Yenigün Gazetesi
Erkal Etçioğlu
MIZRAK ÇUVALA SIĞAR MI ?
Şehrimizin merkezinde yer alan Atatürk Parkı ve Atatürk Bulvarı’nın bir bölümünde yapılan son imar düzenlemelerine şöyle bir bakalım.
Gerçekten Atatürk Parkı’nın yeniden düzenlenmesine ihtiyaç olduğunu düşünenlerdenim. Ancak, buranın temel niteliklerinin de korunması gerektiğini savunuyorum. Şehrimize yon veren imar uygulayıcılarının, yıllardır halka mal olmuş merkezdeki tek yeşil alanın üzerinde dikkatli olmaları lazımdır. Bu alanın ileride şehrimize çok gerektiğine inanıyorum.
Yapılan temel hata, Duranın kontrolsüz bir biçimde yapılaşmasına, istemeyerek de olsa izin vermektir. Aynı imar adası içerisinde bir taraftan, belediyenin kiralık dükkanlarını ve çiçekçiler çarşısını bıkmaya uğraşırken, aynı ada içerisinde “Kültür Merkezi” yapmanın hiçbir tutarlılığı yoktur. Kültür merkezi inşaatının planı incelendiğinde ise daha çok ticaret ye rant amacının, kültür hizmeti arzını geçtiği görülmektedir.
Aslında, şehrimizin bu tür yeni merkezlere ihtiyacı vardır. Ancak merkezlerin nerelere yapılması gereğinin iyi belirlenmesi lazımdır. Örneğin bu yatırım bence Karaman ve Camili’ye yapılmalıydı. Çünkü orada bu ihtiyacı giderecek hiçbir tesis bulunmamaktadır. Adapazarı’nın gerçek ihtiyacı büyük bir Kongre Merkezi’dir. Bu Kongre Merkezi’nin geniş bir alanda otopark problemi olmayacak şekilde yapılması şarttır.
Gelelim olayın imar tekniklerine göre incelenmesine; Atatürk Parkı İmar Planlarımızda Defterdarlık Binası (Eski Halkevi) hariç yeşil alan olarak ayrılmıştı. Çünkü afet durumunda veya merkezdeki nüfus yoğunluğunun nefes alabileceği ve sığınılacak tek yer burasıdır.
Burada yapılan Deprem Müzesi’nin de aynı şekilde ruhsat problemi vardır. Bursa Anıtlar Kurulu’nun izni olmaksızın deprem sırasında Bayındırlık Bakanlığı yetkililerinin girişimleri ile gerçekleştirilmiştir. Bu müzenin yerinin de yanlış seçildiğine inananlardanım. Ve buraya harcanan paraya yazık olduğunu savunuyorum. Ancak Kültür Merkezi olayı parkın temel yeşil alan özelliğini bozmuştur, imar Planımız’ın yapısı bunu adeta reddetmektedir. İşte bu noktada tahminlere göre belediyedeki bazı imar uygulayıcıları devreye girerek imar Kanunu’nun ve Planı’nın ilgili maddelerini zorlayarak bir çözüm aramışlar ve kanuna karşı hile derecesine yararak imar adasını Atatürk Bulyarfnın bir bölümünü de içine alacak şekilde büyütme yoluna gitmiş olabilirler.
Burada amaç, “Aynı imar adası içerisinde yeşil alan değişikliklerini yeni yeşil alanlar ihdas ederek” çözmek olmuştur. Yani Kültür Merkezini yasallaştırabilmek için bulvarın bir bölümü Atatürk Parkı imar adasına ilave edilerek büyütülmüş olabilir.
Sonuçta Atatürk Bulvarı’nın 100 metrelik yol bölümü 400 metrelik bir dönüş yapacak şekilde uzatılmıştır. Bu girişim ayrıca, gerçekten güzel bir düzenleme yaparak olayı gizlemek durumunda kalmıştır. Ancak bu güzelliği Orhan Camii önündeki tuvalet bozmaktadır, ilgililerin dikkatlerini çekiyorum.
Geçmişte, Atatürk Bulvarı ile Karaağaç Bulvarı’nın birleşmesini önlemek için, yolların kördüğüm olduğu Orhan Gazi.ve Ağa Camii arasındaki bölümünü de SIT alanı ilan ederek kurtarma metodu da aynı doğrultudaki kötü niyetli bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır.
Önlerini göremeyen, vizyon sahibi olamayan bazı imar uygulayıcıları Adapazarı’nın geleceğine yaptıkları bu hatalarını düzeltemezlerse kamu vicdanında mahkum olabilirler, işte bu mızrak gibi çevresiyle ve imar planları ile çelişen uygulamalar yıllar içinde bulundukları yerlerde sırıtacaklar ve sonunda halkın iradesi ile yok olacaklardır.