Yenigün Gazetesi

“Gülce” Makale Yazısı

18 Kasım 2014

Türkiye Suriyelileşti!

Ankara Valiliği anlamlı, ilginç bir açıklama yaptı. TVlerden gazetelerden öğrendik. Gerçek çok acı.

Ankara’da yaşayanların binde, 500’de bir değil, 237’de bir Suriyelilermiş. Acı gerçek bu.

Türkiye’nin durumu biliniyor. Üç milyona yakın işsiz var. Benim İstanbul Üniversitesi mezunu Metalürji Yüksek Mühendisi torunum var. Yıllardır işsiz. Evet işsiz. Allah’tan ev kiraları yok. Baba ve annesi emekli End. Müh. Kız kardeşi çalışıyor.

‘Hale şükür’ diyorlar. İyimserler.

Açlar, perişanlar var. Yaşamları zehrolanlar var. Kahredenler var. Diplomalarına yakışmaz işlerde çalışmaya bile razılar.

Ama, aması (Kahredici gerçek öğrenimsiz gibi, ilkokula gitmemiş gibi inşaatlarda harç yapıyorlar. Tuğla-kiremit veriyorlar ustalara. Kahrolanlar çok. Recep Tayyip Erdoğan Suriye aleyhinde atıp tutmasaydı. Asla komşu devlet siyasetçiye yakışmaz şekilde ESAD’a saldırmasaydı.

‘Esad karşıtlarına kucak açmasalardı, kapılarımızı açmasaydı bağırlara basılmaya insanlarımızı zorlanmazdı. Suriye’den bu kadar gelen (hala geliyorlar) olmazdı. Sürekli kalabilme belgeleri veriliyor. Ne büyük yanlış, dış politika.

Türk seçmeni, Türk vatandaşı hala hizmete muhtaç Türkiye’yi başkalarına gereksiz hizmete kalkışan AKP İktidarı mensuplarına oy veriyor. Yakın bir geleceğin felaketini ne acı gerçek hala okumuşu da, okumamışı da yanlış yolda ısrarlı.

Organ bağışının ardından duygulandıran buluşma

Kızını kazada kaybeden baba, onun karaciğeriyle hayata dönen küçük kızın ailesiyle buluştu. Recep Tektaş, “Onda kızımın kokusunu alıyorum” dedi.

Osmaniye’nin Düziçi ilçesinde geçen ay yaşanan trafik kazasında ağır yaralanan 4 yaşındaki Ebrar Tektaş’ın beyin ölümünün gerçekleşmesi üzerine aile kızlarının organlarını bağışlamaya karar verdi. 

Küçük Ebrar’ın 2 böbreği ile karaciğeri organ bekleyen üç hastaya umut oldu. Ebrar’ın karaciğeri Gaziantep Üniversitesi Organ Nakil Merkezi’nde yapılan başarılı operasyonla 6 yaşındaki Fatma Viyan Şendur’a nakledildi. Ebrar Tektaş’ın babası Recep Tektaş, dün kızının karaciğeri ile hayata tutunan Fatma Viyan’ın ailesiyle bir araya geldi. Küçük kıza sarılıp koklayan Recep Tektaş, “Fatma’yı koklayınca, kızımın, yavrumun kokusunu alıyorum. Tek tesellimiz kızımızın artık 3 kişide yaşıyor olması. Organ nakline önce sıcak bakmadım. Üçüncü gün ise Allah’ın takdiriyle içimde farklı bir duygu oluştu. Bu defa eşimi, ailemi organların bağışlanması konusunda ben ikna ettim”dedi.

“NE KADAR DUA ETSEK AZDIR”

Kızları Fatma Viyan’ın doğuştan karaciğer yetmezliği nedeniyle durumunun giderek kötüleştiğini belirten baba Orhan ve anne Emine Şendur ise “Bu aileyle artık kardeşiz. Onlara ne kadar dua etsek azdır. Fatma artık onların da çocuğu”dedi. Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun da duyarlı davranışından dolayı Recep Tektaş’a şükran plaketi verdi.

Almanya’nın en genç profesörü Senem Özkul (34), İngilizce öğretmenliği dalında Almanya’nın en genç profesörü oldu.

Erfurt ve Augsburg Üniversitelerinde görevli Özkul, master ve doktorasını Münih Ludwig-Maximillian Üniversitesi’nde yaptı.

‘Türk kökenli göçmen çocuklarının, Türkçe ve Almanca iki lisan bilgilerinin üçüncü lisan İngilizce öğrenmeye etkileri’ üzerine de profesörlük tezini yazdı.

Tezini Bavyera Başbakanı Horst Seehofer’e de sunan Özkul, “Proje ve sonuçları ilgi çekici ayrıntılar içeriyor. Konuyla yakından ilgileneceğini belirten Başbakan, sonuçların, alınacak kararları etkileyecek nitelikte olduğunu söyledi” dedi.

Öğretmenler yetersiz

Milli Eğitim Bakanlığı’nın, eğitimin tüm kademelerindeki öğretmen, öğrenci, yönetici ve müfettiş ile veliler üzerinde yaptığı ‘Öğretmen profili araştırması’ Türk öğretmenlerinin birçok yönden yetersiz ve standartların altında olduğunu ortaya koydu.

Bakanlığın anket çalışması sonucunda, öğretmenlerin mevcut niteliklerinin ‘olması gerekenden daha alt düzeyde olduğu’ belirlendi. Anket sonucunda bunun nedeni olarak ‘öğretmen yetiştirilen kurumlarda verilen eğitimin yetersizliği, öğretmenlik mesleğine atamalarda planlama ve koordinasyon eksikliği, mesleğe alındıktan sonra verilmesi gereken hizmetiçi eğitimlerin yetersizliği ve ekonomik yetersizlikler’ gösterildi.