Yenigün Gazetesi

“Özgürce” Makale Yazısı

23 Temmuz 2017

Yenigün gazetesinin kurucusu Necdet Güngörsün

Necdet Güngörsün kimdir?

Sakarya Gazeteciler Cemiyeti ve YENİGÜN Gazetesi imtiyaz sahibi Necdet Güngörsün, 5 Şubat 1951 tarihinde Adapazarı’nda doğdu. İlk ve orta öğrenimi Adapazarı’nda tamamladıktan sonra, öğrenimine Ankara Sağlık Meslek Lisesi’nde devam eden Güngörsün Sakarya Devlet Hastanesi ve Sakarya Doğumevi’nde müdürlük görevlerinde bulundu. O tarihlerde Sakarya’da yerel gazetelerde köşe yazarlığı ve İstanbul gazetelerinin muhabirliğini yapan Necdet Güngörsün, 1982 yılında devlet memurluğundan istifa ederek, Sakarya’nın ilk ofset gazetesi Sakarya Gazetesi’nin dört kurucusundan biri oldu. 1986 yılında YENİGÜN gazetesini çıkardı. 1986 yılında, uzun yıllar yöneticilik yaptığı Sakarya Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı’na seçildi. Türkiye Gazeteci İST Federasyonu Kurucu üyesi de olan Güngörsün, 1991 yılında kurucusu olduğu Sakarya Gazetesi’nin Genel Yayın Müdürü oldu. Güngörsün 1994 ve 1999 yılları arasında Adapazarı Gazetesi Genel Yayın Müdürlüğü görevinde bulundu. 17 Ağustos depreminde oturduğu binanın enkazı altında kalan Güngörsün, 18 saat sonra enkazdan çıkarıldı. Bir bacağını depremde kaybeden Güngörsün, tedavisinin ardından hayata dört elle sarıldı ve YENİGÜN gazetesini 14 Şubat 2000 tarihinde yayına soktu. Gazetemizin İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı olan Necdet Güngörsün evli ve 3 çocuk babasıydı. Sürekli sarı basın kartı sahibi olan Güngörsün, aynı zamanda Serdivan Belediyesi ve Adapazarı Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyeliği görevini sürdürüyordu.

Türkiyenin dört bir yanından taziye yağdı. Güngörsün’e büyük sevgi! 24 Temmuz Basın Bayramı gibi anlamlı bir günde kaybettiğimiz Sakarya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Gazetemiz sahibi Necdet Güngörsün’ün ölümü tüm sevenlerin adeta yasa boğdu. Türkiye’nin dört bir yanındaki Gazeteciler Cemiyetleri ile sivil toplum örgütlerinin başkan ve yöneticileriyle tüm sevenlerin unutmadığı Güngörsün’ü yayınladıkları taziyeler ile andılar.

Cıgaramın ateşi ciğerime düştü

(Son yazılarından biri)

Otuz beş yıllık yol arkadaşım sigarayı zamanında bırakmayı beceremeyince, o beni bıraktı… Bırakıp giderken de, 1 vefasızlığını ve hainliğini sol akciğerimin alt lobunda bir yara açarak gösterdi… Biliyor musunuz?… Cıgaramın ateşinin, ciğerime düştüğünü ve için ciğerimi yaktığını hiç anlayamadım… Hani kendi kendime koyduğum “Panik atak” teşhisi nedeniyle Ada Tıp Hastanesine gitmemiş olsaydım, belki kanser denen illet hastalığa yakalandığımı anlamadan bu dünyadan göçüp gidecektim… ‘Şimdi “Niye ben?” sorusunu sormadan “Beterin beteri var” oyununu oynuyorum… işe de yarıyor… Ben şanslıyım… Hastalığım tedavi edilebilen bir tür… Kemoterapinin yan etkilerinden şimdilik, sadece saç dökülmesi karşıma çıktı… 

