Yenihaber | Şehri Sakarya
Erkal Etçioğlu
DERİN SEBATAYCILIK
Sebataycılar bu ülkenin son 150-200 yılının en önemli aktörleridirler. Sabatayizm, Yahudilik ve Dönmelik kavramları ile birlikte anılır. Bunun en önemli sebebi akımın kaynağının Yahudilik olmasıdır. Osmanlı toplumunda İslamiyet’i seçen Yahudiler hep kuşkuyla karşılanmışlardır. İslamiyet’e samimi olarak geçmedikleri düşünülmüştür ki bunda da haklılık payı vardır. Ama hiçbir şey yapılmamıştır. Çünkü İslam ben Müslüman’ım diyen herkesi Müslüman olarak kabul eder. İspanya’da engizisyon mahkemelerinin baskısından kaçan Yahudiler Osmanlı’ya (İzmir, Selanik Edirne merkezli olmak üzere) sığınmışlardır.
İşte Türklerin hayatında önemli bir etkiye sahip olan Sabatayizm bu ailelerden birisinin oğlu olan Sabatay Sevi tarafından kurulmuştur. Sabatay Sevi İspanya’dan gelen bir Yahudi ailenin çocuğu olarak İzmir’de dünyaya gelir. Okuma merakı onu dini kitaplara yoğunlaştırır. Ailesi tarafından haham olması için okula gönderilir. Dini bilgiler alan Sabatay dini kitaplarda yer alan 1648 yılında Mesih gelecek ve Yahudileri kutsal topraklarına götürecek inancına kapılarak Mesih olduğuna inanır ve Mesihliğini ilan eder. Yahudilerin büyük çoğunluğunu da Mesih olduğuna inandırır.
Osmanlıyı 38 krallığa böldüğünü, kendisini de kralların kralı ilan ettiğini söyler. Başarılı olabilmek içinde Osmanlı topraklarında kargaşa çıkarmaya başlar. Olay ciddi bir duruma gelince IV Mehmet Sabatay’ı kendisinin kafes arkasından izlediği bir odada sorguya çektirir. Sabatay’dan Mesih olduğunu ispat etmesini, bunun içinde kendisini soyacaklarını, okçuların kendisine ok atacağını, kendisine bir şey olmazsa Mesihliğini kabul edeceğini ve hatta kendisine tabi olacağını da söyler.
Bunun üzerine Sabatay böyle bir şey olmadığını, bunu Yahudilerin çıkardığını, kendisinin basit bir haham olduğunu söyler ve Mesihliğini inkâr eder. Bunun üzerine padişah bağışlanması için Müslüman olması gerektiğini söyler o da can korkusu nedeniyle Müslüman olmayı kabul eder ve Mehmet Aziz Efendi ismini alır. Sabatayizmin bizim için önemli olduğu yer işte bu aşamadan sonra başlar. Çünkü o görünüşte Müslüman’dır ama kalben değildir. Korkudan kabul ettiği Müslümanlığı kılıf olarak kullanarak yine çalışmalarına gizliden gizliye devam eder.
Çifte dinle ve kimlikle yaşadıkları için bugüne kadar su yüzüne çıkamayan bu kişiler hain, dönek damgası yemekten korkuyorlardı. Ancak bu gün Türkiye’nin AB’ne bağlanan umutlarıyla birlikte su yüzüne çıkma girişiminde bulunuyorlar. Çünkü onlara göre bu vitrini hazırlamak ‘ dincilere’ bırakılamayacak kadar önemlidir. Çünkü devletimizi onlar idare ettiklerini söylüyorlardı. Bu kişilerin uzun müddet kendilerini gizleyerek iş adamı, gazeteci, siyasetçi, bürokrat ve askerlerden oluşan bir yapılanmaya gittiği de gözden kaçırılmamalıdır.
Özellikle sebataycıların sahiplenmeye çalıştığı Atatürk, mason localarını kapatmıştı ve komünist yapılanmalara göz açtırmamıştı. Selanik’ten ülkemize gelen çoğunluğu yüksek eğitimli ve paralı bu insanların Türkiye Cumhuriyeti ve devrimlerinin çekirdek kadrosunu ele geçirmeye çalıştığı doğru bile olsa Atatürk’ün ucu dışarıda olan bu yapılanmalara soğuk yaklaştığı ve bunları devletten uzak tuttuğu inkâr edilemez.
Bir yandan kültürel yozlaşma bir yandan asıl güçlerini barındıran iş dünyasıyla siyaseti onlar belirledi ve ek olarak medya-mafya-asker-bürokrat bağlantılarını kullanarak demokrasimizin acı tarihine neden oldular. İçimizdeki bu gizli ihaneti hiçbir zaman unutmamalıyız.