Yenigün Gazetesi
Erkal Etçioğlu
Şehir İçi Trafik Belediyelere Devredilmeli
Gerek 1580, gerekse 3030 sayılı belediye ve büyükşehir belediye kanunları, şehir içi yolların, yaya kaldırımların, trafik levha ve ışıkları ile her türlü yaya ve hemzemin geçitlerinin yapımını belediyelere görev olarak vermiş durumdadır. Şehir içindeki her türlü otopark yapımı ve idaresi de belediyelerin yetki alanındadır. Ancak Trafik Kanunu’na göre ise karayolu kabul edilen şehir içi trafik, içişleri
Bakanlığı’na bağlı Emniyet müdürlüklerinin trafik şubelerince idare edilmektedir. Bu uygulama uzun yıllardır başarı ile uygulanmıştır. Ancak şehirlerimizin hızla büyümesi, şehirler arası karayolu şebekesinin süratli bir şekilde gelişmesi dar imkanlarla hizmet eden trafik teşkilatını zor durumda bırakmıştır.
Tıpkı şehir içi demiryolu şebekelerinin (Banliyö) belediyelere devredilmesine benzer bir şekilde, şehir içi trafik hizmetleri de belediyelere devredilebilir. Bu değişiklik, yolların yapım ve bakımı ile görevli belediyelere aynı zamanda şehir içi yollardaki trafiğin idare ve kontrolünü de verecektir. Aynı elden trafik hizmetleri koordine edilecektir. Bu zaman ve kaynak tasarrufu sağlayacaktır. Ayrıca şehirlerarası yollarda devlet tarafından yapılan kontrollerin etkinliğini arttıracaktır.
Şüphesiz bu değişikliğe karşı çıkan görüşler ve baskı grupları da olabilir. Ama unutulmaması gereken, yerel yönetimlere bu tür yetki devirlerinin dünyanın her yerinde yapılmakta olduğudur. Bu uygulama aynı zamanda devletin daraltılması için de faydalı bir yaklaşımdır. Devlet, şehir içi trafikteki yönetim ve kontrol yetkisini yine bir kamu kuruluşu olan belediyelere devretmektedir. Aslında yapılan bir bakıma yerleşme olacaktır. Böylelikle uyumsuzluk, imkan darlığı, iletişim sorunu gibi problemler de çözülecektir. Sorunların çözümüne sağlanacak belediye kaynakları ile birlikte yerel katkı ek kaynak sağlayacaktır. Özellikle yeni otoprakların yapımına ağırlık vermek şehir içi trafiği rahatlatacaktır.
Ancak bu uygulamada dikkat edilecek husus, yetkilerin herkese eşit ve adil olarak kullanılmasıdır. Uygulamada rüşvet, akrabalık, partizanlık vs. sistemin yalama olmasını doğurabilir. Bu kontrol ve yönetim gücü, belediye yönetimlerince tıpkı zabıta hizmetlerinde olduğu gibi ciddi bir şekilde kullanılmalıdır.
Özellikle şehir içi trafik denetiminde en son model elektronik cihazlar kullanılmalıdır. Trafik ışıkları ve trafik yoğunluğu kameralar yardımı ile izlenmeli, sürücü ve yayaları yaptığı ikazlar ile yönlendirmelidir. Önemli kavşaklarda trafik ışıklarına ve trafik kurallarına uymayanların film ve fotoğrafla tesbiti yapılmalıdır. Bu sistem hem cezalandırmanın belgelenmesi, hem de caydırıcılık için gereklidir.
Şehir kültürünün gelişmesinde bu tür sistemlerin eğitici özelliği de çok önemlidir. İnsanlarımız haklarını, bilerek ve belirli sınırlar içerisinde özgürce kullanabilmelidirler. Şehir içi trafiğin belediyelere devri bu tür yeniliklerin de yolunu açacaktır.