Yenigün Gazetesi

Erkal Etçioğlu

Eserini Yaşatacak ve Koruyacağız

2008 yılının 29 Ekim’inde Cumhuriyeti anlamak ve ona sahip çıkmak bazılarımıza çok kolay ve alışılmış gelebilir. Ama bunu 1920’lerin ortamında değil konuşmak düşünmek bile büyük bir hayal idi. Cumhuriyet; denenmiş Meşrutiyet uygulamalarını ve 31 Mart ayaklanmalarını yaşamış bir büyük devlet adamı ve dahi başkomutan Gazi M. Kemal Atatürk’ün bizzat kendi eseridir. Türkiye’deki milli ve çağdaş değişimin taçlandırılmış çiçeğidir. Onun ifadesi ile Cumhuriyet  yaptığı işlerin en büyüğüdür. O Cumhuriyetin temelini,” Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü ’ olarak görmektedir.

Dünyadaki bir çok ülkede özellikle de sömürgecilere esir düşmüş İslam Dünyasında 85 yıl sonra bile yaşanamayan bir olaydır. Cumhuriyet kısaca “Halk İdaresidir” Yani halkın kendi kendini yönetmesidir. Yönetimi bir avuç insandan alıp halkın kendisine vermektir. Millet iradesinin her şeye egemen olmasıdır.

İşte böyle büyük bir değişimi bizlere armağan eden dahi önderimiz; tıpkı bir Türk Atasözünde denildiği gibi” “Göz odur ki, dağın arkasını göre, akıl odur ki, başa geleceği bile.” şeklinde gerçekleşmiştir. Atatürk karizmatik liderliği ile milletine parlak bir gelecek hazırlamıştır. Bir çoğumuz özellikle de kadınlarımız Atatürk’e ve Cumhuriyete çok şey borçluyuz.

Kriz ortamında milletinin yeniden dirilişine önderlik eden Atatürk’ün  “en büyük eserimdir” dediği ve çöken bir imparatorluğun küllerinden diriltilen Türkiye Cumhuriyeti yeni bir “devleti” ve Çanakkale’de başlayan yeni bir “millet ruhunu” yansıtıyor. Atatürk kendi milletinin tarihi akışını değiştirmiştir.Onun için Türk Tarihinin en büyük lideridir.

Milleti için en doğru hedefi seçmiş ve en etkili yolları kullanarak olayların akışını değiştirmiştir.Onun için hem Türk Milleti için bir “kahraman” hem de “büyük bir insandır” Atatürk “Ben gerektiği zaman en büyük hediyem olmak üzere Türk milletine canımı vereceğim,” diyecek kadar idealist yapıda olmakla birlikte “doktrinci bir düşüncenin” adamı değildi.O akılcı,çalışkan ve cesur bir önderdi.Nitekim 13 Kasım 1970 günlü Milliyet’te, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Atatürk ile arasında geçen bir konuşmayı şöyle aktarmıştır:

    “Bir gün Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilkeleri gözden geçiriliyordu. O sırada ukalâlık edip demiştim ki; ‘Paşam, bu her bakımdan bir inkılâp partisidir. İnkılâp partisi ise bir ideolojiye, bir doktrine dayanmadan yürüyemez.’ Yüzüme bir masumun yüzüne bakar gibi bakmış ve gülümseyerek; ‘O zaman donar kalırız,’ demişti. Atatürk’ün ne demek istediğini şimdi her vakitten daha iyi anlıyorum. Açık konuşayım, Atatürk demek istemişti ki; ‘Ben hür düşüncemi ve hür irademi, paslanmış demir kafesler içine hapsedemem. Bu hatayı işlersem, milletime ve kendime ileriye gitme ve yaratma gücünü kaybetmiş olurum.’  

 

Cumhuriyeti kuran önderimizin en önemli özelliklerinden birisi de milleti ile her şeyini “paylaşmış” olmasıdır. Düşüncelerini,çalışmalarını hatta mal varlığını ve ömrünü. O içimizden biriydi..Bunu gösteren Falih Rıfkı Atay’ın aktardığı bir olay  ise şöyledir: “Cumhuriyet’in ilânının on ikinci yıldönümü için büyük dövizler hazırlanmıştı: ‘Atatürk bizim en büyüğümüzdür’, “Atatürk bu milletin en yükseğidir’, ‘Türk Milleti asırlardan beri bağrından bir Mustafa Kemal çıkardı’ gibi…”  “Dövizler listesini gözden geçiren Atatürk, hepsini çizdi, şunu yazdı: ‘Atatürk, bizden biridir.’ ”

Gazi M. Kemal Atatürk sen rahat uyu.Senin eseri olan Türkiye Cumhuriyetini emanet ettiğin her yaştaki Türk Gençleri olarak “dahili ve harici” düşmanlara karşı  koruyacak,yaşatacak ve yücelteceğiz.Emanetinin kıymetini Türk Milleti her gün daha iyi anlamaktadır.