Yenigün Gazetesi
Erkal Etçioğlu
SAKARYA'YI KİRLETENLER
Bugünkü yazımın başlığına bakarak sakın Sakarya Nehrini kirleten fabrika ve kanalizasyon atıklarından bahsettiğimi sanmayınız. Bu yazımda Sakarya’nın tüzel kişiliğini ve itibarını lekeleyen ve bunun bedelini ödemekten kaçan “çakma” hemşerilerimizden bahsetmek istiyorum.
Gün geçmiyor ki şehrimizi ve ilimizi kötüleyen haberlere ve uygulamalara muhatap oluyoruz. Artık sormak gerekmiyor mu? Neler oluyor bize diye? Elbette her hemşerimizin başına kötü şeyler gelebilir. Ama toplumda öne çıkmışsanız ve hele onu temsil eden bir makamda bulunuyorsanız böyle durumlarda gereğini yapmalısınız. Çünkü sizin şahsınızda Sakarya’nın itibarı lekelenmektedir.
Eğer Sakaryaspor yönetiminde bulunuyor ve çete suçlamasına muhatap oluyorsanız bu suçtan aklanıncaya kadar lütfen yönetimden affınızı isteyiniz veya yönetim kurulu bu üyeliği askıya alarak dava sonucuna göre konuyu tekrar değerlendirmelidir.Bunu yapmaktan çekinmeyin. Çünkü bu durum göz bebeğimiz Sakaryaspor’un itibarını lekeliyor.
Eğer siyasetle uğraşıyor ve yakınlarınız yüzünden suçlanıyorsanız o zaman polisin işine karışmayacaksınız.Operasyonu yapan emniyet amirlerini yerlerinden alarak başka görevlere verdirerek cezalandırmayacaksınız.Elbette konumunuzdan ötürü sizi bazı medya mensupları kirletmeye uğraşacaktır.Bunlara sabırlı olacaksınız.Gerekirse dava açıp manevi tazminat talep edeceksiniz.Etrafınızdaki asalakları temizlemeniz gerekir yoksa sizi de hem partinizden hem de siyasetten temizlerler.Bunun örneğini geçtiğimiz yerel seçimlerde yakınları yolsuzluklara karışmış adayların devre dışı bırakılmasında görmedik mi?
Bu olayların bir kısmı da geçmişte benim başıma gelmişti.Benim siyasi rakiplerim beni bir tahsilat çetesinin başı gibi göstererek ve benimle ilgili “kara kitaplar” bastırarak seçimleri almışlardı.Sonra ne mi oldu.? Durum zaman sürecinde aydınlandı.Onların bana iftira attıkları ispatlandı.Halk durumun gerçek olmadığını anladı.Normal olarak ta bir dönem sonra bu işlere bulaşanlara derslerini verdi.Şimdi o zaman bu işlerle uğraşanların bir kısmı benden özür diliyorlar.Bende büyük bir mutlulukla bunları kabul ediyorum.
O halde tıpkı atasözünde denildiği gibi yapmalıyız.”Geçme namert köprüsünden koy apartsın su seni” Yani tuzağa düşme eğer düşersen bedeline katlan.Üç günlük hayat haksızlığa göz yummayı kaldırmaz..Nasıl olsa gerçek bir gün ortaya çıkar.Adalet eninde sonunda gerçekleşir.
Bir çift sözümde iktidar mensuplarına var. Bozukluk veya yanlışlığı düzeltmek için uygun bir zamanı beklemeyin.Adalet kılıcı yanlış yapana zamanında kalmalıdır.Tıpkı rahmetli Turgut Özal’ın kendi enerji ve tabii kaynaklar bakanı İsmail Özdağlar olayında olduğu gibi suç ispat edilmişse gereğini yapmak için beklemediği gibi davranmalısınız.
Bir fikri veya bir kurumu kirletenlerin o kurumun içinde bir saniye bile kalmaması gerekir.Bunu ülkemizde en iyi kurum TSK’dır.Bence bu anlayışa sivil toplum kuruluşları ve elbette ki siyasi partilerimiz de katılmalıdır.Gerçek demokrasi ancak böyle kurulur.