Yenigün Gazetesi

“Gülce” Makale Yazısı

18 Aralık 2012

Kenan Evren için 11 yıl önce ne yazmışım?

Kenan Evren yargılanıyor. Gereksiz. Ben 11 yıl önce yargılanması gerektiğini yazmışım. İlgili ve yetkilileri uyarmıştım. Ama 15. madde kimseye yargıya başvurma hakkı vermiyordu.

Lütfen yazımı dikkatlice okuyunuz. Aşağıdaki yazımın tarihi (20 Şubat 2001)

İKİ ELİM EVREN’İN YAKASINDA

Çok ciddi söylüyorum, iki elim Kenan Evren’in yakasında olacaktır. Yargı yolu açıldığında iki kez yargılanması için yargıya başvuracağım…

Türk Dil Kurumu üyesiydim.

Atatürk’ün 1932’lerde Türk Dili’nin yabancı dillerden arınması için, Türkçe’nin en güzelinin kullanılması için kurduğu bir kurumdu. Üyeleri seçkin insanlardı. Okumuş, çok okumuş, aydın insanlardı. Yazarlardı. Ünlü yazarlardı. (994) numaralı üyesiydim. Her toplantısına katılır, yeri geldiğinde konuşur, komisyonlarda görev alır, özverili, aralıksız çalışırdım. Çok seçkin insanları orada, yakından tanıdım. Dost ilişkiler kurdum. Unutulmaz anılarım var…

Türk Dil Kurultay’larında çetin tartışmalar olurdu. Acımasızca eleştiriler yapılırdı. Hani bir deyim vardır “Didik didik” etme, arama.

Öylesine incelenirdi gelir giderlerle ilgili belgeler. Dört gün sürerdi kurultaylar…

Yenisakarya Gazetesi yazarı olarak katıldığım yarışmada kazanınca üyelik önerildi. Çok ünlü, Atatürk’ün çok yakını. Yüzün üstünde kitapları bulunan, hem çok önemli, inceleme, araştırmayla ilgili kitapları bulunan Ömer Asım Aksoy’un önerisi, imzası ile üye olmuştum. Öğretmen kökenli yazar, eğitimci, hukukçu idiler. Uzun süre Türk Dil Kurumu genel sekreterliğini yüz akı ile yapmışlarıdır…

Kuruluşundan, Kenan Evren Beyefendi’nin Atatürk’ün eserlerini kapatmaya başlandığında kapatılana kadar yolsuzluk yapmamıştır. Çalan-çırpan olmamıştır. Çünkü genel kurul hesap soruyordu. ..

Kenan Evren Beyefendi tekrar tekrar denetlettirdi 12 Eylül’den sonra. Hem öylesine denetlettirdi ki bir şeyler bulup o gerekçeyle kapattıracaktı Türk Dil Kurumu’nu. Hiçbir denetlemede en küçük hata bulamadılar oylarımızla göreve gelenler, onların atadıkları çalışanları hep yüz akı ile başları dik, alınları açık özgürce dolaşabilme hakkını kazanmışlardır…

Vatandaşlık hakkımı kullanmıştım. Yazardım. Dil davasına gönül bağlamıştım. Üyelik hakkımı bay Kenan Evren nasıl sona erdirebilir? Buna hakkı var mıdır? Sadece benim de değil nice aydınların, yazarların, profların, Atatürk sevdalılarının, bilinçli Atatürk’çülerin tümünün vatandaşlık hakkını, üyelik hakkını sildi süpürdü bir kararla. Beş “Başüstüneci” ile…

Evet, çok ünlü 15. maddeyi boşuna mı koydular? Bir görevli üç trilyonu cebeliz yapıyor. Pavyonlar açıyor. Randevu evleri açıyor. Hayret! Hiçbir Kenan Evren’in atandıkları farkına varmıyorlar. Bu kadar para nasıl cebellezi yapılır, pavyon açılır, farkına varılmaz…

Kitap, kira gelirlerinin tümü ancak pavyonlara verilen gelir sağlayabilirdi. Zorunlu giderleri nasıl karşılıyorlardı? Onca Evren’in atadıkları derin uykuya nasıl girdiler? Şaşılacak şey. Gerçekten akıl alır gibi değil inanası gelmiyor insanın…

İlgili ve yetkililerden tek satır açıklama yok… Altı kişi cezaevine girdi.

Yargılanacaklar. Bence asıl suçlu Kenan Evren’dir. “Başüstüne” diyen beş generaldir…

Kenan Evren Beyefendi gene bana yanıt verecek Armutalan’dan. Ama inandırıcı olmayacaktır. Gerçekler ortada, hesap vermesi zorunluluğu vardır. Yargı önünde buluşacağız. Tenezzül etmez, avukat gönderir. Ama o talihsiz avukat aklayamaz Evren’i… Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu’nu da Atatürk kurdurmuştu. Gönüllü üyesiydim. Ödentilerimi aksatmadan verirdim. Ayrıca bağış yapardım, pek çok insanın yaptığı gibi. Kapatıverdi Kenan Evren Beyefendi hazretleri. Nedenine yanıt yok. Üyelik hakkımı kaldırdı. Vatandaşlık kimliğimle oynadı. Elbette bunun da hesabını yargı önünde soracağım.

İz’an, insaf, sağduyu var mıydı Kenan Evren ve beş generalinin. Yoktu. Vatandaşın bağışı ile sayısız çocuklara bakan, okutulan, Türkiye’nin pek çok yerinde, Sakarya’da olduğu gibi dev eserler veren bir Atatürk’ün kurumunu nasıl, neden kapatırsın? Hayret ki ne hayret!

Bitmedi, bitmedi, Türk Tarih Kurumu’nu da kapattı. CHP’yi de kapattı. Yetinmedi. Vasiyetini de geçersiz hale getirdi. Bu ne cür’et. Evren bu. Paşa bu gönlü öyle istemiş…

Hilesiz, hurdasız, Türk ve Müslüman olarak, Atatürksever olarak Evren’den mutlaka hesap soracağım. Bilesiniz…

Yarın buluşmak dileğiyle…