Yenigün Gazetesi
“Özgürce” Makale Yazısı
10 Şubat 2011
70 yıl öncesinin Hendek İlçesi
Sakarya’da bazı bileceğiniz nedenlerden ötürü Hendek İlçesi güncelliğini koruyor. Hendek ile ilgili ilk kitap Dr. Rüknettin Olcaytuğ Hendek Halk Evi Başkanı olarak 1940 yılında “Bol Işık, Bol Su, Bol Hava diyarı Hendek” adlı 40 sayfalı, orta büyüklükte basılan kitaptır.
“İzmit Marmara Matbaası 1940”
Kitabın tamamını vereceğim. Arzu eden, aslını verdiğim kitabı Hendek Basın ve Halkla İlişkiler Md. Elife Hanım’dan iadesi koşulu ile fotokopisini çekmek için alabilir.
Hendek 70 yıl önce Kocaeli’nin en önemli kültürel faaliyetleri çok olan ilçesidir. Sekiz-on halkevci çok güzel hizmetler vermişlerdir. Dikkatle okumanızı, arzularım.
“Çok sevgili başkan”,Hendek’e gerçekten büyük hizmetler verdiğinizi Sakarya Valisi Cahit Kıraç’ın basın mensupları ve daire müdürleri ile geldiğimizde, gezdiğimizde gördük. Hayranlıkla izledik. Kutladık.
Hendek Halkevi’nin 1942’de çıkardığı bu dergiyi kimseye veremedim. Size vermeyi uygun buldum. Sağlıklı, başarılı uzun yaşam dileği ile.
Emekli Eğitimci
Abdullah Çelik
12 Kasım 2003
Bir eserin takdimi
Küçük bir kasabanın, davası inanı her Halkevi gibi çok büyük ve kudsi olan küçük Halkevi; ufacık bir kitap çıkarıyor.
İşin en mühim ve şerefli tarafı, bu alçak gönüllü kitapçığın kasaba tarihinde kendinden bahseden ve kendi uzuvları tarafından hazırlanan ilk basılı eser olmasıdır.
Edison; zahmetli uğraşma ve didinmelerden sonra elektrik ışığının zaferini gördüğü zaman büyük bir heyecan duymuş, çok sevinmiş ve kendini tatmin etmenin lezzetine kavuşmuştu.
O vakit Edison’un yaktığı lamba ne kadar kuvvetsiz fakat, ne muhteşem bir istikbale namzet, ne kadar manalı bir ışıktı.
Bizim kitapçığımız (mum ışığı) kuvveti belki zaiftir., çelimsizdir. Biliyoruz. Fakat unutmayalım ki Hendeğin ilk yerli ışığıdır ve mahrumiyet sıkıntıları arasında meydana getirilmiştir.
Temiz duygulu ve iddialıdır.
Teknik, fikir ve bilgi bakımından belki kusurludur. Belki de hatalıdır. Ancak kusursuz olduğu tek tarafı müspet heyecanı, mutlak hüsniyeti, inkılap severliği ve samimiyetidir.
Eser için çalışan arkadaşlarımın emek ve gayretini şükranla anmak kendilerini övmek isterim.
Müspet işi sevmeyen yarasa kafalı birkaç insanın; eserciğin şurasına, burasına takılmasına müsaade edemeyiz. Dava ve eserimize karşı o kadar lâkayd değiliz.
Müspet düşünceli, temiz maksatlı tenkid ise mübarektir. Bu müspet fikre ve ideale olan hürmetimiz o kadar çoktur ki, aramıza girerek kuvvet ve kıymetleri ile eksiklerimizi doldurmalarını ve ışığınızı gürleştirmelerini kendilerinden heyecanla bekler ve isteriz.Halkevi bir İnkılap ve halk mektebidir.
Heyecanlı, imanlı ve canlı küçücük mektebimizin ilk yazılı eseri bu kitapçıktır. Yarın bu kudsi yuvada çalışacak arkadaşlar elbette daha olgun ve ve daha dolgun eserler vereceklerdir.Tahamül canlı uzviyetin hakkıdır.Uzviyet canlılığını kaybettikçe ihtiyarlar, zedelenir ve çöker.
Yurdumuzu ve kasabamızı
seviyorsak, el ve gönül birliği ile onun her bakımdan gelişmesine çalışmalıyız.
Büyük Türk yarını ancak böyle doğacaktır.
