Yenigün Gazetesi

Erkal Etçioğlu

TÜRKİYE YAŞLANIYOR MU?

Bugün ülkemizde Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tanımına göre 60 yaş ve üstündekiler yaşlı sayılmaktadır. Önümüzdeki yıllarda ülkemizdeki yaşlı nüfusun nasıl artacağını görebilirsiniz. Bence aşağıdaki tabloyu dikkatle incelerseniz niçin Başbakanın 3 çocuk yapın dediğini daha iyi anlarsınız. Ancak onları gereği gibi yetiştirebilmek için geçim sıkıntısının ve işsizliğin azaltılması şarttır. Aile yapımız ve evlilik özendirilerek güçlendirilmezse bu husus bir “züğürt tesellisinden”  ibaret olacaktır.

(Kaynak:Oruç Kaya;Lojistik Uzmanı)

Dünya genelinde en hızlı büyüyen yaş grubu, 60 yaş ve üstüdür.  Türkiye’de 65 + ve 0 – 14 nüfusun  2050 yılında eşitlenmesi bekleniyor (17, 5 Milyon). 2025 yılında Türkiye nüfusunun % 15’nin (12, 2 Milyon) 60 + yaş olması bekleniyor. 2009 yılında 2, 12 olan doğurganlık hızı oranının 2025 yılında 1, 97 olması bekleniyor. 2000 yılında 30 yaş ve altı nüfusun oranı % 58 iken 2025 yılında % 40 ve 2050 yılında ise % 32 olması tahmin ediliyor. Her 10 yaşlıdan 1’i yalnız yaşamaktadır. Yaşlılar arasında internet erişimi oranı % 14 dür.Yaşlıların en önemli aktivitesi  % 86 ile TV izlemektir.Ayrıca yaşlıların % 80’i düzenli ilaç kullanma alışkanlığına sahiptir. 

Nüfusun yaşlanmasının etkili olduğu sektörler; “Sağlık ”, “Sosyal Güvenlik” ve“Sosyal Hizmetler” olarak gösterilmektedir. Aslında yaşlı insanlar vakitlerinin çoğunu evde geçiriyor. Bundan dolayı  sağlık ve bakım ihtiyaçları da artıyor.

Peki bu durumda bu yaşlı insanlarımız için neler yapılabilir? Öncelikle sağlık sektöründe “yerinde bakım hizmetinin” yanı sıra ilaç firmaları veya yerel yönetimlerin sosyal hizmet birimleri dışarıya çıkamayan hastalara bir depoda hazırladıkları kullanımları kadar ilacı  “evlerine kadar dağıtabilir”.

Hazır yemek veya toplu yemek firmaları, dışarıya çıkamayan hastalarına günlük yemeklerini  bir dağıtım organizasyonu ve rota planlaması yaparak dağıtabilir. Gıda perakende mağazaları, yaşlıların haftalık veya günlük ihtiyaçlarını ve tüketimlerini internet ortamında takip ederek  evinden çıkamayan yaşlılara bunları ulaştırabilir.

Yaşlı insanların evde daha çok vakit geçirmesi ve yaşlı nüfus oranın artması, şehir içi trafiği de kısmen azaltabilir. Ancak arttırılacak sosyal etkinliklerin cezp edici yapısı bu eve kapanma alışkanlığını kırarak “aktif hemşerilik” katılımlarını geliştirebilir. Hatta bu insanlardan “fahri belediye müfettişleri” bile yaratılabilir.

Dışarı çıkmak isteyen yaşlılar için farklı toplu taşıma araçları (biniş ve iniş kolaylığı, yaşlılara saygılı toplum değerleri,eğlenceli parkurlar v.s) gündeme gelebilir. Toplu taşıma firmaları ve belediyeler evinden çıkmak isteyen ama otobüs durağına kadar gidemeyecek olanları, bir rota dahilinde toplayarak gitmek istedikleri ortak yerlere göre dağıtımlarını yapabilir.

Günümüzde yaşlılara tarafından bilgisayar kullanımı ve internet erişimi az olsa da; 2050 yılında yaşlıların internete erişimin artacak olması ve ihtiyaçlarını daha fazla internet üzerinden sipariş ederek karşılayacakları tahmin edilebilir. Bu da daha fazla eve teslim, evden ödeme ve daha iyi dağıtım organizasyonuna sahip olunmasını gerektirecektir. Bu sorun aynı zamanda detaylı incelenmesi gereken  bir “kent lojistiği” konusudur.