Yenigün Gazetesi
Erkal Etçioğlu
İSKAN AFFI ÇIKARILMALIDIR
3.5.1985 tarih ve 3195 sayılı İmar Kanunu’nun 30. ve 31 maddeleri gereği ruhsat alarak yapılan binaların inşaat bitiminde “Yapı Kullanma İzni” alarak iskan edilmeleri gerekir.
Bu izin alınmadan ilgili tamamlanan yapılara ilgili kanun gereği “Kullanma izni verilmeyen ve alınmayan yapılarda izin alınıncaya kadar elektrik, su ve kanalizasyon hizmetlerinden ve tesislerinden faydalandırılmazlar.”
Bu açık hükme rağmen Adapazarı’nda mevcut bulunan yapıların özellikle konutların çoğunda bu yapı kullanma izni yoktur. Halbuki Belediye Meclisleri iyi düşünülmüş bir paket halinde vatandaşlarımıza “ödeme kolaylıkları” da getirerek bu sorunu çözebilirler. Bunun için gerekli “yetkilerin” ilgili kanunlar gereği belediyelerde mevcut olduğu düşüncesindeyim.
Eğer mevcut durumu ilgili yasa yaptırımlarını görmezlikten gelerek sürdürürsek bence görevimizi ihmal hatta suistimal etmiş oluruz. Binlerce konut ve işyerine ilgili yasanın 30. maddesine rağmen elektrik, su ve kanalizasyon bağlanmış ve bu işlemin üzerinden yıllar geçmişse çelişkili bir durum var demektir..O halde ya yasaya uyulacak yada yasalar önünde sorumlu olunacaktır.
Bu iskan affının bir faydası daha olabilir. O da depremde kaybolmuş yapı bilgilerinin bu vesile ile güncelleştirilmesidir. Ayrıca en büyük yarar; belediyelere önemli ölçüde “yeni mali kaynak” yaratması ile sağlanacaktır. Bu mali kaynağın oldukça büyük bir meblağ olacağı da çok açıktır.Bu af çıkarılırsa hem vatandaş rahatlatılacak hem de görevliler sorumluluktan kurtulacaklardır.
Yapı kullanma izni bulunmayan işyeri ve konutların her türlü işlemlerinde önlerine çıkan bu teknik eksiklik giderilirken “hasarlı yapılarda” bir kere daha kontrol edilmiş olacaktır.
Özellikle banka kredisi ile yapılan konut satışlarında aranılan iskan alınma şartı ekonomik ve bürokratik yönden emlak piyasasını da rahatlatacaktır.
Bu konuda özel imar büroları ve şirketleri ile işbirliği yapılarak” iskan affı süreci” daha da basitleştirilebilir. Bence bazı bina sahipleri iskan harçlarının yüksek olacağından korktukları için bu işin sürüncemede kalmasından yana olabilirler.Özellikle ekonominin kötü gittiği bu günlerde fazladan çıkacak her kuruş istenmeyebilir.Veya yerel seçimlerin yaklaştığı bu günlerde bazı belediye yöneticileri seçimden önce oy kaygısı ile bu işi karıştırmak istemeyebilir.
Sonuç ne olursa olsun eninde sonunda bu sorunun çözülmesi gerekmektedir. Gerçek belediyecilik; hizmeti halka iyi anlatarak bir sorunu daha çözmeyi düşünmelidir. Zaman hızla akıp gitmekte ve yeni sorunlar hızla eskilerin yerini almaktadır.21. yüzyıla Büyükşehir ve Metropol olarak girmeye hazırlanan şehrimizin yarıya yakın binasının hala yapı kullanma izninin olmaması garip bir durum yaratmaktadır.
Bence bu konu sıradan memurların çözeceği bir iş değildir.İyi planlanmalı ve halka yeni bir zorluk çıkarmadan çözülmelidir.Unutulmamalıdır ki çağdaş Türk Belediyeciliğinin temel felsefesi “halkımızın hayatını kolaylaştırmak ve ucuzlatmak” üzerine kurulmuştur. Eğer yerel yöneticilerimiz merkezi bürokrasi gibi halkı “yolunacak kaz” gibi görürse işte o zaman vay halimize.