Yenigün Gazetesi

“Gülce” Makale Yazısı

5 Temmuz 2014

HALİT MOLLA BAĞDAT CEPHESİNDE İNGİLİZLERE ESİR DÜŞÜYOR

Halit Molla Milli Mücadele anılarına, önce bir durum muhasebesiyle başlıyor: “I. Dünya Savaşı’nda sağ ayağımdan ağır yara alarak Bağdat’ın Felahiye Cephesinde esir oldum. Beni Hint Çin’i Tetmiye Kasabasına götürdüler. Mübadele ile iki sene sonra Bağdat’a geldim. Altıncı Ordu inzibat memuru oldum. Mütareke dolayısıyla Musul’dan teskere alarak evime döndüm. Köyüme (Bugün Ferizli ilçesine bağlı Sıraköyü’ne) geleli henüz iki ay olmuştu. 1919 senesi sonunda Rum ve Abaza çeteleri tarafından iki üç defa soyguna uğradık. İngilizler Kandıra’yı işgal ettiler.”

* RUM VE ABAZA ÇETELERİNE KARŞI TEŞKİLAT YAPTIK AMA İKİ MAVZER BİR KIRMADAN BAŞKA SİLAHIMIZ YOKTU”

Halit Molla köyden arkadaşlarıyla bir gün Kandıra’ya giderken Balcı köyü yakınlarında 40 kişilik bir Rum çetesince esir ediliyorsa da, Kandıra milislerince kurtarılıyor. Durumun vahametini anlayan Halit Molla “Mehter köyünden Halit Oğlu İbrahim’den bir mavzer silahı aldım. Büyük biraderim 1303 doğumlu Ali oğlu Aşır Ali’ye bir kırma silahı tedarik ettim. Küçük biraderim 1313 doğumlu Ali oğlu Zekeriya’ya da bir Alman silahı buldum. Sonra köyümüzün muallimi (öğretmeni) Ali Alişan Efendinin yanına toplanarak, karşımızda bulunan Rum ve Abaza çetelerine karşı teşkilat yaparak, bu mıntıkaya sokmamaya karar verdik. Elde mevcut iki mavzer bir kırma silahımızdan başka bir şey yoktu. Silah alacak kudreti olanlara emir veriyorduk. Onlar da bu işin ciddiyeti idrak ve silah almakta tereddüt göstermediler. Günden güne teşkilatımız büyümekteydi. Etrafta olan silahlı jandarmaları da teşkilatımıza dahil ettik. Toplam iki mavzer bir kırma silahımız, yirmiye baliğ oldu.”

“ÇETELER ON PARÇADAN İBARET DİVANIMIZI BASTILAR”

“Rum ve Abaza çeteleri teşkilatımızı duymuşlardı. 150 mevcutla on parçadan ibaret olan köylerimizi (Sıraköy, Ömerağaköy, Hacımuharremler, Tepeköy, Ahmetler, Lazlar, Hatipler, Hocaoğluköyü, Karadiken) bastılar. Kırk sekiz saat kaldılar.

Elimdeki mevcutla bunlara karşı koymayı uygun bulmadım. Karasu Nahiyesine bağlı Sinanoğlu köyünde Milli Teşkilata memur Lazistan Eski Mebusu Necati beyden yardım istedim. Kendisi beni çağırdı. Ve yirmi silahlı yardımcı verdi. Bunlarla birlikte kırk mevcudumuz oldu. Sinanoğlu’ndan ağır ağır bizim taraf geçtik. Papaz Değirmenine geldik. Orada beş tane Rum çetesini imha ederek silahlarını aldık.

“İKİ SAATLİK BİR ÇATIŞMAYLA HOCAOĞLU KÖYÜNÜ RUM ÇETESİNDEN KURTARDIK”

Divanımıza bağlı Tepeköy ormanına geldik. Köyümüzde Mehmet karısı 1290 doğumlu Esma, derhal çetelerin Lazlar (köyü) ve Hocaoğlu’nda (köyü) olduklarını haber verdi. Kuvvetimizle kovancık ormanında bulunuyoruz. Şöyle bir karar verdik. Yirmi silahlı ağabeyim Aşıır Ali emrinde, yirmi silahlı da benim emrimde taksim olduk. Gideceğimiz istikamet çetelerin bulunduğu Lazlar ve Hocaoğlu köyleri idi. İkiye taksim olunan kuvvetlerimizle köylerin etraflarını çevirdik. İlk çete ile karşılaşmamız ve arkadaşlarımı denemek burada başlar. İnayeti Hak’la iki saatte çeteyi tamamen imha ettik. Silah ve cephanelerini aldık. Bu müsademede (çatışmada) Düzceli bir arkadaşımı kaybettim. Bir arkadaş da ayağından yaralanmıştı. Türk ve ırz düşmanı olan bu hainleri imha ettikten sonra, almış oldukları hayvanların tamamını sahiplerine iade ettik. Bu muvaffakiyetimiz halk üzerinde çok iyi tesir bırakmakla beraber günden güne teşkilatımız genişliyordu.”

“SEYİFLER ÇATIŞMASINDA AÐABEYİ AŞIR ALİ AĞIR YARALANDI”

03 Ocak 1920 yılı gecesi Doğancı köyünde içtima ettik (toplandık). Ve ahaliden eli silah tutanları davet ettim. Şimdi teşkilat mevcudum seksen kişiyi buldu. Sakarya (nehri) istikametine giden seksen mevcutlu (Rum) çetenin Seyifler köyüne geldiklerini Ağacık köyünden Emin Onbaşı haber vermişti. Gece yarısından sonra teşkilatımdan başka Kızılcaali, Doğancı, Abdürrezzak divanlarında eli silah tutanları nacak, balta, bıçak nesi varsa gelmeleri için emir verdim. Koşa koşa seve seve bu hizmet için geldiler. Sabaha doğru Seyifler köyünü muhasara ettik (kuşattık). Sabah güneş doğarken sarıldığını anlayan çapulcu Pandali, Vavangel çeteleri silaha sarılarak kendilerini müdafaaya koyuldular. Sekiz saat müsadememiz (çatışmamız) kesintisiz devam etti. Teslim olmaları