Yenigün Gazetesi

“Özgürce” Makale Yazısı

3 Aralık 2013

Sapanca Gölü kirlilik tehtidinde

SAPANCA GÖLÜ KİRLİLİK TEHTİDİNDE (17 Nisan 1995)

Sapanca Gölü içerisinden kuşaklama kolektörü geçirilmesinin gölü kirleteceğini iddia eden vatandaşlar, Bu karardan vaz geçilmesini istiyorlar. İzmit ve Adapazarı’na su sağlayan ve Türkiye’nin en temiz içme suyu havzalarından biri olarak gösterilen Sapanca Gölü içinden kuşaklama kolektörü geçirilmesine vatandaşlar tepki gösterdiler.

Vatandaşlar, bu kolektörün geçmesi ile gölün kirleneceği iddia ederek ‘Yakın bir zaman kadar biz bu gölden avucumuzla su içerdik. Türkiye’nin en temiz içme suyu havzası olan Sapanca Gölü’nden kuşaklama kolektörü geçebilmesi burayı kirletecek’ diyorlar.

Edinilen bilgiye göre İller Bankası tarafından projelendirilip denetlenen, Sapanca Belediyesi’nin de yapımı üstlendiği Sapanca Kuşaklama Kollektörü, anlaşılamayan bir sebeple projede gerçekleştirilen değişiklikle Sapanca Gölü’nün içinden geçirildi. Yüksel İnşaat tarafından yapımı sürdürülen kuşaklama kolektörü, Sapanca İstasyonu önümüzdeki yoldan geçirilmesi gerekirken son anda Belediye tesisleri önünden göle uzatılıverdi.

Sapanca Belediye Başkanı Osman Nuri Erdoğan, projenin kendilerini aştığı, büyük maliyetin altından kalkamadıklarını ve kolektör çalışmalarının yarıda kaldığını belirtirken vatandaşların kolektörü neden göle çevirdiniz sorusuna ‘Merak etmeyin. Borular özel olarak contalanarak birbirine geçti. Ayrıca sızdırmazlık garantileri var. Göl kesinlikle kirlenmez. Bunu İller Bankası da teyid etti’ dedi.

Öte yandan, Sapanca Gölü Havzası’nın birinci derecede deprem kuşağında bulunduğu ve Çevre Bakanlığı’nın önderliği’nde Sapanca Gölü Havzası’nı koruma birliğinin oluşturulması çalışmalarına başlandığı kaydedildi.

SAPANCA GÖLÜ’NÜN EŞİĞİNDE (10 MAYIS 1996)

Sakarya’nın içmesuyu ihtiyacını karşılayan Sapanca Gölü’nün hali içler acısı. Gölün kirliliğinin uzun zamandan beri konuşulmasına rağmen ciddi bir adım atılamaması gölü yok olma tehlikesi ile karşı karşıya getirdi. Göle boşaltılan pislikler gölün yüzeyini kaplamış durumda. Gölün bu halini görenler ‘Şimdi biz buradan mı su içiyoruz?’ diye soruyorlar. Gölün yüzeyini kaplayan bu pislikten dolayı balık ölümleri devam ediyor. Sözün kısası bir göl göz göre göre elden gidiyor. Bundan birkaç yıl önce birinci derece içme suyu özelliği taşıyan su, şuan 3. Dereceye düşerek doğrudan içilmesi sakıncalı hale geldi.

Sapanca Gölü bitiyor (2 Haziran 1996 TÜRKİYE)

Adapazarlılar’ı Sapanca Gölü’nden gelen içme suyu konusunda uyaran Prof. Dr. Sakarya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Burhan Sümer endişe verici boyutlara ulaşan göldeki kirlenmenin, çeşitli cilt hastalıklarına yol açacağını belirterek özellikle çocuklara bu sudan içirilmemesini istedi. Sakarya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sümer Adapazar’lıların kullandığı içme suyunun hiçbir arıtmaya tabii tutulmadığını belirterek Sapanca Gölü’ndeki kirlilik oranının endişe verici boyutlara ulaştığını kaydetti. Gölün, hızlı kirlenme sonucu 2.sınıf içme suyu haline geldiğini ifade eden Prof. Dr. Sümer, son ölçümlerde, özellikle azot miktarının çok yüksek çıktığını belirtti.

