Yenigün Gazetesi

Erkal Etçioğlu

İMAR DENETİMİ YETERLİ Mİ ?

Belediyelerde yapılan yolsuzluk olaylarına bakarsanız bu olayların çoğunda imar planı değişikliği nedeni ile “çıkar” elde etme amacı yatmaktadır. Peki bu alanda denetim yeterli mi?  Ya da bu alanı kimler nasıl denetler? sorularına cevap aramak zorundayız.Bilindiği gibi şehirlerin imar planları 3 ölçekte yapılıyor.Bunlardan ilki;1/25.000 ölçekli “Nazım İmar Planı” yani “Ana İmar Planı”. İkincisi 1/5000 ölçekli “Bölgesel Plan” Üçüncüsü ise 1/1000 ölçekli “Uygulama Planı”dır. 

Bu planları başlangıcında bu işi yapmaya ehliyetli kişiler ve şirketler hazırlarlar. Daha sonra yapılan planlar askıya çıkarılarak halkın itirazları alınır. Yapılan itirazlara göre düzeltilen İmar Planları daha sonra Belediye Meclislerinden geçirilerek Valilik veya Bayındırlık Bakanlıklarınca onaylanarak yürürlüğe girer. Buraya kadar işler genellikle normal seyrini izlerler. Bu safhada güçlü baskı grupları veya siyaseti yakından takip eden  kişiler isteklerini itirazlar sırasında yaptırırlar.

Asıl sorunlar İmar Planları kesinleştikten sonra başlar. Siyaset yoluyla göreve gelen bazı yerel yöneticilerden “kamu çıkarını korumak hasleti bulunmayan” bazıları bazı meclis üyeleri ve siyasi parti mensupları ile birlikte özellikle 1/1000 ölçekli uygulama planlarında çeşitli değişiklik ve esnek uygulamalara başlarlar.

Bizim burada  İmar Denetimlerinden kast ettiğimiz çok yönlü denetimlerdir.Bunların birincisi “Devlet Denetimidir”.Bu kapsamda İçişleri Bakanlığı’na bağlı Mülkiye müfettişleri yıllık denetimleri sırasında bu konulara bakabilirler.  Veya bölgeden sorumlu “Anıtlar ve Tabiat Varlıklarını Denetleme Kurulları” eski tarihi eserler ve yeşil alanlar konusunda denetim yaparlar.Ufak belediyeleri ise Valiliğe bağlı İl Özel İdaresine bağlı Mahalli İdare Şeflikleri” denetleyebilirler.Aslında resmi denetim mekanizmaları olmakla beraber işlevleri pek işletilmez. Bunun nedeni iktidar partisinden “korkulması” ve “çıkar ortaklığına katılımdır”.Ancak gözlerden kaçırılamayacak kadar açık veya ihbar çok yüksek makamlardan gelirse devreye giren “ağır bir imar bürokrasisinden” söz edilebilir.

Daha çok “mali konularda” denetim özelliği kazanmış örgütler tarafından yapılan imar denetimleri pek bir fayda vermez.Bu konuda uzman elemanlardan oluşmuş yeni denetim birimlerine ihtiyaç bulunmaktadır.Önemli olan İmar düzenleme yetkisi verilen Belediyelerin denetimidir.İlgili yasaları Ahmete’ e ve Mehmet’e farklı uygulayan resmi görevlilerin ve imar komisyonlarının kararlarını ve bu kararların nasıl uygulandığını denetlemek “yolsuzluğu” büyük ölçüde önler.

Bu konuda hiçbir bilgi ve tecrübesi bulunmayan partili delegeleri özellikle “İmar Komisyonları” na seçmek çoğu zaman faydadan çok zarar getirir.Bazen çok profesyonel geçinen mimar ve mühendislerde bu yerlerdeki konumlarını kendi çıkarları için kullanabilirler.İyi araştırılırsa bazı mühendislik bürolarından geçmeyen “imar tadilatları” ilgili kurullarda pek kabul edilmezler. O halde ilk yapılacak şey harama el uzatmayacak onurlu insanları göreve getirmektir.

Bu konuda ilk defa göreve gelen belediye başkanlarını da eğitmek ya da tecrübeli danışmanlarla donatmak yerinde olacaktır.Çünkü etraf doğruluk gömleğini giymiş sahtekarlarla doludur.