Yenigün Gazetesi
“Özgürce” Makale Yazısı
1 Mayıs 2006
Bir Şair-Yazar Sırrı Tunca vardı
Ölüm yıldönümünde bir yerel yazar şair, çok çile pekmiş rahmetliden söz etmek istiyorum. Çok çileli bir yaşamı vardı. Geçim güçlüğü çok çekti. Hiç akla gelmez anda evlerinde rahmetli oluvermiş. Uzaklardaydım. Geç duydum. Başsağlığına gittim evine. Eşi, annesi güçlük içinde yaşamadaydılar.
Karaosman Mahallesi Eski Sokak’ta kiracıydılar. Bir şeyler yapmak için gece gündüz evcek, ailecek çalışırlardı evlerinde. Daha çok kesekağıdı yaparlardı. O yıllarda kesekağıdı yapmak, satmak pek çok geçim güçlüğü çekenlerin yüklerini hafifletirdi. Hastası olan, çocuk okutan, askerde yakını olan hep kesekağıdı yaparlardı. İyi para alırlardı. Gereksiz yasaklandı. Poşet daha mı sağlıklı? Sanmıyorum. Bugün tonlarca gazete kağıdı çöpe gidiyor. Küf oluyor. Çok yazık!
- Sırrı Tunca’nın gözleri, görmez gibiydi. Kısa boyluydu. Hicvi severdi. Askeri Vali Belediye Başkanı Sedat Kirtetepe için de 20 dizelik Hem vali hem belediye başkanı. Ve de asker. Hicve bakın. Gerçek olsun-olmasın yazılabiliyordu. Hoş görülüyordu. İlgili yetkililer asıp kesmeye kalkmıyorlardı.
”Vali bey haksızsınız” diye yazdığım bir yazı üzerine müdürlüğüm kaldırıldı, Zonguldak’a atamam yapıldı. Uygulama olanağı bulamadı. Rahmetli Kirtetepe’nin çok yakınında bir kötü kişi vardı. O kişi yüzünden halk sokaklara dökülmüştü. Sakarya’nın dördüncü valisiydi. 19.08.1960 ile 16.10.1962 günleri arasında 2 yıl bir ay 27 gün Sakarya Valiliği yapan Tuğg. Sedat Kirtetepe Bilecik Valiliğine atandı. Gittik. Koltuğuna oturttuk. Tanıdıklara tanıttık, “Çalışkan, onurlu, dürüst Adapazarı’na ilk şehir otobüsünü alan vali ve belediye başkanıdır” Eşi öğretmendir. Kur. Alb. rütbesiyle geldi. Tuğg. Rütbesini takışının 43 günü emekliye sevk edildi. İkisi de rahmeti oldular. Rahmetle anıyorum. Sırrı’cım çok sataştı bana. Sağ olaydı hep “Hicvi” diye sataşıp dursaydı.
KİRTETEPEM YAŞASIN!
Sen erkeksi, sen bir beysin ve vallahi paşasın
Giden paşak, gelen valim,
Kirtetepem yaşasın!
Bin yaşasın seni yine başımıza verenler.
“Bu nasıl iş nasıl oldu?” demeyiniz erenler!..
***
Erenlerin ermez aklı, bizde olan işlere,
Her işimiz çabuk uyar, kara kaplı deftere.
İşi olmuş dendi haber kulaklara fısıldandı.
İşitince inan olsun bendeki kilot ıslandı.
Attık, tuttuk biz peşinden, dedik
“Gitti nasılsa”
Hakkı artık o ne kadar gururlansa kasılsa,
Bilir miydik başka adam,
Kalmamışmış vatanda,
Şimdi beni gel de çiğne kaldırıma yatamda.
**
Amma yapmaz, o paşadır, çok kibardır, zariftir.
Anlamıştır halimizden, bilirim, bir ariftir
Demokrasi var ya hani, çiğnenemez zayıflar,
Çiğner ise sonra onu, bütün millet ayıplar.
Zayıfları çiğnediği için zaten gitmişti,
Paşa iken vatandaşa, az mı cefa etmişti?
Amma şimdi paşa değil o gerçekten bir vali
Fakat fazla kalmayacak, bunu bilin ahali
Sırrı Tunca
Yarın tekrar görüşmek dileğiyle.