Sakarya'da Yorgancılık
Her biri nerdeyse bir elin parmağını geçmeyen el sanatı ustası tarafından sürdürülen;bastonculuk, kaşıkçılık, semercilik, sepetçilik, süpürgecilik, susakçılık, bez dokumacılığı,yorgancılık, çömlekçilik gibi geleneksel el sanatları, Sakarya’nın kültürel miras değerlerindendir.
Yorgan, örtünmek amacıyla kullanılan içi pamuk, yün gibi malzemeler doldurularak dikilen örtülerdir. Bugün kullandığımız türde yorganlar ortaya çıkmadan önce örtünmek için hayvan postlarından ve keçelerden istifade ettiği bilinir. Soğuktan korunmak için bunların yetersiz kalması, insanları farklı arayışlara sevk etmiştir. Kumaşlar bir araya getirilip kılıf haline sokulmuş ve daha sonra içleri, hayvansal lif olan yünlerle ya da bitkisel lif olan pamuklarla dolgulanmıştır. Bu durumun sonucunda daha kalın örtünme eşyaları yani yorganlar ortaya çıkmıştır. Kökeni Orta Asya’ya dayandırılan yorgan, Anadolu’ya yerleşen toplumlar tarafından üretilmeye devam edilmiştir. İlk etapta sadece ihtiyaca yönelik olarak yapılan yorganlar, estetik kaygılar sonucunda süslenmeye başlanmış ve bugünün sanatsal değeri olan yorganlar ortaya çıkmıştır. Trabzon, Rize, Burdur, Konya‘nın yanı sıra Sakarya, Anadolu’da yorgan üretiminin sürdürüldüğü merkezlerdendir. Sakarya merkez, Hendek, Geyve, Akyazı ilçelerinde yorgancılık sanatının sürdürüldüğü görülür. Hasan Kar, Yaşar Baş, İbrahim Asrak, Abdullah Çolak, Hamdi Kılıçarslan, Fahrettin Karabayır, Şerif Bilgiç öne çıkan yorgan ustalarıdır. Ustalarımız yorgan yapımında kumaş, tebeşir, çırpı ipi, pergel, makas, yüksük, cetvel, makine ve kalıp gibi malzeme ve araçlardan yararlanır.
Yorgan yapımına, saten ve pamuk malzemeli iki farklı kumaşın, bir kenarları açık bırakılacak şekilde dikilerek, kılıf haline getirilmesiyle başlanır. Kılıfın içi pamuk, yün veya orlon ile doldurulur. Yün malzeme, Uşak ve Aydın Nazilli’den getirilir. Bunların yanı sıra Van, Hakkâri, Erzurum’dan da temin edilebilmektedir. Doğudan getirilen yünler bütün halinde kesilmeleri sebebi ile daha güzel, kaliteli, uzun ve parlaktır. Bu nedenle pahalıdır ve yapılacak yorganın fiyatını etkileyen önemli bir unsurdur. Yorganın tek ya da çift kişilik olması kullanılacak malzemenin miktarını belirler. Geçmişte hallaç yayı ile kabartma işlemine tabi tutulan yünler, bugün, elektrikle çalışan ve hallaç motoru olarak isimlendirilen makinelerde kabartılır. Kabartma işleminin tamamlanması ile kılıfın açık olan kısmı dikilmekte ve hazırlanan parça, düz bir yere serilerek, sopa ile düzleştirilmektedir. Sopalamanın tamamlanmasının ardından içteki malzemenin kaymasını önlemek için teyelleme yapılır. Daha sonra kenar sıraları yani bordürler çekilir. Bordürsüz olan örnekler de mevcuttur. Yüzeye uygulanan bu işlemlerde farklı malzemeli ipler kullanılmaktadır.
Yapılacak desenin rengi, kullanılan satene göre belirlenir. Buket lale, kabak çiçeği, serpme lale, kamelya çiçeği, yelpazeli baklava, göbekli orkide, gelin tacı, göbekli menekşe, yonca yaprağı, defne dalı, yıldız, tavus kuşu, çerçeveli menekşe, uğur yoncası, bulut, yaban gülü, zincir olarak adlandırılan motifler kullanılır. Eskiden yoğun bir şekilde gerçekleştirilen yorgan üretimi, bugün az sayıda usta tarafından sürdürülmektedir. Alaylı olan ustalarımız “yorgan denilip geçiliyor ama yorgan hayatın ta kendisidir” şeklinde açıklamaları ile bu sanatın yaşatılması için açılacak kurslarda eğitim verilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. İnsanların, sahip oldukları el yapımı yorganları, atölyelerine getirerek yeniletme isteklerinin ve çeyizlerde el yapımı yorgan bulundurma geleneğinin var olmasının, yorgancılık sanatını ayakta tuttuğunu, bu nedenle de bitmeyecek bir meslek olduğunu beyan etmişlerdir.