Doktor Rüknettin Olcaytuğ
Hendek Halkevi Başkanı
26 Eylül 1940
Tarihte Hendek
Hendeğin vesikalara dayanan yazılı bir tarihi yoktur. Yalnız muhtelif rivayetlerde bu kasabanın adı ve kuruluşu hakkında halk arasında yayılmış ve esaslanmış bu bilgilere rastlanmaktadır.
On ikinci yüzyıl içinde Orta Asya’dan Ön Asya’ya ve Batı’ya yapılan Türk göçleri arasında ( Selçuklu Devleti zamanında) Türkistan’a bağlı (Cürcan) da mevcut olan (Hendek) ismindeki bir mahal halkının bir kısmının buraya gelerek bu kasabayı kurdukları ve kendi öz yurtlarının eski adı olan (Hendek) ismini verdikleri ve bu ismin oradan kaldığı sanılmaktadır.
Hendekle İkbaliye Köyü arasındaki alana bugün dahi (Turanlı) adı verilmekte ve mezarlara raslanmaktadır.
Hendek Kasabasının Orhanbey zamanında (Konuralp) adlı kumandan tarafından Bizanslılardan alınarak, Osmanlı beyliğine katıldığı ve bir müddet bu rivayeti tevsik eden, kasabanın Şeyhler Köyü’nde Sultan Orhan zamanından kalma 700 H. tarihli bir vakıfname beratının bulunmasından anlaşılmaktadır.
- c) Kasaba, kuzey ve güneyini çeviren Keremali ve Yıldız Dağları arasında nispeten çukurda kaldığı için yarı coğrafi bir tabir olan (Hendek) denilmiştir.
Coğrafya bakımından Hendek
Mevki; Hendek Kocaeli vilayetinin doğu kuzeyinde Anadolu Kuzey Dağları’nın güney kolları olan Keremali silsilesinin güney eteklerinde kurulmuş küçük bir ovaya serpilmiştir.
14° kuzey arzında, deniz seviyesinden 168 m. yükseklikte bulunan Hendek, 690 Km.2 yüzölçüsündedir.
Doğuda Düzce, batıda Adapazarı, kuzeyde Karasu, güneyde Mudurnu kazaları ile komşudur.
Nüfus; Hendek Karadere adlı bir nahiye ile 53 köye malik olup (27,140) genel nüfusludur.
Bu nüfusun 13,638’i erkektir.
93 savaşı göçleriyle Hendeğe gelmiş olan Kafkaslı göçmenler, Hendek genel nüfusunun yüzde 55 ini teşkil etmektedir. Nüfusun bir kısmı da Balkan ve Karadeniz göçmenleridir.
İklim; Hendek mutedil bir iklime maliktir. Ortalama ten primi 20°, yağmur düşümü 500-600 mm arasında değişir. Kış ayları daha ziyada karlıdır. Ortalama kar 30 Cm kalınlığını bulur.
Akarsular; Doğu kuzeyden güneybatı istikametine kasabayı ikiye ayıran Balıklı suyundan tarım işlerinde hiç faydalanılmaz. Keramali yamaçlarından inen Haraklı ve Çarığıkuru suları, Punalar divanın kurulduğu Kaz Ovası’nda balıklı suyu ile birleşerek Dinsiz adını alır. Dinsiz suyu, zaman zaman taşar. Batı ve güneybatı köylerinde epeyce hasar yapar.
Hendek’ten Adapazarı’na kadar yüzlerce dekar arazi, Sakarya’nın dinsiz suyunu çekememesi yüzünden birer bataklık halindedir. Gerek bu arazinin ekim elverişli bir hale getirilmesi, gerekse su altında kalarak zarara uğrayan Hendek köylerinin kurtulması için, bu sahada, geniş ölçüde bir kanallama ve kurutma ameliyesi lazımdır.
Uludere, Yıldız Dağı’ndan inerek kasabanın içinden geçer ve Çakallık Köyü’nde Balıklıya karışır. Bu dereden Hendek kasabası tarlaları sulama için de çok faydalanırlar.
Dinsiz suyunu meydana getiren üç dereceden bir tanesi olan Haraklı suyu, aynı adı taşıyan köyde kurulan elektrik türbününü çalıştırır.ve Hendeğin bol suyunu temin eder.
Tekrar buluşmak dileğiyle… Sevgiler, saygılar…