Yenigün Gazetesi
Erkal Etçioğlu
YARDIM EKONOMİSİ
Son yıllarda orta direk halkımız; izlenen IMF ve Dünya Bankası mali politikaları ile bir yandan hızla yoksullaştırılırken, diğer yandan sayıları çığ gibi büyüyen yoksul kesimlere yardım dağıtılması çelişki yaratıyor. Oysa fakirleşmeye engel olacak tedbirler almak yerine işini ve aşını kaybedenlere yardım yapmak siyasilerin daha çok işine geliyor. Üstelik hiç kimse niye bu fakirlik artıyor diye sormuyor.
Resmi rakamlara göre Bakanlar Kurulunca alınan kararlar doğrultusunda yoksul ailelere Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) koordinatörlüğünde yapılan kömür yardımından son 5 yılda toplam 8,1 milyon ailenin yararlandığı öğrenildi. Bu ailelere 5 yılda 5,9 milyon ton kömür dağıtımı yapıldı.
2004 yılında ise 1 milyon 503 bin aileye toplam 1 milyon 56 bin 97 bin ton kömür dağıtımı yapılırken, 2005 yılında 1 milyon 875 bin aileye, 1 milyon 319 bin 330 ton, 2006 yılında ise 1 milyon 769 bin aileye 1 milyon 273 bin 265 bin ton dağıtılmıştı.
TKİ Genel Müdürlüğü en son geçen yıl ise alınan ek taleplerinde ihtiyaç yerlerine ulaştırılması ile birlikte, 1 milyon 884 bin aileye toplam 1 milyon 521 bin 696 ton kömür dağıtımını gerçekleştirdi. 81 il ve 933 ilçeyi kapsayacak bedelsiz kömür dağıtım programı kapsamında bu yıl 2 milyon aileye toplam 1 milyon 600 bin ton kömürün dağıtımı hedefleniyor.
İstanbul’daki bir ilçe belediyesinin yıllık kömür yardımı ortalama 200 bin YTL civarında.
İstanbul’da irili ufaklı 50 ilçe belediyesinin yıllık toplam kömür dağıtımının bedeli ise 10 milyon YTL civarında. Bu rakamlar Türkiye geneline yansıtıldığında ise ortaya çıkan rakam dudak uçuklatan meblağlara ulaşıyor. Aile sayısını 4 kişi ile çarparsanız yaklaşık 8 milyon kişinin kömür yardımı aldığını görürsünüz.
Bir soru önergesi üzerine İçişleri Bakanı Atalay, 2003-2007 arasında ihtiyaç sahibi ailelere dağıtılan 5 milyon 862 bin 722 ton kömürün Hazine `ye maliyetinin yaklaşık 1 milyar 8 milyon YTL olduğunu açıklamıştı.
Dağıtılan kömürlerin parası halen ilgili kamu kurumuna (TKİ) ödenmemiş durumda. Eğer ödeme yapılmaz ve söz konusu bedel hazine zararlarına atılırsa dağıtılan kömürlerin parası hepimizin cebinden çıkacak gibi gözüküyor. Gerçek fakir fukaraya helal olsun. Ancak seçim rüşveti olarak dağıtılan kömürler varsa dağıtanlara haram olsun diyorum.
Bu yardımların yeni bir ekonomi alanı doğurduğu söylenebilir. Bu yardımlardan para kazanan insanlar var. Hatta bunun bazı sosyal kesimlere yeni bir geçim kapısı ve alışkanlığı yarattığı da çok açıktır. Çalışma ihtiyacı duymadan geçinme modeli ise bizim halkımızı kültürel değerler açısından yozlaştırıyor. Belki de birileri toplumumuzu bozmak için konuyu bizzat teşvik ediyor olabilir. Yeşil kart uygulaması da buna benziyor.
Son yıllarda yeşil kartı olanlara tanınan hakların ve yapılan çeşitli yardımların yeşil karta olan talebi artırdığını, yeşil kartlı bir kişinin okuyan çocuklarına okuma yardımı verildiğini, aileye kömür ve gıda yardımı yapıldığını, bu kişilerin sınırsız sağlık hizmetinden yararlandığını biliyoruz. Bunun sonucunda da insanlarımızın tembelliğe alışması ve çalışmaktan kaçması gibi sorunların çıktığını da görmemiz gerekir.