Yenigün Gazetesi
Erkal Etçioğlu
TÜRKÇEYE SAHİP ÇIKMAK
Şehrimizin en önemli sorunlarından biri de günlük hayatta ve her türlü işimizde kullandığımız dilimize sahip çıkmak ve bazen, onu yozlaştıran her şeye karşı Çıkmak olmalıdır. Türkçe dünyanın en eski dillerinden biridir Bizi geçmiş kuşaklara ve kültürlere bağlayan ve taşıyacak tek köprü olma özeliğindedir. Ekonomide,
Haberleşmede, yazılı ve görsel basında, kısacası her yerde dilimizi bozmaya yönelik ciddi tehditler bulunmaktadır.
Halkımızın konuştuğu Türkçe ile aydınlarımızın konuştuğu Türkçe arasında derin uçurumlar olabiliyor. Eskiden Arapça, Farsça dillerinin dilimiz üzerinde etkisi fazla iken, bugün İngilizce, Almanca v.s.gibi batı dillerinin etkisi daha çok görülmektedir. Aydınlarımızın bir bölümü yazarken ve konuşurken yabancı kelimeleri kullanarak kendi kalitelerini topluma göstermek gibi bir yanılgıya düşmektedirler. Aslında halkımız onları anlamamakta, onar da kuramadıkları iletişim sonucunda halktan kopmaktadırlar. İşte bu durum kültürel bölünmeyi doğurmaktadır. Bu kavramı aynı dil grubu içinde olanlar için geçerlidir. Diğer yerel dil ve lehçeler bunun dışındadırlar…
Ayrıca, yabancı kelimelere karşı verilen çabalar kimi zaman aşırıya kaçmaktadır. Türkçe’nin sadeleşmesi için verilen çabalar bazen yeni kelimeler bulunurken “Uydurmaca” haline gelmektedir. Bu uydurma kelimeler halkımız tarafından tutulmayınca dilimiz karmaşık hale gelmekte. Bunun sonucunda kavramlar karışmaktadır. Halbuki “Yaşayan Türkçe” modeli daha uygun bir durumdur.
Yani halk tarafından benimsenmiş kelimeleri yerli kelimeler olarak kabul ederek Türkçe’de karşılığı olmayan yabancı kelimeler yerine karşılık bulmak daha doğrudur. Diğer bir deyişle “Sadeleşme ve yeni kelime türetme” işlemleri birlikte yapılmalıdır. Adapazarı’nın kültürel ve ekonomik hayatında acaba dilimize gerçekten önem veriyor muyuz? Örneğin, ticari hayatta mevcut bulunan “Ticaret sicili” yasasına rağmen ticari unvanlarda Türkçe korunabiliyor mu? Çark Caddesi’nde veya başka ticari merkezlerde iş yerlerimizin üzerinde hangi yabancı kelimeler yazıyor?……
….
Acaba yazılan bu sözlerin ne kadarı yabancı dilden, ne kadarı Türkçe’dir? Uluslararası markalar veya artık Türkçeleşmiş ibareler bütün bu değerlendirmelerimizin dışında bulunmaktadır. Ama yine de yazılması gerekiyor ise yabancı kelimeler altına veya yanına Türkçeleri yazılamaz mı?
Acaba, belediye meclislerimiz ye sivil toplum örgütlerimiz bu yabancılaşmaya karsa ne tedbirler düşünmektedirler. Yasakçı düşünceye dayanmayan ancak teşvik edici uygulamalar nasıl yapılabilir?
Artan yabancı dil, yabancı kültür hayranlığının bizi hangi yıkımlara götürebileceğini hep birlikte görüyoruz. Bütün bunların arkasında uluslar arası sömürü düzeninin oyuncularının bulunduğunu bilmemiz gerekir.
Devletimizin kurucusu M. Kemal Atatürk’ün deyimi ile “Türkiye Cumhuriyeti temeli kültürdür” sözü yıkılmak isteniyor. Yabancı kültürde yetişmiş, düşünce ve eylemi bizden olmayan ama bizden doğmuş köksüz nesillerle halkımızın önce kültürü, sonra ekonomik ve sosyal hayatı ele geçirilmek isteniyor.
İşte biz Adapazarlılar bu şuur ve düşünce birliği içinde dilimiz olan Türkçemiz’e sahip çıkmalıyız. Tutucu olmayan çağdaş bir biçimde dilimizi geliştirmeli ye onu yüceltmeliyiz.
Sonuç olarak, Türkçemiz insanlarımızın düşündüklerini kolaylıkla ifade edebilecekleri, matematiksel bir yapıya sahip zengin bir dünya dilidir. Adapazarı’nı geliştirirken yöneticilerimiz dilimizi de savunmak ve geliştirmek zorunda olduklarını bilmelidirler. Burası, Türkiye’dir. Bizim vatanımızdır, temel ve resmi dilimiz Türkçe’dir.