Yenigün Gazetesi

Erkal Etçioğlu

Şehir Kültürümüz Yeterli mi?

Kültür, genel anlamda “Yaşama tarzı” olarak tarif edilir. Şehir kültürü kavramı ise, son yıllarda nüfusları hızla artan şehirlerimizin yaşama tarzı olarak kabul edilebilir. Köyden kente, hatta bir coğrafi bölgeden, diğer bir coğrafi bölgeye yapılan göçler şehirlerin kültür yaşamlarında ve insanların hayatında önemli değişikliklere neden olmaktadır. Davran ıslar değişmekte, oluşan hayat tarzına uyum gösterilmek istenmektedir.

Bazen de bu şehir kültürü ile kabul edilmiş değer yargıları çelişmektedir. O zaman protesto eylemi ve düşüncesi ile beraber karşı koymanın türlü davranışları sergilenmektedir. Kendi kültürüne uymayan, şehir kültürüne karşı insanlar gerekirse şiddete dahi başvurmaktadırlar. İşte bu nokta eğitim ye öğretimle birlikte, belirli bir sureye ihtiyaç bulunmaktadır. Kitle haberleşme araçlarının gelişmesi, görsel ye yazılı basın faaliyetleri bu yeni kültüre uyum sorununun çözülmesini kolaylaştırmaktadır. İste bu noktada geleneksel Türk kültürü “Zaman sana uymazsa sen zamana uy” atasözünü devreye sokmaktadır.

Adapazarı’nda köyden kente göç olayı kültürel farklar açışından Anadolu’da olduğu gibi keskin değildir. Şehrimizin etrafında güçlü ekonomik ve kültürel yapıda köyler bulunmakladır. Şehir ile yakın köyler arasında gelişmişlik ve kültürel bir fark bulunmamaktadır. Bazı istisnalar dışında bu unsur şehir kültürümüze olumlu katkıda bulunmaktadır. Ancak şehir dışından ekonomik sıkıntı, harp, kan davası vs. gibi sebeplerle gelen iç göç dalgası içinde Avrupa ve Trakya bölgeleri ile Marmara ye iç Anadolu bölgelerinin katılımı daha az problemli olmuştur. Doğu Anadolu, Doğu Karadeniz ve diğer bazı bölgelerden gelen insanlarımızın şehir kültürü ile uyumları pek kolay olmamıştır.

Özellikle, kan davası ve terör nedenleri ile şehrimize gelen insanların kültürleri öncelikle içe kapanma ve kapalı toplum olarak yaşama tarzında gelişmiştir. İşte bu nedenle şehrimizin bazı mahalle ve semtlerinde toplulaşma görülmektedir. Bu kültür aslında diğer insanlara olan güvensizliğin bir ifadesidir. İşte u noktada yerel yönetimler bu şehrin kültürüne olan uyumlarını gerçekleştirmek üzere sosyal çalışmalar yapmalıdırlar. Yeni yerleşimlerde bu fırsatlar iyi değerlendirilmelidir. Çeşitli hemşehri grupları, şehir kültürüne katkı sağlayacak bu mikro akrabalığı ikinci plana atmalıdırlar.

Şehir kültürümüze hakim olan bu çok parçalı ye birbiri ile rekabet eden kültürel yapı, genel kavramlar, vatandaşlık, yerel hemşehrilik çağdaşlık, yeni kültümle değerlerde birleşme ve kurulacak yeni akrabalık ilişkileri ile yeniden organize edilmelidir.

Fertlerin davranışlarında, grupların etkileri görülebildiği gibi, bireysel uyum ve karşı koyma unsurları da görülmektedir, örneğin şehir kömürünün alt yapısı olan temizlik, trafik, eğlence gibi alanlarda oldukça düşündürücü eylem ve davranışları her gün görmekleyiz. Okulda, ulaşım araçlarının içinde, kutlamalarda yapılan “Maganda davranışlar şehir kültürümüzü olumsuz etkilemektedirler.. Ayrıca son zamanlarda gelişen yeni teknoloji kullanımda küftür geliştirememe sorunu yeni davranışları doğurmaktadır. Cep telefonu kullanımı, trafikte araç sürücülerinin bireysel davranışları bu yeni olumsuz etkiler arasındadır.

Aslında bu yaşananlar, şehir kültürümüzün eskiden dana iyi organize olmuş yapısını bozan sosyo ekonomik olaylar ve kültür yıpranması sonucunda gelişmiştir. Birbirlerine saygı ve sevgi duyan, öncelikle kendini değil, toplumu ye karşısındakiler! düşünen çağdaş hukukun önderliğindeki milli ve dini öncelikler yeni kuşaklara benimsetilememiştir. Eğitim ve kültürdeki bu yozlaşma karşısındaki insanların fikirlerine saygı göstermeyi, onları sabırla dinlemeyi, karşı düşünceyi bir kültür zenginliği ve bütünün diğer yarısı olarak Kabul etmeyi hep engellemiştir. İşte bu nedenle düşünce gelişememiştir.

Bu şartlarda, kalkınmanın tek yolunun kültürden geçtiğini söylemek doğru olacaktır. Birliğin ve beraberliğin tek yolu yerel, çağdaş ye milli özellikler taşıyan yeni kültürümüz oluşturulması ve geliştirilmesi olacaktır. Tıpkı, Atatürk’ün dediği “Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür vecizesinde olduğu gibi.