Yenigün Gazetesi

Erkal Etçioğlu

HAYATIN PÜF NOKTASI NEDİR

İnsanın doğumu ile tanıştığı dünya hayatı aynı bir tiyatro oyunu gibi sürüp gidiyor. Çocukluk, delikanlılık, orta yaşlılık derken ihtiyarladığının farkına varınca insanoğlu; bir muhasebe yapmak durumunda kalıyor. Nerelerde neler yaşadık? Ne gibi hatalar yaptık? Neleri başardık? Kısacası bilgi düzeyimiz, yaşam tecrübemiz birikimlerimiz olarak bize bilgelik kazandırıyor.

Peki, hayatımızı değiştirebilecek önemli noktalar ve zamanlar geçmedi mi hiç başımızdan. Elbette çok önemli karar noktalarında yanlış kararlar verdik. Belki de doğru kararlarımızı karşımızdakiler. anlamadılar.

Şimdi tekrar başa dönsek yeniden yapar mıyız o hataları. Elbette hayır. O halde hayatımızı şekillendiren kavramlar neler olabilir diye düşünelim. Bence en önemli kavramlar ve bunların arasındaki ilişkileri yorumlarsak ilginç sonuçlara varabiliriz. En önemli kavram bence “Özgüven” yani kendinden emin olmak. Yada kendinizi tanıyarak, kendinize saygı duymanız. Nefis ile özgüveni birbirinden ayırmak lazımdır. Kendinize güveniyorsanız “Yaratıcı Düşünce” ye sahip olabilirsiniz. Yani problemleri teşhis ederek çözecek olan bir sistematik düşünceye ulaşabilirsiniz. Sorun çözebilmek için kendinizle barışık olmak ve sağlıklı bir düşünce sistematiğine sahip olmak şart gibi görünüyor. Daha sonra kurallar ve sistemleri aşabilecek “İşbirliği” ya da “Uzlaşma” kavramı hayatta bir çok sorunu çözmemize neden olacaktır.

Çevremizle uzlaşmak, diğer insanlarla işbirliğine yönelmek bizi başarıya taşıyacaktır. Ancak işbirliği yapabilmek ve uzlaşabilmek için “Güven” duymak gerekir. Hem işbirliği yapacağınız insanlara güvenmek hem de onların size güvenip güvenmediklerini sorgulamak zorundasınız. Bunu anlamak içinse iletişimdeki iletilen mesajın “İçtenliğini” “Samimiyetini” ölçmek gerekir. Ölçüm sonuçları olumlu ise güven ortamı yaratılmış olur.

Güven; Hayatta bir çok kapıyı size açabilecek olan anahtardır. Güvenin olduğu yerde başarı, tatmin, sevinç oluşur. Daha sonraki safha “Sevgi” aşamasıdır. Sevgi güvenin tamamlayıcısıdır. Sevgi; İnsanın yaratılışının amacı ve bir ömrün sonucu olacaktır. Özellikle inançlı bir sevgi birçok işi halledecektir. Sevginin sonucu “Gönüllülük” dediğimiz harika bir olay meydana gelir. Gönüllülüğün bir diğer çeşidi de “Adanmıştık” tır. Tıpkı Alman Filozof Goethe’nin dediği gibi “Adanmışlığın olduğu yerde mucizeler başlar.” Sevgi ve gönüllülükle insanların hayata bakışları değişir. Tatmin olmanın sonucunda “Kanaat” doğar. Fikirler vizyona dönüşür.

İnsan düşüncesi ile yaptığı işler arasında çelişkiler doğmaz. Bireyler düşündükleri gibi yaşarlar. Sonucunda mutluluk” doğar. Mutlu olmak için insanın çok nedeni vardır. Sorunlarını çözemeyerek strese yakalanan insanoğlu elde ettiklerine ve kendisine verilenlere baksa bu stresi kolayca aşacaktır. Duygularımızın olumsuz olanlarını ortadan kaldıramayız. Ancak onları yönlendirebilir ve kontrol edebilir.

Aslında hayatta her şey “Zıtların dengesi” dediğimiz püf noktası üzerinde dönmektir. Yaşam ile ölüm, soğuk ile sıcak, iyi ile kötü, var ile yok, vs gibi her şey bu denge üzerindedirler. Zıtlıkların dengesi enerjiyi bereketi, azmi doğurur.

Hayatta her şey bu denge üzerine değişir, gelişir ve mükemmellesin Olgunlaşan her hayatta, ebedi aleme gitmek üzere ölür. Ebedi mutluluk hayatın amacı olmalıdır.