Yenigün Gazetesi
Erkal Etçioğlu
SAKARYA VE ŞİDDET
Sakarya’da DTP ’nin bir düğün salonunda yaptığı toplantı sırasında meydana gelen toplumsal tepkiyi iyice analiz etmeden yorum yapmak acemice veya kötü niyetli bir yaklaşım olacaktır.
Sakarya sosyolojik açıdan Türkiye’nin küçük bir modelidir. Sakarya’da meydana gelen sosyal olayların hemen hepsi Anadolu’nun bir çok yerinde oluşabilir. Çünkü Sakarya tıpkı şairin dediği gibi “Anadolu’nun masum çocuğudur.”
Depremin,ekonomik sıkıntıların ve her gün gelen şehit cenazelerinin yoğun stresi altında İnsanlarımızın tepki göstermesi kaçınılmazdır.Bütün sorun bu tepkinin yasal sınırlar içinde gösterilmesidir.Sakarya’da her yeni gelen etnik unsuru kabul etme kültürü yaygın olarak vardır.Peki,Sakarya DTP’ nin toplantısına niçin bu tepkiyi verdi?
Bu tepki önceden planlanmış bir eylem şeklinde mi oluştu? Bütün bunları sorgulamadan TBMM çatısı altında siyaset yapan ve PKK’yı terör örgütü olarak görmeyen ve hakkında Anayasa Mahkemesi tarafından kapatma davası açılan bir partinin sözcülerinin söylediği yalanlara inanmamak gerekir.Onlara göre Sakarya zaten şiddetin hakim olduğu bir yerdir.
Bu ne koca yalan değil mi? Sakarya kimseyi etnik yapına bakmadan bağrına basmış Türkiye’nin en hoş görülü ilidir.
Şehrimizde şimdiye kadar hiçbir etnik çatışmaya rastlanmamıştır.O halde yapılmak istenen böylesine stratejik bir belde de halkı birbirine düşürmek planıdır. Bunu tüm Sakarya’ lılar elbette görüyor.Ancak aramızdaki vatan hainleri hiç boş durmuyorlar.senin burnunun
Özellikle PKK terör örgütü ve kendilerine yataklık yapan bazı siyasiler Türk-Kürt ayrımını körüklüyorlar.Daha 2 gün önce şehit cenazesi gelen bir ilde kutlama yapmak tahrik amaçlı olabilir.Bunun yerine bu kutlamalar duyarlılık gösterilerek ertelenebilirdi.Demek ki işlerine gelmemiş.
Aslında olayda kimsenin burnu kanamamıştır. Kalp krizinden ölen vatandaşımıza elbette Allah’tan rahmet diliyorum.Olayın gelişiminin kontrolünde bazı olumsuzluklara rağmen bence başarılı olunmuştur.Bu başarıda başta Valimiz Hüseyin Atak’ın ve emniyet güçlerinin fedakar çalışmaları vardır. Ayrıca gençleri kontrol altında tutmayı başaran başta Ülkü Ocakları gibi sivil toplum örgütlerini de kutluyorum. Kendilerini her türlü provakasyona karşı dikkatli olmaya çağırıyorum.
PKK terör örgütü sadece Türklerin değil aynı zamanda Kürt kökenli vatandaşlarımızın da düşmanıdır. Bizce asla Kürt vatandaşlarımızı temsil etmeyen bu uyuşturucu ve insan tüccarı suç örgütüne karşı hepimiz devletimizin haklı mücadelesinde yerimizi almalıyız.Kürt kökenli vatandaşlarımızı zorla azınlık statüsüne sokmaya çalışan batının sömürge taşeronu bu suç örgütü halkımızı ve vatanımızı bölmeye insanlarımızı kandırmaya uğraşıyor.
Bayrağımızı yakan, masum vatandaşlarımızı gözünü kırpmadan şehit eden bu örgütün kökü elbette kazınacaktır. Önemli olan etnik köken ayırmadan milli birliğimizi koruyarak bir bütün halinde halk olarak devletimizin terörle mücadelesine toplumsal desteğimizi verebilmektir.