Yenigün Gazetesi
Erkal Etçioğlu
TARİH TEKRARLANIYOR MU
Aşağıda okuduğunuz kronoloji ile bugün başımızda olan K.Irak senaryoları ne kadar birbirine benziyor değil mi? Biz mi ibret alamadık? Yoksa küresel sömürge odakları yüzlerce yıllık rüyalarından hala vazgeçemediler mi? O halde uyanık olmaya devam etmeliyiz.Çünkü başımızda
dahi önderimiz Gazi M. Kemal Atatürk maalesef yok. Ama onun bağrından çıktığı büyük Türk
Milleti yaşıyor. Kendi varlığını koruyacak ve sömürgecilerin bu tuzağına elbette düşmeyecektir.
Şimdi PKK terör örgütünün niçin ve kimler tarafından desteklendiğini daha iyi görmeliyiz.
19 Mayıs 1924: İstanbul, Haliç’te Musul Konferansının başlaması.
7 Ağustos 1924:Hakkari Valisinin Han gediği civarında pusuya düşürülmesi.
12 Eylül 1924: Nasturi ayaklanmasının başlaması.
12 Eylül 1924: Kürtlerin Palu’da bir “Kürt” kongresi yapması. Bu kongrenin ev sahipliğini Şeyh Sait ve Kör Sadi yaptı.
28 Eylül 1924: Nasturi ayaklanmasının bastırılması
30 Eylül 1924: Macar, Belçika ve İsveçli üyelerden oluşan üçlü Musul komisyonun teşkili.
13 Kasım 1924: Musul sorunu için teşkil edilen Üçlü Komisyonun göreve başlaması. İlk toplantısını Londra’da yapması.
16 Ocak 1925: Musul Komisyonun 2 nci Toplantısını Bağdat ve Musul’da yapılması. “1928 yılında bitecek olan İngiliz manda yönetiminin 25 yıl daha uzatılması ve Kürtlere özerklik verilmesini kararlaştırması”.
8 Şubat 1925: Şeyh Sait’in Pirani’ye (Dicle) gelmesi ve karakolun basılması.
11 Şubat 1925: Doğu Anadolu’da Şeyh Sait gerici ayaklanması başladı.
13 Şubat 1925: Şeyh Sait ve adamlarının Pirani nahiye merkezini ele geçirmesi.
13 Şubat 1925: Türkiye’nin; Musul Komisyonun raporuna itiraz ederek kararı Adalet Divanına götürmesi. Türkiye Divan Toplantısına katılmadı. Milletler Cemiyeti Estonyalı General Laidoner’den rapor istedi. İstenen raporda “Türkiye Hıristiyanlara kötü davranıyor…” sonucu çıktı.
16/17 Şubat 1925: Şeyh Said’in Darahini (Genç)’ye girişi, Resmen Şeyh Sait isyanın başlaması Genç vilayet merkezinin geçici başkent ilan edilmesi, vergilerin geçici bir süre Genç’e gönderilmesi, Diyarbakır ele geçirildikten sonra başkentin Diyarbakır a taşınacağının ilanı,
23 Şubat 1925 : İsyan bölgesinde bir ay süre ile örfi idare (Sıkıyönetim) ilan edilmesi,
24 Şubat 1925: Seferberlik ilanı, Takri-i Sükun Kanununun Kabulu
25 Şubat 1925: Dinin politik amaçlarla kullanılamayacağına ilişkin 556 sayılı yasa kabul edildi.
5 Mart 1925: M. Kemal’in milleti göreve çağırması
9 Mart 1925: İngilizlere ait bazı belgelerin asilerden ele geçirilmesi
10 Mart 1925: Takviye birliklerinin Diyarbakır’a yetişmesi.
14 Mart 1925: Varto’nun asilerin eline geçmesi
25 Mart 1925: Asilerin Diyarbakır taarruzlarının kırılması ve geri çekilmeye başlamaları
27 Mart 1925: Diyarbakır bölgesinin asilerden temizlenmesi
8 Nisan 1925: Kuruca Geçidini tutan asilere ordu birliklerinin taarruzu ve Çapakçur’un ele geçirilmesi.Şeyh Sait’in Genç’e gelmesi ve Çapakçur’dan gelen 500 asi ile birleşerek Solhan istikametine kaçışı
14 Nisan 1925: Cibranlı Miralay Halit ve Ziya Hurşit Bitlis’te idam edilmesi. Çapakçur ve Genç bölgesinin asilerden temizlenmesi
14/15 Nisan 1925: Şeyh Sait’in ve adamlarından bir kısmının Varto yakınlarında Abdurahman paşa köprüsünde, 12 nci Tümen, 35 nci Alay 2 nci Tabur (Komutanı Selçuklu Hüseyin bey) un şiddetli ateşi karşısında kurtuluş çaresinin kalmadığını anlayarak 24 adamıyla birlikte teslim oldular.
21 Nisan 1925: İstanbul’daki İngiliz Büyükelçisi Raporunun 4 ncü maddesinde, ele geçen belgelerden ayaklanmayı Irak’taki İngiliz yetkililerinin desteklendiğini kabul etmesi.
28 Haziran 1925: Mahkeme kararlarının tebliği, 29 kişinin idamına karar verilerek aynı gün gece yarısı asılarak idam edilmeleri.
16 Aralık 1925: Milletler Cemiyeti’nin, Musul’u İngiltere mandasındaki Irak’a bırakılması kararı.
27 Mayıs 1926: Mutki Ayaklanması
6 Haziran 1926: Musul’un İngiltere’ye devrini Türkiye’nin kabul etmek zorunda kalışı.
4 Ocak 1927: Günü Ankara’daki İngiliz Büyükelçisi Sir O.Cleck’in Dışişleri Bakanı Austen Chamberlain’e verdiği raporda “Tarihte yalnız İngiliz İmparatorluğu ayrılıkçı güçlere kendisini uydurarak kendi yapısını koruma hünerini gösterebilmiştir” beyanı.