Yenigün Gazetesi
Erkal Etçioğlu
RAMAZAN FIKRALARI
TİLKİ’NİN ORUCU
Tilki ormanda gezmektedir.Bir ağacın dalında bir geyik budunun asılı olduğunu görür.Açtır ama şüphelenir, kontrol edince tuzağı anlar. Çünkü geyik budu iple bir bombaya bağlıdır. Epeyce uzağa gider ve başını kollarının üzerine koyarak yatar, biraz sonra kurt gelir, budu ve yatan tilkiyi görür.Tilkiye sorar:”Napıyorsun dostum?”
Tilki cevap verir:”Hiiçç…Yatıyorum.”
–Burda bir but var.
-Evet var.
-Neden yemedin?
Tilki sakince cevap verir;”Bugün oruçluyum.”
Kurt kendinden emin:”Ben yiyeyim o zaman.”
Tilki; “Buyur afiyet olsun.”der.
Kurt, buta uzanır uzanmaz bir patlama ile ortalık toz duman olur. Kurt yaralı, perişan halde yatarken, tilki sakince budu yemeye başlar.
Bunu gören kurt;”Hani sen oruçluydun?” deyince tilki pişkin pişkin; “Biraz önce top patladı duymadın mı?”
SU KATIYORLAR
Bektaşinin birini ramazanda içki içtiği için yaka paça kadıya götürürler. Çakırkeyif Bektaşi’yi görür görmez kadı: – “Behey kafir! Bu yaşta hala içiyorsun bu zıkkımı. Utanmıyor musun? Bilmiyor musun haram olduğunu?” der.
– “Sırtınızdaki ipek kaftan da haramdır…” diye karşılık verir Bektaşi.
Kadı: – “Bunun içine pamuk katarlar.” Bektaşi: – “Dünyada doğru adam mı kaldı, şaraba da yarı yarıya su katıyorlar…”
3 GÜNLÜK ORUÇ
Tonyalı bir türlü iyileşmeyen ineği için açmış Allah’a ellerini:
–Ey beyük Allahum! Eğer habu ineği iyileşturursen söz üç gün oruç tutacağım.
Aradan bir müddet geçer ve Tonyalı’nın ineği gerçekten de iyileşir.
Tutar Tonyalı söz verdiği orucu. Ve bir müddet sonra inek geberir. Tekrar açar ellerini:
–Ey beyük Allah’ım! Eğer ben tuttuğum o üç gün orucu Ramazana saymazsam…!
SEN NE İŞE YARADIN?
Bektaşi ile Hacı Osmanlı, zamanında ramazanda içki içerken yakalanırlar. Kadı yaptıklarının cezasının ne olduğunu bilip bilmediklerini sorar bunlara. Hacı af diler “şeytana uyduk kadı efendi”, der ve Haci’ya idam cezası verir. Bektaşiye sıra gelir ve der ki “Kadı efendi ben gayri-müslümüm, bana oruç farz değildir.” Kadı Bektaşiyi serbest bırakır. Bektaşi kadıya sorar “kadı efendi ben de şehadet getirsem, müslüman olsam, arkadaşımı da bağışlar mısın?” Kadı efendi düşünür “gavuru müslüman yapmanın ona sağlayacağı sevabı hesap eder ve Hacı’yı da affeder. Kadının huzurundan ayrıldıktan sonra hacı şaşırarak Bektaşi’ye sorar: – “Sen ne biçim adamsın be, bir dinli oluyon bir dinsiz, sende iman yok mu bire münafık?” deyip azarlar. Bektaşi de – “Gavur oldum kendimi, müslüman oldum seni kurtardım be. Peki sen ne işe yaradın?”