Geçmişte Anadolu’nun her yerinde evlerde yorgan dikme geleneği günümüzde daha çok çarşı sanatı olarak anılmaya başlansa da hala devam eden bir gelenektir. Bu anlamda yorgancılığı belli bir bölge ya da şehre bağlamak doğru değildir. Ancak yorgan modelleri incelendiğinde her bölgenin kendi kültürel unsurları ve beğenilerine göre çeşitlendiği görülmektedir. Buna ek olarak bazı yorgan model özelliklerinin birçok ilde aynı olduğu tespit edilmiştir. Yorgancılık konusunda yapılmış araştırmalar incelendiğinde ülkemiz genelinde ortak modeller konusunda kaynak kişi olarak Hasan Kar ismi ile karşılaşılmıştır. 1957 yılında Sakarya’da Yorgancı kalfası olarak mesleğe başlayan Kar, yorgan modelleri üzerine çalışmaya başlamış ve bu modelleri dikim şablonları ile yurdun çeşitli yörelerindeki yorgancılara ulaştırmıştır. 1973 yılında 1. Yorgan Kataloğunu, 1974 yılında da Kültür Bakanlığı tescilli 2. Yorgan Kataloğunu yayınlamıştır. Bugün hala sipariş üzerine dikilen yorganlarda Hasan Kar kataloglarından yararlanılmaktadır.
Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde, İsmail ve Ali Aşık kardeşler, unutulmaya yüz tutmuş bir meslek olan yorgancılığı yaşatmak için yıllardır emek harcamaktadırlar. 42 yıldır birlikte yün yorgan dikip, hem geçmişi yaşatmakta hem de günümüz kışlarına sıcaklık katmaktadırlar. 30 metrekarelik dükkanlarında, yün yorganların titizlikle hazırlandığı bu küçük atölye, ziyaretçilerine hem bir meslek geleneğinin varlığını hem de iki kardeşin uyumlu çalışmasının güzelliklerini sunmaktadır.
59 ve 65 yaşlarındaki İsmail ve Ali Aşık, yorgancılık alanındaki ustalıklarıyla takdir toplamaktadır. Yıllar içinde edindikleri bilgi ve becerilerle, farklı motiflerle işlenmiş yün yorganlar üretmektedirler. Bu yorganlar sadece Türkiye içinde değil, yurt dışındaki müşterilere de ulaşmakta, böylece yorgancılığın sınırlarını genişletmektedirler. Kardeşlerin bu sanatı yaşatmadaki kararlılığı, sadece ekonomik bir faaliyet olarak değil, aynı zamanda kültürel bir mirasın korunması olarak da değerlendirilmektedir.
Yorgancılığın, toplumsal hafızamızda önemli bir yer tutan bir meslek olduğunu unutmamak gerekir. İsmail ve Ali ustalar, bu özel mesleğin gelecek nesillere aktarılması için çaba harcamaktadırlar. Bu bağlamda, onların hikayesi sadece bir iş hikayesi değil, aynı zamanda kültürel bir direnişin simgesidir. Böylelikle, yorgancılık gibi örf ve adetlerimizi yaşatan mesleklerin yok olmaması için gereken özenin gösterilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. Bu durum, toplumun kültürel zenginliğinin korunması adına büyük bir önem taşımaktadır.
Kaynakça
Okca, Ayşegül Koyuncu, Ayşegül Elibol Tüfekçi, and Gizem Erten. “Kaybolmaya yüz tutmuş kültürel miras: yorgancılık mesleğinin değişim ve dönüşümü.” Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi 7.3 (2020): 1758-1781.
Taş, Ela. “Sakarya’da tespit edilen geleneksel el sanatları ve ustaları.” Sanat Tarihi Dergisi 30.2 (2021): 1245-1279.
Çeliker Deniz, Yorgancılık, Geleneksel Meslekler Ansiklopedisi 2.Cilt, Esnaf, Sanatkârlar ve Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü, Ankara, 2021.