Ahilik Kültürü

Tarihçesi ve Önemi

Arapça’da “kardeşim” anlamına gelen “ahî” kelimesinin Türkçe’deki “akı” (cömert) kelimesinden türetildiğini ileri sürenler de vardır. Temelde Kur’an’a ve Hz. Peygamber’in sünnetine dayanan prensipleriyle İslamî anlayışa doğrudan bağlı olan Ahîlik, tasavvufta önemli bir yeri bulunan “uhuvvet” (kardeşlik) kavramını hatırlattığı için kolayca yayılmış ve kabul görmüştür. Bu teşkilatın Anadolu’da kurulmasında fütüvvet teşkilatının büyük etkisi olmuştur. İslam’ın ilk asrından itibaren ortaya çıkan fütüvvet teşkilatları içinde, hicrî III. (IX.) yüzyıldan itibaren esnaf birlikleri de şekillenmiştir. Fütüvvet ülküsüne mensup kişilere başka bölgelerde civanmert, ayyâr (ayyârân), fetâ (fityan) gibi isimler verilmiştir. Bu ülkünün, İslam’ın yayılmasına paralel olarak Suriye, Irak, İran, Türkistan, Semerkant, Endülüs, Kuzey Afrika ve Mısır’da esnaf ve sanatkârlar arasında yaygın olduğu bilinmektedir. Türkler, İslamiyet’i kabul edip Anadolu’ya yerleştiklerinden itibaren fütüvvet ülküsünü benimsemiş, bunu kendilerine has yiğitlik, cömertlik ve kahramanlık vasıflarıyla süslemişlerdir. Bununla birlikte Ahîliğin temel belirleyicisi olan İslami-tasavvufi düşünce ve yaşam tarzı, her devirde ve bölgede geçerliliğini korumuştur.

Ahi Evran

Ahi Evran, Ahilik teşkilatının kurucusu ve esnaf-sanatkârların lideri olarak tanınır. Asıl adı Şeyh Nasîrüddin Mahmûd Ahî Evran b. Abbas olup, “Ahi Evran” veya “Evren” olarak bilinir.

Ahi Evran, 1171 yılında İran’ın Hoy kasabasında doğmuş ve babasının adına nispetle Mahmut bin Ahmet el-Hoyi olarak anılmıştır. Nasiruddin lakabıyla tanınan Ahi Evran, Ahilik teşkilatını fütüvvet anlayışıyla sistematize etmiş ve bu teşkilat, sosyal, iktisadi ve siyasi hayat üzerinde derin izler bırakmıştır. Anadolu’nun Türkleşmesi ve Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda büyük rol oynamış, Türk-İslam tarihinin önemli şahsiyetlerinden biri olmuştur.

“Fütüvvetnameler, ahilikle ilgili mevcut bilgilere kaynaklık ettiği gibi bizzat ahilerinde usul ve erkân kaynağıdır. Fütüvvetnameler ve şecerenameler gibi fermanlar, beratlar, vakfiyeler ve diğer arşiv belgelerinde de ahilikle ilgili önemli bilgiler bulunmaktadır”. Fütüvvetnameler ışığında geliştirilen ahilik ilkeleri:

İyi huylu ve güzel ahlaklı olmak; iş ve hayatta kin, çekememezlik ve dedikodudan kaçınmak; ahdinde, sözünde ve sevgisinde vefalı olmak; yapılan iyilik ve yardımı başa kalkmamak; hakka, hukuka ve adalet ölçülerine riayet etmek; hata ve kusurları önce kendi nefsinde aramak; iyilerle dost olup kötülerden uzak durmak; Allah için sevmek ve Allah için buğzetmek; hak için hakkı söylemekten korkmamak; emri altındakileri ve hizmetindekileri koruyup gözetmek; açıkta ve gizlide Allah’ın emir ve yasaklarına uymak esastır.