Yenigün Gazetesi
Erkal Etçioğlu
FESAT OCAĞI
İstanbul Fener Rum Patrikhanesi, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması ve patrikliğin ’ekümenik’ statüsüne kavuşması için büyük bir kampanya başlatmış bulunuyor..Sömürgeci batı ülkelerinin desteği ile AKP hükümeti üzerinde baskılarını artıran patrikhane, bir yandan da Türk kamuoyuna ’masum’ roller içinde görünmeye uğraşıyor.. Basına konuşan patrikhane sözcüsü Dositheos Anağnostopulos, konuyu abartarak “Ruhban Okulu açılmazsa kiliseye patrik seçemeyiz” dedi. Patrik seçilmek için şartları uyan 15 başpapazdan 11’inin 70 yaşın üzerinde olduğunu dile getiren Anağnostopulos, “Kilisenin varlığı tehlikede” ifadesini kullandı.
Anağnostopulos, 2003’ten beri okulun açılmasının gündemde olduğunu ifade ederek“Okulun Eylül’de açılmasını bekliyorum” diyerek adeta emir verir gibi konuştu. Bu açıklamalar akabinde siyasi ve dini çevrelerin sert tepkisine neden oldu. Gelen tepkiler Ruhban Okulu’nun açılma konusunun tamamen Türkiye’nin “iç meselesi” olduğuna ve okulun en fazla ilahiyat fakültesi çatısı altında faaliyetini sürdürebileceğine dikkat çekiyor. Bu durum Türkiye’nin bağımsızlığı ve laik düzeni ile de ilgilidir. Yasa ile kaldırılan “hilafet” söz konusu iken “ekümeniklik” ihdas edilemez.
Peki bu okul neden kapatıldı. Okul 1971 yılında düzenlenen “Tevhidi Tedrisat Kanunu”na göre yani eğitimin devlet tarafından ve tek elden düzenlenmesi prensiplerine aykırı olduğu gerekçesiyle kapatıldı. Patrikhane yetkililerine sormak lazımdır. Sizin mensup olduğunuz aidiyet, AB hukuku içersinde dahi Batı Trakya’da yaşayan Müslüman Türklere her türlü yasaklamayı getirecek hatta AİHM’ de bu konuda mahkum olacak ama Türkiye’de yaşayan azınlık konumundaki Rum asıllı Hıristiyanlara her türlü hakkı isteyeceksiniz. Bunun adaletle ilgisi yoktur. Lozan Anlaşmasının 35 ve 47. maddelerindeki tarife göre bu haklardan bizim Batı Trakya’daki Müslüman Türk azınlığın da istifade etmesi gerekir. Bu çifte standartı asla tasvip edemeyiz.
Bizim Hıristiyanların dinine karıştığımız yok Ancak Türkiye’de sayıları binlere düşen Rum Ortodoks cemaatinin kendi ihtiyacının dışındaki din görevlilerini kiliselerin yoğun olduğu ülkelerde yetiştirebilirler. Örneğin Yunanistan bu iş için uygundur. Olayın Türkiye’nin iç mevzuatındaki belirsizliklerden ötürü kaşındığı ortadadır. Ruhban Okulu konusunu sorun haline getirip ülkemize karşı bir dayatma konusu yapmaya çalışıyorlar. Bunlar burada eğitimci değil “ misyoner” yetiştirmek isteyebilirler. Amaçları moda haline getirmeye uğraştıkları Hıristiyanlığı yayarak Türkiye’de yeni bir taban yaratmak. Hatta Bizans’ı canlandırmaktır. Bazı güçler, ülkemizin direnç noktalarını gevşetmek istemektedirler. Bu sebeple dinler arası diyalog bahanesiyle Ruhban Okulu’nun bu şekilde açılmasına karşı çıkmak milli bir görevdir.
Bakın bu konuda dahi önderimiz Atatürk ne diyor:“Bir fesat ve hıyanet ocağı olan ve memleketimize nifak tohumları eken, uyuşmazlıklar yaratan, Hıristiyan hemşehrilerimizin huzur ve refahı için de uğursuzluğa ve felakete sebep olan İstanbul Rum Patrikhanesi’ni artık topraklarımız üzerinde bırakamayız. Bu tehlikeli teşkilatı memleketimizde muhafazaya bizi mecbur etmek için ne gibi vesile ve sebepler gösterilebilir? Türkiye’nin Rum Patrikhanesi için arazi üzerinde bir sığınılacak yer göstermeye ne mecburiyeti var? Bu fesat ocağının hakiki yeri, Yunanistan değil midir? Büyük Millet Meclisi tarafından idare edilmekte olan yeni Türkiye, Babıali’nin taht-ı idaresindeki eski Osmanlı İmparatorluğu değildir. Yeni Türkiye şeref ve haysiyet, kudret ve kuvvetini müdrik ve hukukunu muhafaza için mevcudiyetini tehlikeye atmaya hazır ve amadedir.” Mustafa Kemal Hakimiyet-i Milliye Gazetesi / 20 Ocak 1923