Yenigün Gazetesi
Erkal Etçioğlu
10.01.2005
Sakarya'ya Bürokratik Sabotaj
“Bürokrasi”; Max Weber adındaki Alman papaz tarafından ortaya atılmış bir yönetim metodudur. Günümüzde ise kurallara sıkı sıkıya bağlı “Statükocu”luğu da ifade etmektedir. Hiyerarşiyi korumak ve kuralları çiğnememek gibi masum tavırları olsa da genellikle “Bir işi yapmamak için uydurulan bahaneler” olarak algılanmaktadır. “Bürokratik sabotaj” ise bir kısım bürokrasi uygulayıcısının bir işi veya sistemi engellemek üzere çeşitli gerekçeler öne sürmesi, gereksiz işlemler uydurması yoluyla süreci tıkaması olarak tarif ediliyor.
Eğer seçilerek bir makama gelen yöneticiler yapacakları işlerde uzman değillerse, bu konularda uzman olan bürokratların yardımlarına muhtaçtırlar. Bu uzmanların iyi niyetlerine bağlı olarak sorun çözme ve bürokratik sabotaj kavramları birlikte gündeme gelebilir. Bürokrat; . İsterse sorun çözücü, istemezse bürokratik sabotajcı olabilir. Her iki durumda tayin edici faktör seçilmiş yönetici olacaktır. Seçilmiş yöneticiler eğer siyasi güçleri varsa ve konuları iyi biliyorlarsa bürokrasiyi ve bürokratik sabotajı aşmaları kolay olur. Bu durumun aksi tam bir kaos ve karışıklık doğurur.
Sakarya’nın “Kalkınmada öncelikli iller” arasına alınmaması olayı, tipik bir bürokratik sabotaj olayıdır. Ankara’da birileri sürekli yeterlilik ölçülerini değiştirmektedir. Oysa Sakarya İli; Türkiye ortalama fert başına milli geliri olan 2180 dolardan daha düşük seviyededir. Üstelik depremden büyük yaralar almıştır. Ayrıca deprem nedeniyle devlet tarafından yapılan yatırımları da bu hesaplara dahil etmişlerdir. Yani kısaca bu hesap yanlıştır. Ayrıca sormak fazım 1500 dolar sınırı neye göre tespit edildi? Sakarya’daki devlet yatırımlarını çıkartsanız acaba kaç dolar fert başına milli gelirimiz olur?
Üstelik aynı bölge içerisindeki Düzce İli’ne teşvik verip, Sakarya’yı dışlamak ne ölçüde doğrudur? Uzun dönemde Sakarya’daki özel sektör yatırımları teşvik olan bölgelere kaçmaz mı? Bunlar hep açıklanması gereken sorular. “Biz doğruları yapıyoruz. Bizi tüm Türkiye ilgilendiriyor” diyenlere de bir çift sözüm yar. Siyaset uzun soluklu bir süreçtir. Oy istediğiniz halkı hem sevmeniz, hem de ondan korkmanız gerekir. Bu memleketten seçilip Sakarya yerine başka yerlere hizmet ederseniz size kimse saygı duymaz. Hele hele bir de halkı Küçük görürseniz vay halinize. Bu durum sırf seçilenler için değil, Sakarya İli’ni her noktada temsil eden herkes için söz konusudur.
Sonuç olarak; Sakarya İli bulunacak bir formüle göre mutlaka teşvik kapsamına alınmalıdır. Çünkü buna şiddetle ihtiyacımız var. İlimizi her kademede temsil edenlere ve Sakarya’nın gerçek evlatlarına görev şimdi düşüyor. Bizler kimsenin hakkını talep etmiyoruz. Sadece IMF’nin sözünden çıkmaktan korkmayacak kahramanlardan kendi hakkımızı istiyoruz. Sonuçta kazanacak olan hem Sakarya, hem de Türkiye olacaktır.