Yenigün Gazetesi

“Gülce” Makale Yazısı

12 Temmuz 2014

"SAKARYA" ADI NASIL, KİM UYGUN GÖRDÜ

Sakarya ilinin kuruluşunun ellinci yılını yaşama mutluluğuma erenlerdenim. Sakarya ilinin kurulmasında az-çok katkısı olan kişi olarak kendimi şanslı görüyorum. Öğrencilik yıllarımda Adapazarı’nın il haline getirilmesi konuşulurdu. Bazı girişimlere yavaş yavaş başlanmıştı. Ama söyleşiler yapılıyor, basında yer almıyordu.. Şehrin ileri gelenleri, fısıltı halinde bir araya geldiklerinde bir il kurulması iyice yaygınlaşmıştı…

Adapazarı Halkevi Başkanı, Dr. Ruhi Sayar Halkevi adına bir dergi çıkarılması teklifini yönetim kuruluna yapar. Önerisini yaparken aralarında bulunanlardan da aldığım bilgilere göre: şimdi rahmetli doktor Ruhi Soyer;

“Dergimizin adı ‘Sakarya’ olsun.Er veya geç ama yakın zamanda Sakarya adında bir il kurulmalı.Merkezi Adapazarı olmalı. Çevrede bulunun Akyazı, Hendek, Geyve, Karasu ve Adapazarı ilçeleri bağlanmalı. Buna zorunluluk vardır şeklinde özetleyebileceğim geniş bilgiler verici konuşanlarını yaparlar. Yönetim kurulunda bulunanlar, öneriyi benimserler. Oy birliğiyle benimsenen ‘Sakarya’ aylık sanat dergisi bir ay kadar sonra 01 Mart 1943 tarihli birinci sayısı yayımlanır. Ve dergi altı sayı yayımlanır. 1943 depreminin verdiği büyük zarardan sonra toparlanıp tekrar Sakarya adlı dergi yayımlanamaz.

Genç gazeteciydim. Genç öğretmendim.Gazeteci hiç denecek kadar azdı. İstanbul’un beş-altı gazetesinin temsilcisiydim. Sakarya ilinin kurulması için uyum içinde çalışan insanlarla iyi ilişkiler içindeydim. Verdikleri bilgilerin özetlerini İstanbul Gazetelerine aktarıyordum. Zaman zaman resimli-resimsiz il olmakla ilgili yazılarımız çıkıyordu. Sakarya ilinin mutlaka kurulması gerektiği yolunda taraftarların sayıları gün geçtikçe artıyordu. Seviniyorduk…

Adapazarı’nın ileri gelenleri siyasi parti ayrımı olmadan Ankara’ya gidiyorlardı. 1950 öncesi Cumhurbaşkanı İsmet İnönü. 1950 sonrası Cumhurbaşkanı Celal Bayar. Başbakan Adnan Menderes. Meclis Başkanı Refik Koraltan ziyaretle desteklenmeleri istenirdi. Ziyaretler olumlu sonuçlanırdı. Hep “Yakında, çok yakında Sakarya ili ile ilgili yasa TBMM’de kabul edilecektir deniyordu…

Sevindirici sonuç 1852’de Kocaeli Mutesarrıflığına bağlanan Adapazarı merkez olma kaydı ile 14 Haziran 1954’te 6419 sayılı yasa kabul edilmiş. 22 Haziran 1954’te-Resmi Gazete’de yayımlanmış. Bir maddesi üzerine 1 Aralık 1954 günü “Sakarya Valiliği” tabelası ”kaymakamlık” indirilerek yerine asılmıştır. Görkemli bir tören yapılmıştır. Ankara’dan gelen bakan ve milletvekillerinin katılımıyla, Sakarya ilinin kurulması; gün geçtikçe kesinleşiyordu. Kocaeli ilinin seçilmişleri ile atanmışları yatırımları hep Kocaeli’ye kalacak ilçe ve köylere yapmışlar, geleceğin Sakarya ilinin ‘sınırları içinde kalacak yerlere hiç yatırım yapmaz olmuşlardır. Örneğin okullar yollar içme suyu sağlık ocakları cereyan köprü gibi hizmetler hep Kocaeli’ne kalacak yerlere yapılmış, Sakarya’ya daha resmen kurulmadan hizmet verilmez olmuştur…

Sakarya’ya gelen genç Rize Valisi Nazım Üner. Kocaeli Milli Eğitim Md.Yrd.

Sakarya Milli Eğitim Müdürlüğü’ne atanan Talat Ayhan ve diğer dairelerin- müdürleri aşkla, şevkle, hırsla işlerine sarılmışlar, kısa zamanda Sakarya’nın zorunlu gereksinimlerini gidermişlerdir. Bir sabah ilden ayrılıp, sekiz-on okulun temelini attığımızı, köy-köy gezdiğimizi hiç unutmam. Bir süre sonra yine sekiz-on okulu öğretime açarak köylerde okulları hizmete soktuğumuzu hiç unutamam. 0 günlerde bir başka heyecan, şevk vardı Sakaryalılar’da. Son yıllarda çok azalmıştır bu hizmet yarışı. Neme lazım bencillik iliklerimize işlemiştir.

Sakarya’da son yıllarda devlet yardımı ve desteği ile büyük hizmetler verildiğini görmekle cidden seviniyor, kıvanç duyuyorum.

Bana en çok sorulan soru; Sakarya olsun ilin adı diyen kim? Bu yazımda belirtiyorum.

Adapazarı Halkevi Başkanı Dr.Ruhi Soyer. Rahmetli çok iyi niyetli bir insandı.İnsanlarla ilişkisi çok iyiydi. Seviyordu insanları. Seviyorlardı insanlar Dr. Nuri Soyer’i.

Doktor Nuri Soyer’in en candan en çok yardımcısı Adapazarı Ortaokulu Türkçe Öğretmeni Hasan Balcıoğlu, eşi ve baldızı.O yıllarda 1934 sonrası Adapazarı Halkevi çok canlı, capcanlı tiyatro eserleri sunuyormuş.

DP iktidara geldikten sonra en büyük hatayı halkevlerine ve köy enstitülerini kapatmasıdır.Kenan Evren’in Ç.E.K, T.D.K ve Türk Tarih Kurumu’nu da kapatması affedilmez hatalardır. Bu kurumlara yazık edilmiştir.