Yenigün Gazetesi
Erkal Etçioğlu
SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNİN ÖNEMİ
Toplum hayatımızın bir çok alanında, her gün ilişkide olduğumuz Sivil Toplum Örgütleri yani NGO dediğimiz kuruluşların Önemi gittikçe artmaktadır. İngilizce’den gelen NGO yani (Hükümet dışı organizasyonlar) gelişen demokrasi ve yerel yönetimlerle aktarılan yetki ye sorumluluklar nedeni ile önemli bir hale gelmişlerdir.
Sivil toplum Örgütleri’nin içinde meslek odaları, üniversiteler, sendikalar, basın, dernekler, siyasi partiler, sosyal yardım kuruluşları, spor kulüpleri vs. gibi birçok unsur sayılabilir. Bu kuruluşlara yerel yönetimleri yani Belediye ve İl Özel İdareleri’ni de katarsanız konunun önemi kendiliğinden artacaktır. Toplum hayatımızı göz önüne getirdiğimizde hemen hemen birçok işimiz bu kuruluşlardadır.
O halde bu kuruluşların yönetim kalitesi ve işleyiş tarzları, yerilen hizmetlerin başarısı için vazgeçilmez kriterler olacaktır. Oysa; Asıl önemli demokratik sistemin alt yapısını ve prototip uygulama alanını oluşturmalarıdır. Kısacası; sistemin ihtiyacı olan eğitilmiş insan gücünün ve uygulama metodlarının üretildiği sahalar olarak önümüze çıkmakta ve geleceğimizi şekillendirmektedirler.
Bu kritik önemlerinden ötürü herkesin ilgi alanı içerisindedirler. Özellikle; İş adamları, siyasetçi ve gazeteciler ile çeşitli derneklerin başkanları üzerinde ele geçirme senaryoları yaygın olarak uygulanır. Kökleri ülke dışına uzanan çeşitli gizli ve açık organizasyon, bu kuruluşlara ve ilerde toplumu yönetecek başarılı sivil toplum yöneticilerine çengel atar. Bunlar arasında en tehlikeli olanları Hristiyanlık tarafından da aforoz edilen kökleri Kudüs Tapınak Şövalyeleri ve Mason Locaları’na dayanan ILLIMUNATI örgütleridir.
Bunların hemen hemen her şehirde işadamlarına kadınlara ve çocuklara dayanan yasal demekleri vardır. Toplum içindeki zeki ve yoksul insanlarımıza yardım ederek, onlardan istifade etmeye çalışırlar. Bu insanlarımızı kendi milli kimliklerinden uzaklaştırarak, kişiliksiz bir dünya vatandaşı yapmaya uğraşırlar. Bu kuruluşların sembolleri ile satanistlerin sembolleri tam bir benzeşme gösteriyor. İşte; Sivil toplum kuruluşlarımızın en büyük talibi bu gruplardır. Bunlarla birlikte siyasi partiler, hemşehri dernekleri, ideolojik yapılar hep bu kuruluşları kullanarak, toplum içinde güçlenmeye çalışırlar.
Avrupa Birliği’ne giden yolda, sivil toplum kuruluşlarının büyük önemi bulunmaktadır. Onun için bu kuruluşların başına cumhuriyetçi, aydın, milli ve manevi değerlere, insan haklarına saygılı, demokrasiye aşık kaliteli insanları getirmek hepimizin görevi olmalıdır. Böylelikle hem çağdaş medeniyet düzeyine ulaşmayı, hem de sömürge olmamayı başarabiliriz.
Şimdiden Sakarya İlimiz’ in sivil toplum kuruluşlarında görev alacak kişileri kutluyorum. Yapacakları çok şeyler bulunuyor. Katılmacı bir yönetim anlayışı, işbirliği, uzlaşma ve dayanışma içerisinde Sakarya’nın parlak geleceğine hizmet etmelerini temenni ediyorum. Başarının tek şartı; Birlik ve beraberlikle amaçlanan hedefe, hiçbir zorluğa aldırmadan yürüyebilmektir.