Yenigün Gazetesi
Erkal Etçioğlu
ÖTEKİLEŞTİRME OYUNU
Küresel sömürü düzeninin ana uygulamalarından biri olan “böl, parçala,yut” yönteminin ilk basamağı bölünecek etnik veya dini grubu “ötekileştirme” çalışmasıdır. Bu çalışmalar genelde hedef grubun farklı özelliklerinin abartılarak öne çıkarılması ile başlar. Yıllardır diğer gruplarla iç içe geçmiş ve başka bir “ortak kültür değeri” yaratmış unsurlar öncelikle ortadan kaldırılmaya veya yozlaştırılmaya çalışılır.
Bu kavramlar ortak dil, ortak vatan,ortak dini değerler,ortak kültür gibi unsurlardır.Tasada, sevinçte birlikte ağlayan, birlikte gülen insanlar farklılıkları istismar edilerek birbirine düşman edilir.Aynı eller ilgili bütün tarafları kötü yönde özendirici ve kışkırtıcı yönde harekete geçirmeye çalışır. Bunun için gerekirse para hatta silah bile verebilirler. Geçmişe baktığınızda sağdaki ve soldaki gençlere birbirlerini kırsınlar diye verilen silahlar hep aynı kaynaklardan çıkmıştır.
Bu günde Ümraniye soruşturmasında da ortaya çıkan mühimmatların yine birbirine zıt çeşitli grupların eylemlerinde kullanıldığı ortaya çıkmaktadır. K.Maraş’ta,Çorum’da geçmişte yaşanan kırımların temelinde de aynı olguyu görebilirsiniz.Bu kurallar bütün dünyada geçerli tahrik yöntemleridir.
İşte iş bu noktalara varmadan küresel aktörler önce “mikro milliyetçiliği” tahrik ederek başlarlar. Ülke ile bütünleşmiş grupları siz ana unsurdan farklısınız.Sizin özerk hatta bağımsız olmanız lazımdır diyerek kandırırlar.Aslında uyanık bir çok grup bu oyunlara düşmez.
Aslında tahrik edilmek istenen azınlık gruplarından daha fazla bölünecek ana gruba yıkıcı propagandalar yapılır. İşin temel kuralı” toplumun ana unsuru azınlık denilen grubu dışlayıp ötekileştirmedikçe bu parçalanma gerçekleşemez.”İşte işin püf noktası burasıdır.
Bizim milli kültürümüzün ve dini değerlerimizin ortaya çıkardığı “millet” kavramı etnik yapı temelinden ziyade” ortak kültürel kalıtıma” dayanmaktadır. Yani “genetik kalıtım” yerine “kültürel kalıtım” esas alınmıştır.. Aynı dili kullanan ama farklı dillere de saygı gösteren,aynı dine inanan ama farklı inançlara da hoş görü ile bakan,aynı müzikleri dinleyen, aynı mutfak kültürüne sahip ortak kültür millet inancının tabanını oluşturur.
Zaten son din olan İslam dinide “milletini sevmeyi” en doğal hak olarak görmüş ancak ırkçılığı yasaklamıştır.Zaten “Türk Milleti” deyince Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlanmış olan herkes Anayasamıza göre “Türk” tür.Gazi M.Kemal Atatürk’ün veciz sözü “Ne mutlu Türk’üm Diyene” cümlesinin amacı da aynıdır.Yine dahi önderimizin “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür” sözü aynı anlamı taşımaktadır.
Görülüyor ki büyük millet olmak kolay değildir.Bu sinsi oyunlara gelmemek ve azınlık yapılmak istenilen kardeşlerimize sahip çıkmak gerekiyor.Bilinmelidir ki ötekileştirilmek istenenler bizim gerçek kardeşlerimizdir.Onlar ötekileştirmeye çalıştıkça biz “birleşmeliyiz” Ancak böylelikle atılmış sözde aydınların ihanetlerine,yandaş medyaların oyunlarına gelmemiş oluruz.
Bu ülke ne ihanetler gördü. Ne kahramanlar çıkardı.Bu coğrafyada yaşamak için büyük millet olmak gerekir. Türk Milleti de tarihle yaşıt büyük bir kültür ve medeniyetin temsilcisidir.