Yenigün Gazetesi
Erkal Etçioğlu
ALGILAMA SİSTEMİMİZİ BOZANLAR
Beynimizin algılama sistemi ritmik bir yapıdadır. Buna aksi durumlarda beynimiz tepki verir. Bir tepkiye fırsat vermeden, alıştırarak beynin algılama sistemini karıştırmak mümkündür. Beynin ritmik olan şeyleri kayıt ettiği bilinmektedir. Kimliğimizi oluşturan hafıza kayıtları ise bazı yöntemlerle silinebilmektedir. Bunu isteyen bir güç varsa ve bu güç de bizim yazılı ve görsel alanlarımızı denetliyorsa,yani medyaya hakimse, neye bakacağımızı hep o güç tayin ediyorsa bunu biraz düşünmemiz gerekir..
Karıştırılmış aritmik(düzensiz) yazıları okurken sadece baş harf ile son harfler doğru olursa göz aradaki harfleri düzelterek okuyor. Demek ki beyin sağlam iki ipucuyla sözcükleri hafızadaki kaydından bulup tamamlayabilmektedir.
Bu yöntemin silah olarak kullanıldığı durumlara örnekler verirsek TV ve gazetelerde bozuk yazım şekilleri, her bir harfi başka renkte olan sözcükler , yarısı İngilizce yarısı Türkçe tabelalar, yabancı dille karışık yazılmış dergiler, Türkçe sözcükleri İngilizce okunuşlarıyla yazmak, Türkçe’nin ü,ö,ı gibi özelikli harflerini kullanmamak gibi…
Bu uygulamaları, tarihi dokumuzu yozlaştırmak, beynimize nakşedilmiş bireysel ve toplumsal kimlik simgelerimizi yok etmek için kullanıyorlar. Gramer yapısıyla oynanmış Türkçe sözcükler TV ekranlarında her an gözümüzün önünde tutuluyor. Bilinçli olarak tarihi kimliğimizle oynanmakta olduğu çok açıktır.
İnsan beyninin doğasına müdahale ederek yapılan bu saldırılar insana ve kültürüne en büyük hakaret kabul edilmelidir. İnsanın doğasıyla oynandığının ilk örnekleri elbet sadece bunlar değildir; Türk çocukları da değiştirilen eğitim sitemiyle çok daha acımasız saldırı altındadır. Eğitim pedagojisine göre ;İnsan beyni ritmik olan nesneleri algılayabilme ve kayıt etme özelliğindedir. İnsan beyni aritmik olan şeylere tepki verir. Bunun eyleme dönüşmüş hali, yamuk duran nesnelerden rahatsız olma ve kalkıp düzeltme eylemidir.Beynimizin bu özelliği nedeniyle gözümüz bozuk (aritmik) olan şeylerden rahatsız olur, algılayamaz, onun üzerine matematik yapamaz. İnsan beyninin algılama sistemlerini bozmak üzere ona aritmik görsel araçlarla gizli bombalar gönderilebilir. İnsanlar sentez yapamaz hale getirilirler.
Eğitimde; birbirinden kopuk üniteleri kitaplara yerleştirdiler. Seçmeli ders adı altında bütüncül olmayan parçalanmış eğitim modeline geçirdiler. Öğrenilen bilgiler yaşadığımız hayata uymaz oldu. Halen genç akademisyenler ve öğretmenler konunun farkında değildirler. Sizlere küçük bir önerim var: Eski okul kitaplarınızı saklayınız, hepsi yakında gerekebilir!