Yenigün Gazetesi
10.10.2003
Erkal Etçioğlu
KALKINMADA ÖNCELİK ADAPAZARININ OLMALI
Ülkemizde yaşanan gelir dağılımı adaletsizliğinin ve bölgelerarası kalkınma ve gelişmişlik dengesizliğinin mutlaka giderilmesi gerektiğini herkes biliyor. Ancak bugüne kadar gelen bütün siyasi iktidarlar, konuya hep göreve getirdikleri bürokratların gözüyle baktılar. Yapılan kalkınma planları ile konu çözülmeye uğraşıldı. Ama görüldü ki, yapılan hesaplar, toplum dinamikleri ve ekonomik şartlarla asla uyuşmadı. Üstelik, ülkemizin ekonomik yapı problemleri, bu sorunu sürekli büyüttü. Ekonomik gelişmişlik farkı, sadece bölgeler arasında yok. Farklı meslek gruplarında, farklı etnik ve sosyal gruplar arasında da bulunmaktadır. Gelişmiş bölgelerin arasında İhmal edilmiş, unutulmuş bölgeler de bulunabilmektedir. Yapılan standart milli gelir ve fert başına gelir hesapları, yöntem olarak artık değiştirilmelidir. Çünkü hesap edilemeyen unsurlar, bu hesapları doğru sonuçlara götürmemektedir.
Özellikle, fert başına milli gelir ölçüsünde 1.500 doların altında kalmak yöntemi, oldukça gerçekçi olmayan bir ölçüdür. Oysa Sakarya İli’nin tamamı depremden aynı ölçüde zarar görmemiştir, zarar gören Gölgeler Adapazarı ve çevresi ile Akyazı, Sapanca ve Hendek hattıdır. Özellikle, 2000 yılı gelir vergisi terkin yasası ile Belirlenen bölgelerde fert başına gelir oldukça düşük hale gelmiştir. Konutlar ve işyerleri yıkılmış, üretim durmuş, insanlar işsiz kalmış ve geçim sıkıntısına düşmüşlerdir. Bu bölgelerde standart 1500 dolar ölçüsü geçerli olamaz. Başka hesaplama yöntemlerine ihtiyaç vardır.
Üstelik aynı depremleri yaşamış ve yeni il olmuş Düzce’yi kalkınmada öncelikli iller arasına alıp, Adapazarı’nı dışarıda bırakmak sadece adaletsizlik değil, aynı zamanda insafsızlıktır. Adapazarı’na aktarılan alt yapı yatırımlarını bahane eğerek veya bir grup için bölgede var olan hayat standardı (Çoğunluk için geçerli değildir) belirtilerek, Adapazarı’nı işin dışında tutmak, bürokratik ve siyasi bir ihanet sayılmalıdır. Oysa Adapazarı’nda insanlarımızın iş bulabilmesi ve artan psikolojik sorunlarının giderilmesi için şehrimize yatırım yapacakların, mutlaka teşvik edilmesi gerekiyor. Adapazarı yapılacak her yatırımı, katma değer ve vergi olarak misli ile devlete geri kazandıracak bir ilimizdir.
İşte bu noktada yapılması gereken, hükümet nezdindeki girişimleri sıklaştırmak ve yoğun kamuoyu baskısı oluşturmaktır. Şüphesiz bu yolda, özellikle Ankara’da bürokratik engelleme girişimleri olabilir. Ancak, hükümet Adapazarı sorununu yakından gördü. Eğer Çark Caddesi ve Bulvar düzenlemesinin etkisinden kurtulup, gerçekleri görebildiyse bize yardım edebilir. Aksi. halde gelişen ve büyüyen İzmit île teşvik alan Düzce’nin arasında kendi yalnızlığımıza düşeriz.
Adapazarı’nın kalkınmada öncelikli iller arasına alınması veya özel bir kalkınma modeli uygulaması acil bir ihtiyaçtır. Bunu gerçekleştirmek için çalışan tüm kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütlerine destek yermeliyiz. Zor durumdaki insanlara erzak, kömür dağıtarak, sosyal adaleti gerçekleştiremeyiz. Önemi olan, her aile yuvasına ekmek götürecek issizlerimize iş bulmaktır. Bunun yolu da yatırımları teşvik etmek ve onları özendirmektir. Adapazarı’nda fabrika kuranları, kahraman ilan etmeliyiz. Onları türlü zorluklarla yıldırıp, başka yerlere kaçırmamalıyız. Böylelikle, şehrimize sermaye girer ve şehrimiz zenginleşir. İşsizlik ve kalkınma sorunlarını çözmek, hepimizin ortak hedefi olmalıdır.