Yenigün Gazetesi
Erkal Etçioğlu
MUHATABIMIZ ERMENİSTANDIR
1915-1918 yılları arasında I. Dünya Savaşı sırasında yaşanan, Osmanlı-Rus savaşları döneminde meydana gelen olayları sözde Ermeni soykırımı olarak kabul etme “Modası” gittikçe yayılıyor. Ancak ilk defa devletimiz de aktif olarak milletimizle beraber ortak bir eylem planı üzerinde çalışmalar başlattı. Bu çalışmalarda konunun muhatabı olarak Ermenistan’ın alınması doğru bir karardır. Çünkü Avrupa ve Amerika’da yaşayan “Ermeni Diasporası” kontrol edilmesi hem güç, hem de gerçeklerden uzak ütopyalar peşinde koşan Hınçak ve Taşnak çetelerinden oluşmuş bir yapıdadır. Hem Ermenistan’la, hem de bulundukları ülkenin resmi organları ile ilişki içindedirler, üstelik, bir çok ülkede sözde soykırım iddiasını kabul ettirmekle kalmamış, soykırım iddiasına karşı çıkma ve onu belgelerle yalanlama faaliyetini suç saydırmışlardır. Örneğin Avrupa’daki bazı ülkelerde, siz sözde soykırım iddialarını kabul etmezseniz, suç işlemiş olursunuz. Bu kabul edilemez bir durumdur.
Öncelikle bütün dünyada dedelerimizin soykırım yapmadıklarını, aksine Ermeni çetelerinin Ruslar’a destek olmak ve Doğu Anadolu’da bir devlet kurmak amacı ile Müslüman Türkleri ve Kürtler1! acımasızca katlettikleri iyice anlatılmalıdır. Nitekim Genel Kurmay Başkanlığı arşivlerinden Ermeni katliamlarına dair fotoğraflar yayınlanmaya başlanmıştır. Soydaş ye dindaşlarımıza reva görülen işkenceler ye katliamların fotoğrafları insanlık dışıdır. Ermeniler insanlık suçu işlemişlerdir. Bunların üzerine zamanın Osmanlı Hükümeti, Ermeniler savaş bölgelerinden daha sakin olan Halep ye Şam kesimine yerleştirmek için iç göç (techir) kararı almıştır. Bu iç göç sırasında yaklaşık 900 bin dolayında Ermeni bu bölgelere kaydırılmıştır. Bu her bağımsız devletin, böyle bir durumda alması gereken bir iç güvenlik tedbiridir. Yani dedelerimiz asla katliam yapmamıştır. Bu bir yalan kampanyasıdır.
O halde Ermeniler bu konuda neden ısrarlıdırlar? Çünkü Türkiye’den yine Avrupa ve Amerika’nın desteği ile hem para, hem de toprak talepleri bulunmaktadır.
Bizim bu talepleri kabul etmemiz mümkün değildir. Üstelik kardeşimiz Azerbaycan Cumhuriyeti’nin dağlık Karabağ bölgesini işgal eden, binlerce soydaşımızı katleden Ermenistan’la şimdilik dost olmamız da mümkün değildir.
Eğer Ermenistan; Anayasasında yer alan sözde soykırım iddialarını ve Türkiye’den toprak taleplerini değiştirmez ise asla yakınlaşma sağlanmamalıdır. Aksine Ermenistan’ı sıkıştıracak konulara yönelmeliyiz. Bizi düşmanı sayan ve bizim diplomatlarımızı acımasızca katleden “Asala” terör örgütünü unutmadık. Her ne kadar aramızda bunları unutanlar olsa bile.
Bu ülkede kaçak çalışan 30-40 bin dolayında Ermenistan vatandaşı olduğu iddia ediliyor. Ermenistan’a mal satarak, para kazanma peşinde olan soysuz işadamları ile her gün karşılaşıyoruz. Bize yapılanlara aldırmayan sözde yazar-çizer takımı, soykırım iddiasını Kabul etmemiz için propaganda yapıyorlar.
Bu memleketin kahramanları bol olduğu gibi hainleri de epey var,gibi. yine üzerine basarak söyleyeyim. Biz Ermeni halkını katletmedik. Onlar bize ihanet ettiler. Yoksa şu anda Türkiye’de, Ermeni varlığından söz etmek mümkün olmazdı.
Türkiye ve Türk Milleti masumdur ye haklıdır. Dedelerimizi savunmak elbette Türk milletinin hakkıdır. Biz yalanları zorla kabul etmeyiz. Doğrular eninde-sonunda anlaşılacaktır. Katliam fikri de, suçu da Ermeniler’e aittir. Türkler, dünyaya medeniyet taşımış asil ve temiz bir milletin çocuklarıdır.