Yenigün Gazetesi

Erkal Etçioğlu

SAKARYA'NIN GERÇEK KAHRAMANLARI(KOBİ)

Sakarya ekonomisinin devlet teşviklerinden yoksun olmasına karşılık gelişen KOBİ’ leri (Küçük ve Orta Boy İşletmeler) son yıllarda önemli başarılara imza attılar. Bu başarıların başında yerel istihdamı arttırmak, ekonomik büyümeyi sağlamak, ihracatı geliştirmek ve devlete vergi katkısında bulunmak gibi unsurlar ilk sıraları alıyor. Bu başarının altında öncelikle ustalıktan veya tüccarlıktan “sanayiciliğe” geçen öncü iş adamlarımızın rolleri bulunuyor. Bu iş adamlarımız bürokrasinin her türlü engellerine ve yabancıların yoğun rekabetine rağmen işletmelerini geliştirerek yüzlerce ülkeye ihracat yaparak ülkemizin ve Sakarya’mızın gururu oluyorlar.

Onlar gerçekten bir “Anadolu Kaplanı” gibi dünyaya kendilerini kabul ettiriyorlar. Sık sık dünyanın çeşitli yerlerine giderek son gelişmeleri izliyor ve kendilerini bu yeni şartlara hazırlıyorlar.Diğer yandan işletmelerini “stratejik planlamalar” yaparak geleceğe taşımanın gayreti içindeler. Hemen hemen hepsi “kurumsallaşmanın” öneminin farkındalar.”Aile işletmelerini” hem statülerini yükselterek,hem de profesyonel çalışanlarının sayısını arttırarak çok şirketli “gruplara” veya “holdinglere” dönüşmek arzusundalar.

Özellikle her KOBİ:  iş etütlerine dayanan “sistem ve süreç analizleri” yaparak modern bilgisayar yazılımları(ERP,MRP,DRP) ve internet imkanlarını kullanmak istiyor…..

…..Artık hiçbir şey kişisel veya keyfi planlanmıyor. Tüketici taleplerine uygun ürün tasarımları bile üç boyutlu “tasarım programları”(AUTOCAD, SOLIDWORKS vb) ile yapılıyor . Artık vasıflı eleman ihtiyacı artmış durumda. Onun için yerel yönetimlerimizin ”meslek edindirme ve vasıf yükseltme” çalışmalarını asli hizmetler olarak algılamaları gerekiyor.

Öte yandan KOBİ’ lerimiz buldukları “markaları” oluşturarak ve tescil ettirerek uluslar arası rekabete uyum çabasındalar. Pazarlama ve satışta “müşteri ilişkilerine”(CRM) “insan kaynakları yönetiminde” personel seçme, bireysel performans ölçme ile eğitim ve motivasyona büyük önem veriyorlar.” Kurumsal kültürü” geliştirmek için çalışanları ile ortak hedeflerde buluşarak sosyalleşme, dayanışma ve işbirliğini teşvik ediyorlar. İşletmelerin beşeri,sosyal ve kültürel çevreleri ile birlikte planladığı “sosyal sorumluluk” projelerine katkı sağlamaktan da kaçmıyorlar.Her türlü hayır işlerini finansal yönden destekliyorlar.

Diğer yandan; meslek odası, dernek, federasyon ve vakıflar ile sivil toplum kuruluşları içinde yer alarak “demokratik ve örgütlü toplum”a katkıda bulunuyorlar. KOBİ’ler diğer taraftan “teknolojik gelişme ve yenilik” yapma konusunda da üniversitelerimiz ve TÜBİTAK gibi kuruluşlarla yoğun bir işbirliğine gidiyorlar. Türkiye’nin sanayileşme ve kalkınmasının temel taşlarından biri olmaya hazırlanan KOBİ’ lere yapılacak her katkı misli ile geri dönecektir.

Sakarya’da adını saymaktan gurur duyduğum bir çok başarılı KOBİ var. Bunların başarı hikayeleri ileriki yıllarda bir çok habere ve yayına konu olacaktır. Şüphesiz ki ülkemiz büyük liderimiz M.Kemal Atatürk’ünde dediği gibi her alandaki başarıları ile ”atinin yüksek ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.” Ne mutlu üretenlere, ne mutlu paylaşmayı bilenlere.