Sapanca Gölü’ne yılda 768 bin kilogram azot girdiğinin belirlendiğini vurgulayan Prof. Dr. Burhan Sümer, şunları kaydetti: “Sapanca Gölü’nde halen metrekarede 15.25 miligram azot bulunmaktadır. Bu miktar oldukça yüksektir. Ben evimde artık bu suyu içmiyorum. Hiç kimse içmesin diyemem ama, bebeklere ve çocuklara içirilmemelidir. Azot miktarı yüksek olan su, çeşitli cilt hastalıklarına yol açabilir. Danıştığım hekimler, sudaki yüksek azotun kandaki hemoglobin dengesini bozacağını ve oksijen yetersizliğine neden olabileceğini, bunun da cilt hastalıklarına yol açabileceğini belirttiler.”

Cilt hastalıkları arttı

Sakarya Devlet Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Dr. Ahmet Acar, son bir yıldır başta saç dökülmesi olmak üzere cilt hastalıklarında belirgin bir artış olduğunu söyledi. Ahmet Acar, ellerinde istatiki bilgi olmamasına rağmen, cilt hastalıklarında önceki yıllara oranla artış olduğunu söyleyebileceğini ifade ederek, “Kesin bir bulgu yok, ama bu hastalıkların sudaki kirlilikten kaynaklandığını sanıyoruz” diye konuştu.

Öte yandan, Sakarya Çevre İl Müdürü Celal Berçin, SAÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Burhan Sümer’in, içilebilir su özelliğini taşıyan Sapanca Gölü’nün 2. Sınıf içme suyuna dönüştüğü yolundaki görünüşünü doğrulayarak, “Acil önlemler alınmazsa, göl suyu çok kısa bir sürede hiç içilemez hale gelecektir” diye konuştu.

SAPANCA GÖLÜ TAŞTI (28/04/1997-TÜRKİYE)

Gölde su seviyesinin yükselmesi ile birlikte kıyıdaki evler ve turistik tesisler su içinde kaldı. DSİ’yi suçlayan vatandaşlar Çark Deresi önünde bulunan kapakların açılmadığından yakındılar. Sapanca Gölü’nün aşırı derecede yükselmesi ile birlikte kıyı şeridinde bulunan bir çok evle iş yeri sular altında kaldı. Göldeki su seviyesinin yükselmesi ile birlikte ev ve işyerleri sular altında kalan vatandaşlar zor anlar yaşarken, bu durumdan DSİ İl Müdürlüğü’nü zorunlu tutuyor.

Kapaklar açılmadı

DSİ’nin Çark Deresi başındaki kapakları açmaması nedeni ile gölün taştığını ileri süren vatandaşlar ‘Bu afetin sorumlusu DSİ İl Müdürlüğü’dür. Sapanca Gölü her yıl bu mevsimde yükselmeye başlar. Fazla suyu Çark Deresi’ne verilir. Fakat bu sene DSİ, Çark Deresi’nin başındaki kapakları açmayınca göldeki su seviyesi yükseldi. Su seviyesinin yükselmesi ile birlikte araziler, evler ve iş yerleri sular altında kaldı. İlçede büyük zarar var’ diye konuştular.

Normal bir durum

Sapanca Belediyesi Turizm eski Koordinatörü İsmail Tufan da, Sapanca Gölü’nde su seviyesinin normal bir sonuç olduğunu ifade ederek, “Sapanca Gölü, Türkiye’nin en fazla kaynağı olan gölüdür. Aşırı yağışlar ve dağlardaki karların erimesiyle birlikte kaynakların debisi yükselince, göldeki su seviyesi yükseliyor. Göldeki yükselmenin Mayıs sonuna kadar devam edeceği bekleniyor” dedi.

Muazzam bir sirkülasyon

Sapanca Gölü’nün dünyada kendi kendini temizleyen 4 gölden bir olduğunu da belirten İsmail Tufan, gölün ne kadar kirlenirse kirlensin kendi kendini temizleyeceğini ileri sürdü. Çok sayıda tarım arazisi, ev ve iş yerlerinin sular altında kaldığı olayda milyarlarca liralık zararın meydana geldiği ifade edildi.