Ülkemizin halkın seçtiği insanlar tarafından yönetilmesi demokrasinin gereğidir. Ancak seçilerek gelen yöneticilerin; yasalarla görevleri belirlenmiş atanmış kamu yöneticilerini haksız uygulamalar içine sürüklemesi siyasi etiğe(ahlaka) uygun olmayan bir davranış türüdür. Bunun örneklerini her dönemde görmüş birisi olarak bunu önlemenin tek yolunun seçilecek yönetici adaylarını belirlerken “liyakatı” olanların  yani bilgi,tecrübe ve becerisi olanların tercih edilmesinin doğru olacağıdır.Halk deyişi ile elbette “işi ehline vermek” gerekir.

Siyasi kuruluşlarımıza gelen her talebi sırf partilimiz veya hemşerimiz diye yapmaya çalışırsak içinden çıkılmayacak durumlar oluşabilir. Bunun için siyasi partilerde görev yapan kadroların “devlet şuuruna” sahip eğitimli ve tecrübeli insanlardan oluşturulması gerekir.Aynı taraflı ve hatalı tutum siyasi kadrolara dalkavukluk yapan kişilik yapıları bozuk bazı kamu görevlilerinde de görülmektedir.

Özellikle iletişim devriminin yaşandığı bu günlerde hiçbir şey gizli kalmamaktadır.Yazılan notlar kameralar tarafından kolayca okunmaktadır.Hata yaptığınız konuşmalar bile uzaktan okunmakta ve kayda geçirilmektedir.Bu durumda usta siyasetçiler gereken tedbirleri alabilen kişilerdir.

Genelde istekleri ikiye ayırabiliriz.Bunlar halkın günlük genel istekleri ve özel istekler olarak ortaya çıkıyor.Genel istekleri normal yollardan idari yapıya iletmek mümkündür.Ama sorun; tabandan veya yakın çevreden gelecek bazı özel isteklerin kimselere duyurmadan nasıl yapılacağıdır.