Yenigün Gazetesi

“Gülce” Makale Yazısı

30 Ağustos 2014

İSMET PAŞA CUMHURBAŞKANLIĞINDAN AYRILIRKEN

Türkiye Cumhuriyeti’nin 2. Cumhurbaşkanı rahmetli İsmet İnönü’nün 14 Mayıs 1950 Milletvekili seçimleri sonunda, 12 yıldır bulunduğu cumhurbaşkanlığından ayrılma günü gelmişti. Ayrılma hazırlıklarına hız verilmişti.

Ulus Gazetesi’nin 65 numaralı Adapazarı muhabiri idim. Olayları yakından izleme olanağım vardı. Kocaeli Milletvekili, Devlet Bakanı Yardımcısı rahmetli Prof. Dr. Nihat Erim Adapazarı’na gelmişlerdi. 06.05.1950 günü Kayalar ve Ferizli’ye gittik. Hiç unutmam Erim; “İsmet Paşa son Bakanlar Kurulu toplantısında seçimleri kaybedeceğini anladığı için açık açık rahatlıkla şöyle dedi;

‘Ben 15 Mayıs Pazartesi sabahı Çankaya’dan Ulus’a doğru Mevhibe Hanım kolumda yürümeye hazırım. Siz de hazır mısınız?’ dediler ve seçimleri kaybedeceğini söyledi” demişlerdi.

Koskoca Başbakan Yardımcısı Nihat Erim geliyor, Ferizli’de karşılayan yok. Üzüldü, çok üzüldü. Seçimleri kaybedeceğini açıkça söylediler.

Kayalar’a geçtik. Hayli karşılayanlar oldu. Celal Şahin ve taraftarları. Kalabalık iyiydi.

Arifiye Köy Enstitüsü ilk mezunu okul başöğretmeni Ragıp Atay konuşmak istedi. Yine Arifiye mezunu arkadaşı Faruk Sebat da konuşmasını istiyordu. Ricalar üzerine Nihat Erim’e söyledim. Rahmetli Erim;

“Seçimleri kaybedeceğiz. Sonra zarar görür. Konuşmasını elediler.

Ragıp Atay, Faruk Sebat orada idiler. Orada öğretmenlerdi ikisi de dostumdu. Bir kez daha rahmetle anıyorum.

Kayalar’daki ilgiyi, kalabalığı. Prof. Erim şöyle yorumlamıştı;

“Onlar öyledir.CHPli oluştan değil böyle ilgi göstermeleri, kalabalık karşılamaları” demişlerdi.

Nitekim Kayalar’dan, çevre köylerden de fazla oy alamamıştı 14 Mayıs 1950 Pazar günleri milletvekilleri seçimlerinde.

Sakarya’dan 8 milletvekilinin 8’ini de DP kazanmıştı. Seçime girerken Kocaeli’nin üç milletvekili Nihat Erim, İsmail Rüştü Aksal (maliye), Fazlı Şerafettin Bürge (gümrük bakanı) idiler. Üçü de seçilemediler. Rahmetli İsmet İnönü cumhurbaşkanlığını Celal Bayar’a bıraktı. Bugünkü gibi görkemli törenlerle, bol bol nutuklarla, gösterişlerle değil. Çok iyi ilişkilerle.

İsmet Paşa’yı Atatürk öldüğünde Celal Bayar cumhurbaşkanı yapmıştı. İnönü kızaktaydı. Bayar başbakandı. Bayar ve mareşal, Fahrettin Altay Paşa “İsmet Paşa cumhurbaşkanı olmalı” diyorlar. CHP grubunda İnönü’süz görüşülüyor. Karar alınıyor. TBMM’de İnönü’süz oylama yapılıyor. İnönü cumhurbaşkanı oluyor. İnönü de Bayar’ı tekrar Başbakan atıyor. Bugünkü gibi şımarıklık olmuyor. Dünya devletleri çağrılmış İnönü, Bayar, Mareşal Fevzi Çakmak ki o günlerde genelkurmay başkanıdır. Fevzi Çakmak ve aslında ordu üst komutanları, Başbakan Celal Bayar anlaşıyorlar. Fevzi Çakmak’ın cumhurbaşkanı olmasında, Fevzi Çakmak rahmetliye söylediğinde; “Hayır hayır ben değil, İsmet olacak cumhurbaşkanı” diyor ve dışlanmış İsmet Paşa’yı ve gıyabında milletvekilleri rahmetli İsmet İnönü’yü oy birliği ile cumhurbaşkanı seçiyorlar. 12 yıl cumhurbaşkanlığı yapıyor. Kadere bakın İnönü’yü cumhurbaşkanı yapan Bayar, bu kez seçimle cumhurbaşkanı oluyor.

64 yıl sonra aynı. Erdoğan Gül’ü yapmıştı. Bugün Gül, Erdoğan’a görevi devretti.

Bu bakımdan şanslıyımdır. İnönü ile çok görüşürdüm. Köy Enstitüsü mezunu, köy öğretmeni olarak severlerdi.

Nitekim 1952 de tek öğretmendi. Başöğretmen iken Erenler Köyü’nün Yozgat Sorgun Eymir’e sürülmem üzerine, rahmetli İnönü, Erim’e emir verdi. Erim eski Milli Eğitim Bakanı Sirer’e telefon etti. Akçakoca’ya geldim. İsmet İnönü gerçekten mükemmel bir insandı. Mütevazı idi. Alçak gönüllü idi. Espri yapmasını şakalaşmayı severdi. Verdiği sözü mutlaka yerine getirirdi. Kindar değildi. Türkiye’ye demokrasiyi İnönü getirdi.