Yenigün Gazetesi

“Gülce” Makale Yazısı

31 Ocak 2015

Ben Kur’an-ı Kerim’i öğrencilerimden öğrendim

Bu konuyu ilk kez sizinle paylaşıyorum. Arifiye Köy Enstitüsü öğrencisi iken, öğretmen olmamıza yaklaşırken bilinçli, tutarlı kararlar alıyordum. İlk unutamadığım karar öğretmen olur olmaz Kuran’ı öğrenmekti. İmamlar Köyü imamından öğrenecektim. İmamla anlaşarak sabah namazından sonra öğrencilerime okul sonuna kadar Kur’an öğretmesi için anlaştım. 18 yaşımı doldurduğum 97 gün olmuştu. Öğrencilerimin karşısına çıktım. 30 Eylül 1947 pazartesi günü. Öğrencilerimin on- on beşi Kur’an biliyorlardı. İçlerinde 8-10-15-20 kez hatim edenler vardı. Yaşları 8 ile 16 arasında idi. Bazı aileler köyde okul açılmayınca, yakın köylerde de açılmayınca çocuklarını Kur’an öğrensinler diye, köyün İmamı Hafız Hendek’li Dikmen köylü Kazım Ör’e göndermişler. Genç imam hevesli, çok iyi öğretmiş. Ben bu öğrencilerimden öğrendim. Hatırlayabildiğim 6 numaralı Muhibbe Avcı, 20 numaralı Sabriye Hızal, 37 numaralı Salih Aydoğdu,42 numaralı Ganime Fidan, 25 numaralı Ramadan, 22 numaralı Hürriyet Yılmaz. Yaz tatilinde Ramadan’a ayda 5 tl verdim çalıştık.

Kavaklı Orman Köy’ü, ilk adı Domuztepe imiş. Bir yılın sonunda ben dahil 38 hatim eden oldu. Köyde hatim duası, cemiyeti yaptık. Çevre köylerden, şehirden gelen çok misafirimiz olmuştu. Çok güzel bir gün geçirmiştik. Hatim edenler, etmeyenler, din adamına bol bol harmanlıktan buğday vermişler. Sattık. İyi para almıştı rahmetli. Emeği boşa gitmemişti. Maaşı yoktu, para canlısı değildi. İyi bir hafızdı. Yıllar sonra Sakarya Devlet Hastanesi’nden din görevlisi olarak emekli olmuştu. Şu tesadüfe bakın yıllar sonra Orhan Camiinde Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu Cuma öncesi çok güzel konuştular. Cami önünde sayın Bardakoğlu ve dinleyenler Vali Nuri Okutan, ben Tavuklar Köyü’nde bir yıl beşinci sınıfta tüm namaz surelerini, kurallarına göre namaz kılmayı öğrettiğim Hacı Talip Bozkaya (eşleri de öğrencim) Hacı Kazım ve daha 3-5 kişi ayakta söyleştik. Kavaklıorman Köyü’ndeki çalışmalarımı onların yanında anlattım. Onlar doğruladılar. Onayladılar. Okutan’da memnun olmuştu. Prof. Ali Bardakoğlu ilgiyle dinlediler.

 

-Hem Köy Enstitüsü mezunusun hem Kur’an öğreniyorsun genç köy öğretmeni iken. Ve de öğrencilerinizi Kur’an öğrenmeye imama gönderiyorsunuz. Hatim cemiyeti yapıyorsunuz. Ne kadar güzel kutlarım sizi. Köy Enstitüsü çıkışlı olman, bu uygulaman şaşırttı beni dediler.

1950-51 öğretim yılı başında küçük bir köy olan Erenler’e atandım.

-Küçük hafız bir aşağı olan dediler. Elbette şaşırdım. Ezbere bildiğim Amenerresulüyü okudum. Kimden ders alıyorsun dediler.

-Ben bu köye atanan öğretmenim dedim. Şaşırdılar. Sonra çok iyi ilişkiler oldu. Okula gelip giderlerdi. 42 erkek, 27 kız öğrencim vardı. Düzce Cumayeri’nde 1953-54 öğretim yılında çok değerli, oralı, çok yaşlı Bilal Hoca vardı. Namaz öncesi Kur’an okur ve vaaz verirlerdi. 4 akşam böyle geçti. 26 akşam namaz öncesi vaazlarda bulundum. Dinleyenler hep anlıyordu. 5 öğretim yılı Şehit Cengiz Topel Okulu Müdürü iken, Ozanlar Ortaokulu’na din derslerine girdim. Fikri Aydaş çok iyi insandı. Yarısına da o rahmetli girerdi. Çok iyi din bilgisi veriyor. Ne güzel günlerdi o günler. 1964-65 öğretim yılı ve sonrası.

Çok anlamlı anılarım var. Çok iyi hizmetler verdiren Allah’a hep şükrederim. Beni çok iyi yönlendirdi.