Yenigün Gazetesi

Erkal Etçioğlu

LOZAN HAKKIMIZI HEDİYE EDEN KİM

Geçtiğimiz günlerde T.C Dışişleri Bakanlığı 19 Mayıs tarihinin Yunanistan’da resmen “Pontus günü” olarak kutlanması ve buna kamu görevlilerinin de katılmasını bir açıklama yaparak şiddetle kınadı.. Açıklamada, aynı zamanda Lozan Barış Antlaşması ile  ilgili özel bir noktayı da gündeme getirdi. Bu açıklamanın ilgili bölümü aynen şöyle;

Bu vesileyle, Kurtuluş Savaşımız sırasında Yunanistan’ın Anadolu’da tevessül ettiği vahşet ve mezalimi ve bu bağlamda, Lozan Antlaşması’nın 59. maddesinin, ‘Yunan ordusu veya yönetiminin savaş hukuku kuralları hilafına Anadolu’da sebep oldukları yıkımın Yunanistan tarafından tazmin edilmesini öngördüğünü hatırlatmak isteriz.”

Ancak üzülerek söylemeliyiz ki daha sonraları kendini Milli Şef olarak adlandıran İsmet İnönü, Yunanlıların resmen ödemeyi kabul ettikleri tazminatı Yunanistan’a bağışlamış, Yunanistan’ın 4 milyar Frank tutarındaki tamirat ve tazminat bedelini ödeyecek malî durumu olmadığını söyleyerek TBMM’nin bütün ısrarlarına rağmen Yunanlıları affetmiştir. Meclis’te yaptığı konuşmada ise “Barışın bir an önce gerçekleşmesi için tarafımızdan büyük bir fedakârlık” yapıldığını ileri sürmekten de çekinmemişti. Bu durumda Dışişleri Bakanlığının ifadesi doğru ancak uygulanamamış bir gerçeği ifade etmektedir.

Peki gelecek nesiller sormazlar mı? Madem Yunanlıların malî durumu bu parayı ödemeye müsait olmadığı için affediyorsunuz, peki Türkiye’nin durumu çok mu rahat idi ? Lozan’da Osmanlı borçlarını son kuruşuna kadar ödemeyi taahhüt ederken hiç değilse bu borcu 4 milyar  frank tutan Yunanistan’ın tazminat hesabından düşebilirdiniz. Ya da karşılıklı olarak bu borçların tasfiyesini talep edebilirdiniz.

1933 yılında yapılan konsolidasyonla Osmanlı borçları 962 milyon frank olarak belirlenmişti. Yaklaşık olarak bizim Yunanistan’dan alacağımızın dörtte birine denk gelen bir tutar olmuştu. Yunanistan’a bağışladığımız miktarla Osmanlı’dan kalan borcu biz 4 defa fazlasıyla ödeyebilirdik.  

Osmanlı borçlarını ödeye ödeye bitiremediğimizi dillerine dolayan bazı siyasiler bunu Osmanlıyı kötüleme aracı yaparken, Yunanistan’a bunun 4 katını hibe ettiğimizi söylemeyi nedense unutuyorlar.Elbette tarihi olaylar gün ışığına çıktıkça gerçekler ve doğrular Türk milleti tarafından daha iyi anlaşılacaktır.

Demek ki siyasette ileriyi görebilmek çok önemli bir unsurdur.Gerek Ege denizindeki 12 adaların 2.dünya savaşından sonra Yunanistan’a bırakılması, gerekse Yunanistan’ın Kıbrıs Barış Harekatı nedeni ile ayrıldığı NATO’nun askeri kanadına dönüşünde milli çıkarlar batı dünyasının diretmesine karşılık yeterince korunamamıştır.

Lozan   antlaşmasını halen kabul etmemiş sözde müttefiklerimiz oldukça ve onların verdikleri eğitim ve kültüre hayran kişiler bizi temsil ettikçe bizim gözümüzün yaşı kesilmez.İnşallah yüce yaratan bizlere merhamet eder ve M.Kemal Atatürk gibi liderleri başımıza yine nasip eder.Yoksa bugünkü halimiz ile batı emperyalizmine kölelik yapmaktan kurtulamayız.