Ben şanslıyım çünkü: Evimde gülerken gözlerinin içi gülen, sarılırken ağzından *Canım babam…” , sözcükleri hiç eksik olmayan, moral kaynağım sevgili kızım Nazra ile ‘’Sen neleri atlattın.. Birlikte bu savaşı da kazanırız’’ diyerek, bana güç veren değerli eşim var… Tabii beni bu hastalığım süresince yalnız bırakmayan canlarıma, dostlarıma, çalışma arkadaşlarıma ve meslektaşlarıma da çok şey borçluyum… Hayat zor… Ama yaşamam ve yaşayabileceğimin en iyisini yaşamam gerekiyor… Bunun için de, sizlerin duasına ihtiyacım var… Dualarınızı benden esirgemeyin.

Merhaba… (İlk yazısı)

Memleketin hali ortada… Biz kalkıyoruz, böyle bir ortamda yatırım yapıp, gazete açıyoruz…

Kime güvenerek? Tabii ki sizlerin destek ve ilgisine güvenerek… Sizlerin ilgisi ve desteği olmadan bu gazetenin yaşaması mümkün değil.

Çünkü biz ne kara para aklayıcısıyız, ne de para babası… Ayrıca arkamızda ne bir siyasetçi, ne de siyasi parti var… Önce Allah’a, sonra da sizlere güvenerek çıktık bu yola.

Başardık, başardık… Başaramazsak kimseye boyun eğmeden kepengi kapatırız… Tabii kepenk kapatmamıza sevinenlere birer kilo kına göndermeyi de ihmal etmeyiz… Bugünden itibaren sizlerle beraberim… Sizler anlatacaksınız, ben dilimin döndüğünce yazıp uyuyanları uyandırma görevini yerine getireceğim… Kimseden korkumuz yok…

Kimseye diyet borcumuz yok…Doğruya doğru, eğriye eğri demek bizim namus borcumuz… Biz size güvenip bu zorlu yola çıktık… Allah’ın yardımlarıyla da başarılı olacağımıza inanıyoruz… Tüm acılara rağmen yaşamak güzel… Ama, insanca yaşamak şartıyla… Yarın buluşmak umuduyla…

14 Şubat 200 Pazartesi

 

Rahmetli Güngörsün’ün ardından

Sakarya YENİGÜN gazetesini ilk aklına koyan tüm güçlükleri yenerek her türlü hazırlıklarını yaptığı, her an gazetenin çıkış tarihini açıklayacağı güm, depremi tümünü işe yaramaz getirmesinden sonra, yine bu kez tek ayakla kafasına koyduğunu yapmak için nasıl çalıştığını yakınları çok iyi bilirler. Öylesine yaşama bağlanmıştı. Çok okunan, yüreklerde taht kuran güçlü kalem sahibi çok adil, çok iyi işveren Necdet Güngörsün’ün vakitsiz yakalandığı hastalık, bildiğiniz gibi aramızdan aldı. Tanrı’nın rahmeti hep üzerine olsun…

Pek çok yerden başsağlığı telefonları alıyorum. Pek çok insanımız yazıhaneme gelip, bazıları da karşılaşmalarımızda başsağlığı dilemektedirler. Gösterilen İlgiye candan teşekkür ediyoruz. Rahmetli Güngörsün’ün en büyük eseri, bu gazeteydi. Bu gazete güçlenerek insanlarımıza sınırsız hizmetler verecektir. Çok sağlam, bilinçli, insanmış(inanmış) bir kadrosu vardır. Genç-yaşlı, bay bayan kırk kişilik bir kitleyiz. Sahiplerinin yazar-çizerlere santral memuru ile temizlik işlerine bakan hanımefendiye kadar tümü daha iyi Sakarya Yenigün’ü okurlara sunmak için kesin kararlıdırlar. Rahmetliye saygımızı gazeteyi daha iyi daha çok okunur hale getirmekle göstermeye azimliyiz. Kararlıyız…