Yenihaber | Şehri Sakarya
Erkal Etçioğlu
BİR ÖNERİM VAR
Şehrimizde her gün sayıları artan araçlar nedeniyle artık yollarımız yetmez oldu. Kent lojistiğinin konularından birini oluşturan insan ve yük taşımacılığına karayolu taşımacılığının dışında kalan diğer seçenekleri kullanmak artık farz oldu.Hafif raylı sistemin kurulmasının gerekli olduğunu artık herkes söylüyor.1987 yılında yapılan fizibilite etütlerinde yolcu sayıları ve güzergahlar belirlenmiş idi. Hatta bir Belçika firması ile görüşmeler yapılmıştı.
Bu firmayı TÜVASAŞ’ a yönlendirerek ortaklık ile birlikte vagonları burada yapmasını şart koşmuş idik. İçme suyu ve kanalizasyonla uğraşan zamanın belediyesinin vizyonu yetse bile mali kaynakları buna yetmemiş idi. Hatta ünlü Krupp firması bize Stuttgart’ın eski tramvay vagonlarını tanesini şimdiki para ile 10 bin YTL den satmayı teklif ettiğini de defalarca ifade ettim. Ancak bu vagonları alamazdık. Çünkü şehrinde TÜVASAŞ gibi Türkiye’nin “vagon üretim üssü” olan bir kentin bunları alması etik değildi. Üstelik bu vagonlar 1 metrelik raylarda gidiyordu. Dünya’nın, Türkiye’nin ve bir çok büyük şehrin resmi standartı 1.435cm idi. Bu tramvayı şehre sokarsam vagonlarını sadece yurt dışından getirebilirdim. Bu da ülkeye ihanet olurdu.Ancak bunu düşünmeyen Konya gibi bazı şehirler bu eski vagonları ve rayları alarak şehirlerine bu sistemi kurdular.Şimdi bu sistemi değiştirmeye mecbur kalacaklar.Çünkü onlara bu vagonları satan Alman Kentleri “S ve U Banh ”larını yani yer altı ve yerüstü demiryollarını 1.435 cm lik küresel standartlara uyduruyorlar.Yani standart ray aralıklarında çok çeşitli ulaşım araçlarını birlikte kullanacaklar. Bizim anlayışımıza göre hafif raylı sistem TÜVASAŞ ile birlikte dünya standartlarında kurulmalıydı. Böylelikle “bakım onarım” ve “yenileme” maliyetleri aşağıya düşürülebilirdi.
Şimdi Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin buna mali kaynakları daha müsait. Üstelik proje zaten kendini geri ödemekte zorlanmayabilir. Geçen gün SATSO salonunda yapılan “Ulaşımda raylı sistemler” konferansını izlerken bir fırsatı kaçırdığımızı düşündüm. Çünkü mevcut belediyemizin buna ayıracak ne zamanı nede vizyonu vardı. Ancak Bursa’nın ve Eskişehir’in tramvay maceralarını dinledik. Beni en çok hayal kırıklığına uğratan Eskişehir projesi oldu. Dışarıdan bakınca Eskişehir kentimize adeta çağ atlatan bu projede bence teknik hata yapılmıştır.Yani 1 metrelik raylarda giden Avusturya’nın Linz kentindeki ismi bilinen firmanın ürünleri tercih edilmiş ve sistem zorlanmıştır. Bu proje için yeni vagon lazım olsa sadece yurt dışından alınabilecektir.Oysa İstanbul ve Bursa hafif raylı sistemleri daha doğru tercihler yapmıştır.
Benim önerim şehrimizde hızlı tren ve milli tank projelerini yürüten G.Kore’nin Hundai grubuna bağlı ROTEM firması ve TÜVASAŞ ile bir ortaklık girişimi “Joint Venture” kurularak firmanın bulacağı dış kaynak veya ortaklık payı ile şehrin hafif raylı sisteme geçişi sağlanabilir. Yapılacak dünya standartlarındaki tramvay ve metro vagonlarının pilot uygulamaları şehrimizde yapılabilir. Firmalar diğer müşterilerine ürettikleri vagonları Adapazarı’nda gösterilebilir.
Böylelikle Adapazarı’na yeni mali kaynaklar girer.İşsizliğe karşı yeni bir istihdam kaynağı yaratılır.Bu harcamalardan esnaflarımızda nasibini alır.Demir Yol İş Sendikası Genel Başkanı ve MPM Yönetim Kurulu Başkanı hemşerimiz Ergun Atalay’ın bu işi yakından takip ettiğini biliyorum. Gerekeni yapacaktır bundan eminim. Büyüyen Adapazarı’nın büyük projelere ve büyük yöneticilere ihtiyacı var.
Gazi M.Kemal Atatürk’ün dediği gibi ”Acizler için mucize, korkaklar için müthiş olan şeyler kahramanlar için idealdir.” Bizim yerel kahramanlara ihtiyacımız var.