Yenigün Gazetesi

Erkal Etçioğlu

YOLSUZLUK VE RÜŞVETLE MÜCADELE

Şüphesiz, Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri de yolsuzluk ve rüşvet ile haksız kazançların önüne geçmektir. Yolsuzluğu ve rüşveti doğuran nedenler çok çeşitlidir. Bunların bir bölümü kamu kesiminin neden olduğu sebepler, bir bölümü yozlaşan eğitim, kültür ve dini terbiye, bir bölümü de yurt dışından ithal edilen unsurlardır. Yolsuzluk ve rüşvet adeta olağan hale getirilmiştir. Bu durum ülkemiz için kabul edilemez bir durumdur.

Kamu kesiminin neden olduğu sebeplerin başında bozulan “Ekonomik sistemdir” Ekonomimiz, üretilen GSMH’nin adil paylaşımını gerçekleştirecek bir yapıda değildir. Milli gelirimizin önemli bir ölümünü nüfusun %5’i almaktadır. Buna bir de kamunun yanlış kararları ile zarar eden KİT’ler ve hantal devlet yapısı da eklenince, kamu sektörünü kaynak yaratan değil, kaynak tüketen bir özellik göstermektedir. Devletin gelirleri, giderlerini karşılamamakta, bu nedenle halktan yeni taleplerde

bulunulmaktadır. Bu da ekonomimizi hızla .Kayıt dışına itmektedir. Özellikle iç ve dış borç faizleri kamuyu korumak adına halka yansıtılmaktadır. Hızla yoksullaşan halk ise içinde bulunduğu çaresizliği aşmak için, yeni çözümler aramaktadır. Bu çözümlerin içinde, değerlerini değiştirmek, haksız kazanç sağlayanlara yakın olmak, helali ve haramı aramamak y.s.gibi kültür değişimleridir. Bütün bunlar tabandaki yozlaşmanın belirtileridir, stelik vurguncu ve hırsızlar, toplumda becerikli iş adamı gibi görünmeye başlanmıştır. Bu durum, çoğunluk için geçerli değildir. Böyle düşünenler azınlıkta, fakat sesleri çok çıkar durumdadırlar. Halkımızın, dar gelirli ve çalışan çoğunluğu henüz değerlerini korumaktadır. Ancak yozlaşma her gün artmakta ve yeni vurgun, yolsuzluk olayları taban oluşturmaktadır. Bunlara karşı acil çözümler üretmeliyiz.

Bir de yurt dışından ithal edilen yolsuzluk ve rüşvet Olayları bulunmaktadır. Özellikle yurtdışı firmalar tarafından yerilen krediler ve yapılan ihalelerde, belirli noktalara pazarlama komisyonu ya da aracılık hizmetleri Karşılığı büyük meblağlar ödenebilmektedir. Buna karşı uluslararası önlem alınmalıdır.

Bence, alınacak tedbirlerin başında, yolsuzluk ve rüşvet tabanını daraltmak gelmelidir. Bunun için devletimiz, fonksiyonlarını azaltmadan acilen yetki devrederek, özellikle ekonomik alanda daralmalıdır. Yetkilerinin yerel anlamdakileri sivil toplum örgütlerine devretmelidir. Bunlar, il özel idareleri, belediyeler, meslek odaları, üniversiteler v.s gibi kuruluşlar olmalıdır. Kamuda görevli personelin ve yakınlarının mal varlıklarını araştıracak, özel bir denetim sistemi kurulmalıdır. Vergi oranları düşürülerek ye basit bir vergi sistemine gidilerek, kayıt dışı ekonomi bitirilmelidir. Haksız vergiler ve enflasyon mutlaka önlenmelidir.

İşsizliği engelleyecek, katma değer yaratacak bütün yatırımlar teşvik edilmelidir. Çok işçi çalıştıranlar mükafatlandırılmalıdır. Yolsuzluğa ve rüşvete karışanlar mutlaka cezalandırılmalıdır. Ama bu öncelikle tepeden başlamalıdır. Bizler de, bu işleri yapanları kamu vicdanında mahkum etmeliyiz. Kısacası, öncelikle ekonomik çarpıklıkların düzeltilmesi, sonra da toplumun değerlerini kuvvetlendirecek tedbirler alınmalıdır.

Hukukumuzda bu mücadelede kullanılacak nice kurallar vardır. Bunlar arasında “Sebepsiz zenginleşme” ”Haksız kazanç sağlama” gibi kavramlar hayata geçirilmelidir. Bu ülke hepimizin… Sadece devlet yapımızın, ekonomimizin düzelmesi yetmez. Biz de kendimizi düzeltmeliyiz. Yoksa “Layık olduğumuz gibi yönetiliriz”.