Yenigün Gazetesi
Erkal Etçioğlu
KENT KİMLİĞİ VE KENT ETİĞİ
Kent kimliği denince; öncelikle şehre hakim olan tarihi ve kültürel mirasımız hatırlanmalıdır. Eski Adapazarı Evleri,Uzunçarşı,Gümrükönü,Tarihi Camiler,Çark Mesire Yeri,Atatürk Parkı ile mekansal ifadesini bulan Osmanlı-Cumhuriyet karışımı muhafazakar bir kap içindeki kenttir burası. Uzun yıllar barış içinde bir arada yaşamasını başarmış büyük çoğunluğu Türk ve Müslüman olan yaklaşık 22 çeşit insan gurubu bu şehri oluşturmuştur.Yani çağdaşlaşma ve muhafazakarlığın bir arada en iyi özümsendiği ender bir şehirlerden birisidir Adapazarı.
Oluşan kent kimliği yıllar içinde elbette bazı değişikliklere uğrayarak hatta birazda farklılaşarak bu günlere ulaşmıştır.İşte bu değişiklerin bir kısmı kent ahlakına yani etiğine aykırı kararlar ve uygulamalarla bozulmuş hatta kentin silueti değiştirilmiş kendine özgü atmosferi ise kaybedilmiştir. Yoğun bir yozlaşma ortamında “kent eşrafı” yitirilmiş ve türlü çabalara rağmen hala yerine yenisi oluşturulamamıştır.
Kentsel dayanışma ve işbirliği; son yıllarda dışarıdan alınan göç nüfusunun entelektüel kalitesindeki yetersizlik nedeni ile giderek aşağıya düşmektedir. Bunun ilacı ise Sakarya Üniversitesinden yetişen eğitimli ve aydın gençlerimizin “yeni hemşerilerimiz” olarak kazanılması politikasında gizlidir. Üniversite-Sanayi-Kent İşbirliği bu sorunu çözebilir.
Günlük hayatımıza hakim olan ana sorunlar nedeni ile örneğin ekonomik kriz,işsizlik,çıkar savaşları gibi nedenlerle kent etiğinin olumsuz etkilenmesi çok normaldir.Ancak yerel yönetim kararları bu özel nedenlerin dışında çok sayıda yanlış ve hatalı kararlara imza atmıştır. Üstelik bu konularda halkın doğru bilgi alması yandaş bir kısım medya tarafından engellenmiştir.
Örneğin kentin merkezindeki Atatürk Parkında Bursa Anıtlar Kurulu izni ile yapılaşmaya yol açılarak kent etiğine aykırı hareket edilmiştir. Bir çok Meydan ve Otopark alanı iskan veya ticaret alanına çevrilerek gelecek nesillere ihanet edilmiştir. Üstelik bu yanlışlıklar yapılırken hiçbir kamu görevlisi ve belediye meclis üyesi görevinden istifa etmemiş ve bu eylemler hukuken yargılanarak kamu vicdanı rahatlatılmamıştır.
Geçmişte bir çok imar uygulamasında vatandaşlar arasında ayrımcılık yapılarak haksız zenginleşmelere yol açılmıştır. Şehir rantları bir kısım yandaşlar arasında paylaştırılmış ve değişik konumlardaki bir çok mülk bu yolla el değiştirmiştir. Kent dokusunun korunmasına gereken hassasiyet gösterilmemiş bir çok tarihi eser bu dönemde yitirilmiştir.Buna karşı tek olumlu örnek Arapzade Cevat Adapazarlı’nın Çark Caddesi üzerindeki tarihi evinin yeniden yapılıyor olmasıdır.Bu konuda bence Adapazarı Belediye Başkanı Süleyman Dişli’ye teşekkür etmek gerekiyor.Aynı güzel uygulamayı Hasırcılardaki Zabit Bey Konağında da görmek istiyoruz.
Bence kentimizde hakim olması gereken kent ahlakı (Etiği); dürüst kamu idaresi ve örnek hemşerilik anlayışı olmalıdır.Bunu sağlamak içinde siyaset üstü bir yapıda olacak bir “kent eşrafına” ihtiyaç vardır.