Yenigün Gazetesi
Erkal Etçioğlu
MISIR
İzlediğimiz televizyon ve gazeteler Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in istifa ettiğini ve Abu Dabi’ye gittiğini belirtiyorlar. Oradan da tedavi için Almanya’ya gidecekmiş. Mısır halkı ise sevinç gösterileri ile zaferlerini kutluyor.Batı ise bu durumu kendiliğinden gelişen bir değişim ve ” halk hareketi” olarak yorumluyor. Acaba durum gerçekten böyle mi?
Zaman süreci içersinde bu değişimin gerçek nedenleri ve gizlenen gerçekler elbette ortaya çıkacak. Temel de Mısır halkının dikta rejiminde çektikleri özgürlük hasreti ve yoksulluk sınırının iyice genişlemesinin etkisi olmakla beraber olaylarda lojistik destek sağlayan batı güdümlü sivil toplum ağlarının etkilerini de iyice araştırmak gerekiyor. “ Şablona bakın! Yasemin Sedir, Gül, Lale! Gürcistan, Sırbistan, Ukrayna, Polonya, derken şimdi de Tunus ve Mısır. Hepsi aynı adımları izledi.. Şablon hiç değişmedi..Tunus’daki ayaklanmaya verilen ad bile, Soroscu bir darbenin izi.Yasemin, Sedir, Gül, Lale vs vs ‘devrimleri’!
Bunlar, Amerika’nın istihbarat teşkilatına bağlı hedef ülkeleri ayaklandırma, kaos yaratma ve fonlama merkezi NED (National Endowment for democracy) ve Soros’un Açık Toplum Vakfı (Open Society Foundation) imzalı. Turuncu şablon, her ülkede KAOS YAPILANDIRMA operasyonuyla gelişti…KAOS önce ekonomiye yerleşecek, kör topal giden karma ekonomide devletin yeri yok edilecek, tüm KİT’ler özelleşecek, İMF Uluslararası para Fonu Stand –by larla hedef ülkelerin gırtlağına çökecekti.
Mısır’da da Tunus’da da diğer bölge ülkelerinde de tüm fabrikalar küresel sermayenin eline geçecek,üretim azalacak, fiyatlar rekor seviyeye çıkacak, işsizlik tavan yapacaktı. Ekonomik KAOS yapılandırmak, hedefe giden yolda ÖN ŞARTTI:
Hedef ülkelerde Batıya bağlı yönetimler ve yönlendirici elit aşırı zenginleşecek, halk giderek açlıktan ölecekti.. Soros’cu ‘sivil ağlar’ sendika, medya ve eğitim sistemine sızacaktı… Halk 90’lardan beri hedef ülkelerin kılcal damarlarına girecek, batı işbirlikçisi hükümetlerce tüm milli kurumları tahrip eden bir süreç başlayacaktı…
Bu sürecin en bariz yanı, işsiz, aç yoksul yığınlara SADAKA dağıtılması ve üst tabakanın SATIN ALINMASIYDI. Özgür Düşünce için El Cahid Forumu (AJFFT) 2009’da 131.000 Dolarlık NED fonu alıyor. konferanslar düzenliyor, ‘liderlik’ kursları veriyor, ‘yerel gençlik projelerine’ maddi destek sunuyordu! Eğitimi Güçlendirme Derneği (APES): 2009’da 27.000 dolarlık NED desteğine mazhar olmuştu. Muhammed Ali Eğitim, Araştırma merkezi (CEMAREF) Aynı yıl NED’den 33.500 dolar fon almıştı. Vakit gelince aç yoksul ve kafası karıştırılmış insanlar, ‘eğitilmiş’ liderlik kurslarından geçmiş yerel birimler tarafından yönlendirilecek, halkın öfke ve isyanı, küresel çıkarlar çerçevesinde değerlendirilecekti..
ILIMLI İSLAM teorisyeni Daniel Pipes Washington Post’da yazıyor:‘Tunus’daki gibi nispeten kansız, kolay bir darbe, diğer İslam ülkelerinde diktaların yıkılmasına yardımcı olabilir!’ Acaba bu coğrafya için ‘Tek çözüm Ilımlı İslamdır!’ diyen Pipes, geleceğe dair ipuçları mı sunuyor?
ABD eski dışişleri bakanı Rice 2005’de : ‘Fas’dan Pakistan’a 22 ülkenin sınırları değişecek!’ dememiş miydi?. Bunun anlamı: ‘Ülkeler küçük parçalara bölünecek, şehir devletler, küresel sermaye gruplarının hakimiyetine girecek. Daha çok yerelleşme, daha az ulus devlet formülü yerleştirilecek.’ idi. Banu AVAR 27 Ocak 2011”
Bu durum Ortadoğu’da her iki yönde de gelişebilir.İstenilenin tam tersine Mısır’da ve diğer Ortadoğu ülkelerinde daha çağdaş ama yurtsever kadrolar yönetimde ağırlıklarını hissettirebilirler.O zaman batının planı ne hale gelir ? birlikte göreceğiz. Aslında yukarıdaki bazı uygulamalar sanki son 7-8 yıldır bizde de geçerli gibi. Ama bizdekinin adı “Açılım Demokrasisi”