİRİŞİM SERMAYESİ

Bu kavramla belki de yeni tanışıyorsunuz. ”Teknogirişim Sermayesi” aslında Sanayi ve Ticaret Bakanlığının son iki yıldır uygulamaya koyduğu bir programın adıdır. Uygulamadaki  iki yıl içersinde sayıları 180 civarında olan ve  üniversitelerde okuyan lisans,yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin geliştirdiği teknoloji tabanlı arge projelerine devletin karşılıksız kişi başına ödediği 100.000 TL’lık desteği ifade etmektedir.

Verilen bu destekle 2009 yılı için başvuran 700 civarındaki projeden 102 proje bu imkândan yararlanmış ve bu gençlerimiz okullarını bitirerek kendilerine “iş aramak” yerine kendi işlerini kurarak “yeni işverenler” olmuşlardır.

Bende Cuma günü bu konuda bakanlığın davetlisi olarak İstanbul Çıragan Sarayı’ndaki tanıtım toplantısına katıldım. Yaklaşık 30 civarındaki yurtiçi ve yurtdışı üniversiteden katılan bu girişimci öğrenciler aileleri ile toplantıya katılarak ödüllerini aldılar.Önümüzdeki yıl bu katılımın daha büyük olmasını bekliyoruz.

Çünkü yeni yetişen gençlerimiz arasında çok zeki ve çalışkan kişiler bulunuyor. Bunların genç girişimciler olarak “yeni ekonomi” alanındaki teknolojik gelişmelere dayalı olarak faaliyet göstermeleri ve sürekli ilgili makamlar tarafından desteklenmeleri ülkemizin önünde yeni ufuklar açmaktadır.

Türk gençlerinin ne Hindistan’daki yazılımcılardan, ne Çin’deki mühendislerden ne de Amerika’daki doktorlardan eksiği yoktur.Aksine fazlaları vardır.Ancak biz onlara gerekli destekleri veremediğimiz için onların özellikle batıya “beyin göçü” olarak gitmelerine mani olamıyoruz.İşte bu nedenle bu tür projelerin stratejik anlamda büyük önemleri bulunuyor.

Bu iş sadece devlet desteği ile elbette başarılamaz. Bunun arttırılması için Türk Özel Sektör firmalarının da üniversitelerle işbirliği yaparak bu tür gençlerimizin önünü açmak için çeşitli imkanlarını bu işe sunması gerekiyor. Bu gençlerimizin daha” öğrenci iken bulunması” ve onların iş sahibi yapılması için “destelenmesi” ve onlarla “ortak girişimlerde” bulunulması ve elbette ”tecrübelerin paylaşılması” gerekiyor.

Üniversitelerimizin de kendi günlük eğitim ve öğretim işlerinden sıyrılarak bu işlere daha fazla” zaman ve kaynak” ayırması öncelik kazanıyor. Kendi içine kapanık sanayi ile ilişkilerini geliştirememiş üniversitelerin başarısı sadece mezun ettikleri öğrenci sayılarında kalacaktır. Halbuki aranması gereken gerçek performans kriterleri ise “kaliteli, teknolojisi ve katma değeri yüksek yenilikçi ürünler ve entelektüel birikimi üst seviyede insan yetiştirmek” olmalıdır.

İşte bu amaçla Türkiye’deki bazı üniversiteler örneğin; İTÜ,ODTÜ,Bilkent v.s öğrenci sayılarını arttırmayarak günümüzde en çok ihtiyaç duyulan birer “ teknoloji üniversitesi” ne dönüşmek amacındadırlar. Bizde Sakarya olarak en kısa zamanda bu çeşit bir yeni üniversite kurmak zorundayız. Yoksa geri kalacak ve katma değerimizi yükseltemeyeceğiz.