Yenigün Gazetesi

“Özgürce” Makale Yazısı

19 Kasım 2014

Kürt kökenlilerle barış olmaz!

Kürt kökenlilerle barış olmaz!

Baştan beri söylüyorum, yazıyorum;

Kürt kökenli kişilerle anlaşma olmaz. Recep Tayyip Erdoğan ve icrada bulunan AKPliler fazla, çok fazla iyimser. Acı gerçek bu.

Karşı taraf kürt kökenlilerin büyük çoğunluğu Cumhuriyet’ten, yönetimden, her şeyden ama cidden her şeyden çok memnundular. Hallerine şükretmelidirler. Hiç çekinmeden kürt kökenli olduklarını söylüyorlar.

Ama bir grup kürtler var. PKK’yı tutuyorlar. Haksızlar, bugün için tamamı haksızlar. Türkler’den, Lazlardan, Abazalardan ve daha olanlardan ayrı tutuldukları, mağdur edildikleri hiçbir şey yoktur.

12 cumhurbaşkanının 4’ü kürttür. Sayıları hiç de azımsanamaz kürt başbakanlar, valiler ve tüm önemli yerlere getiriliyorlar. Onurlu, çok iyi hizmetler veriyorlar yıllarca. 14 Ağustos 1985 gününe kadar bir ayrımcılık yoktu. O gün ayrımcılığı Öcalan getirdi.

Deniz Baykal 20 Haziran’da çok doğru söyleyerek uyarıda bulunmuşlardır. İşte Baykal’ın 4 yıl önce söyledikleri…

Baykal: Açılımla teröre meşruiyet kazandırdı

CHP eski Lideri Deniz Baykal, Şemdinli’de meydana gelen ve 11 askerin şehit düştüğü saldırının ardından sert açıklamalar yaptı.

Olayın vahim olduğunu vurgulayan Baykal, “Askeri yönüyle, siyasi yönüyle çok vahim. Askeri yönüyle vahim; çünkü terör bölgesinde bir askeri birliğe bu kadar cüretli bir saldırının yapılması, bu can kaybının ortaya çıkarılması gerçekten izah edilmesi gereken bir konudur” dedi.

Terör karşısında mücadelenin askeri tertiplerinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Baykal, şöyle konuştu: “Askeri birliğin moralini bozmaktan uzak durmamız lazım. Olayın askeri boyutunun değerlendirilmesi gerekmektedir. İzah edilmesi zor bir durumdur. Siyaset bakımından da çok düşündürücüdür. PKK muhatap alınmıştır. Türkiye çok zaman kaybetmiştir, enerji kaybetmiştir.” Hükümetin açılım politikalarına sert tepki gösteren Baykal, “Siyasetimiz terörle laubali ilişkiler geliştirmiştir. Açılım ile teröre meşruiyet kazandırılmıştır” diye konuştu.

Baykal şunları söyledi: “Siyaset, terörle müzakere ederek ve müzakere ederken terörü muhatap alarak ve terörü bir anlamda meşrulaştırarak, teröristi ikna ederek terörü etkisiz kılacağını zannetmiştir. Sekiz yıl önce sıfır terörle gelmiştir bugünkü iktidar işbaşına. Bugün gelinen durum son derece vahimdir. Açılım politikası bunda çok büyük yer tutmuştur. Açılım politikasının amacı, teröristleri ikna ederek terörü bertaraf etmektir. Bu anlamsızdır, geçersizdir. Bunu anlatmaya çalıştık ama devam edildi. Hepimize, ‘Anaların gözyaşı dinsin’ dedi. İzlenen politikaların, anaların gözyaşını dindireceği söylendi. ‘Türkiye’de güzel şeyler olacak’ denildi. Hiçbir harcama yapılmadan, şehit vermeden, Türkiye terörü anlama kapasitesine ulaşmıştır’ denildi. Geldiğimiz noktada görüyoruz ki terör patlama noktasına gelmiştir. Teröristlere istediklerini, teröre başvurmadan alabilecekleri umudunu bu iktidar vermiştir. Habur Kapısı’nda yaşanan odur. Teröristler, terörist kimlikleriyle gelmişler ve artık bizim istediğimiz olacak düşüncesine girmişlerdir. İktidar, o anlayışla onları karşılamıştır. Açılımı terör yapanların nabzına göre şerbet vererek yapamayız.

Bölgenin ve insanımızın kazanılmasına yönelik bir açılıma ihtiyaç var. GAP’ın bitirilmesine ihtiyaç var. Bölgedeki işsizliği bitirecek mücadeleye ihtiyaç var. Terörü yapanların nabzına göre şerbet vererek terörle baş edebileceğinizi düşünürseniz, bunun tek geçerli yolu, onlara istediklerini vermektir. Onlara istediklerini verdiğiniz zaman Türkiye’de barış olmaz, istikrar olmaz.

TSK’yı bir yandan bir hedef haline getirirseniz, onlara yönelik en kapsamlı suçlamaları acımasızca ortaya atarsanız ve moralini sarsanız, TSK’nın ‘Mücadele ediyoruz, birçok riski üstleniyoruz, sonunda varılan nokta bu mu?’ sorularını zihninden uzaklaştıramazsanız terörle mücadelede çok yanlış bir noktaya girersiniz. TSK’nın morali çok ciddi ve gereksiz yere sarsılmıştır. Bu konuda çok büyük hatalar ve yanlışlar yapılmıştır. Bu yanlışlar yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Görünen o ki daha da çıkacak. Bunun bedeli TSK’nın moralinin sarsılması olmuştur. Önce bu morali düzeltmeye ihtiyaç var.”