Yenigün Gazetesi

Erkal Etçioğlu

BOP

Önce Tunus’ta sonra Ürdün,Yemen,Sudan ve en sonunda Mısır’da meydana gelen “demokratik taleplerle” başlayan olaylar iyice ilginç bir hale geldi..Sanki bir merkezden idare edildiği izlenimi veren bütün bu hareketlerin arkasında yine batı ve onun uzantıları bulunuyor.Peki iktidarlardan düşenler kim? İktidara gelenler kim ? İkisi de batı merkezli çalışmalar.

Ancak işler kontrol dışına çıkabilir ve istenmeyen gruplar bu büyük “dönüşüme” engel de olabilir. Mısır’da göstericiler sokaklara döküldü .Ortalık kan gölüne döndü.Olaylar başlar başlamaz eski uluslar arası Atom Enerjisi Kurulu başkanı Muhammed El Baradei Mısır’da geçici hükümeti kurabileceğini ifade ederek Mısır’a geri döndü.Bu durum da çok şüphe çekiyor.

Brandeis Üniversitesine bağlı Crown Ortadoğu Çalışmaları Merkezi ve German Marshall Fund uzmanı Joshua Walker, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, bölgedeki dengelerin, hem Washington hem Ankara’daki tartışmalarda gözlerden kaçan önemli bir konu olduğunu söyledi. Türkiye’nin “bölgede, Osmanlı İmparatorluğu geçmişinden de gelen, en güçlü devlet geleneğine ve en gelişmiş demokrasiye sahip, en yanıt verici ve temsil edici ülkesi olarak, şu anki gelişmelerden en fazla kazanacak ya da kaybedecek ülke olduğunu” belirten Walker, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu devrimlerin yeni demokrasilere yol açması halinde, doğal olarak Mısır’dakiler, Hüsnü Mübarek’in yönettiği Mısır’da hiç görülmediği kadar Türkiye’ye yönlerini çevirecek.

Walker, yine de Türkiye’nin konuya çok fazla dahil olmaması gerektiğini ifade etti. Türkiye’nin bölge halkı için “büyük bir örnek ve model” olduğuna işaret eden Walker, “Mısır’ın zayıflamasının Arap dünyasında liderlik boşluğu yaratacağını, ancak bu boşluğu da halihazırda Türkiye’nin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın popülerliği ve İsrail’e karşı Arap duyarlılığının savunuculuğunu yapmasıyla doldurduğunu” kaydetti.

Diğer büyük bölgesel güçler olan İran ve İsrail’in de Mısır’la alakalı olarak çok farklı görüşleri bulunduğunu söyleyen Walker, “Türkiye bu noktada, Mübarek, (Mübarek’e karşı muhalefet sergileyen) Muhammed El Baradei ile Müslüman Kardeşler arasında bir uzlaşmaya varılmasına yardım edebilecek olan gerçek anlamdaki tek tarafsız oyuncu gibi görünüyor. Gerçekten de, ABD ile birlikte bölgede güvenilir arabulucu olabilecek ülke olarak bir tek Türkiye kaldı” diye konuştu.

Düşünce kuruluşu Carnegie Endowment uzmanı Henri Barkey de bölgedeki durumun henüz muğlak olduğunu, ama Türkiye’nin “çok istikrarlı bir ülke olarak bölgedeki konumunun öneminin artığını” söyledi. Öte yandan Türkiye’nin ticaret yapıp mal satabilmek için istikrarlı bir Ortadoğu istediğini ifade eden Barkey, “Türkiye, Ortadoğu’ya pazar olarak bakıyor. Bu açıdan bölgedeki istikrarsızlık, Türkiye’ye iktisadi açıdan çok zarar verecek” ifadesini kullandı. Türkiye ile Mısır’ın Ortadoğu ile ilgili bazı konularda farklı bakış açılarına sahip olduğunu hatırlatan Barkey, “Dolayısıyla burada Mısır’daki rejimin zayıflamış olması Türkiye’yi bir şekilde kuvvetlendirecek, o şüphesiz” dedi.

Bütün bu yorumlar Büyük Ortadoğu Projesinin artık faaliyete geçtiğini bizlere gösteriyor. İnşallah bu yüzden başımız belaya girmez. Türkiye yeni maceralara sürüklenmez.Türkiye’nin geleceği Ortadoğu’da değil Avrasya’dadır.Bizden söylemesi.