Yenigün Gazetesi

“Gülce” Makale Yazısı

27 Nisan 2014

Adapazarı’nın sosyal yapısı üzerine..

Hafta içinde Sakarya 79’un sahibi İsmail User (Ontulus İsmail) ile sabah çorbası içerken eski günlere şöyle hızla bir dalıp çıktık.

İsmail hem mahalle arkadaşım, hem de Atatürk İlkokulu’ndan sınıf arkadaşımdır.

Bizim çocukluğumuzda ve gençliğimizde Adapazarı’nın bambaşka bir sosyal yapısı vardı.

Tabi zaman değişiyor. Belki de şimdiki nesle Adapazarı’nın şimdiki sosyal yapısı cazip geliyordur.

O’na da saygı duyuyoruz..

*** **** **** **** ****

İsmail Söze eski Çark Caddesi’nden girdi. Çark Caddesi’nde her evin bahçesinin olduğu, her evin bahçesinde çeşit – çeşit meyve bahçesi olduğu günlerden söz ettik.

Çark Caddesi’nin o yapısı 1980 ihtilalindan sonra hızla bozuldu.

Zamanın asker kökenli belediye başkanı 1981 yılından, 1984 yılına kadar görev yaptığı süre içinde Çark Caddesi’nin tabi yapısını bozdu.

Portik ( Şu anda Çark Caddesi’nin Hilmi kayın girişinden Şerefiye Cami’ye kadar olan kapalı yaya kaldırımı) yaptıracağım sevdası ile iki katlı evleri ; “İstimlak yaparım.” tehdidi ile yıktırdı.

O zamanlar istimlak bedelleri şimdiki gibi değil, sudan ucuz bir ödeme yapılıyordu. Bu korku ile insanlar iki katlı evlerin yıkılıp yerine 5 katlı beton yığınlarının yapılmasına razı olmak zorunda kalmışlardı.

Çark Caddesi’nin altı portik, üstü 5 katlı olan evlerinin büyük bölümü depremde portiklerin üzerine çöktüler.

Arabacıoğlu ile ilgili söylenecek çok şey varda, pazar – pazar keyfimizi bozmayalım.

İsmail User’in çocukluğumuzda bizim aramızdaki lakabı ontulus İsmail’di. Nedeni ise İsmail küçükken on kuruş diyemez :”Ontulus” derdi.

Bizim çocukluğumuzda 10 kuruş oldukça değerliydi.

Örneğin; Çark Caddesi’nin Şerefiye Cami karşısındaki köşesinde Sebahatitn ağabey’in simitçi dükkanında delikli kuruşa halka aldığımı çok iyi hatırlıyorum.

Bizim 68 kuşağı çocukluğunda delikli kuruş ile de tanışmış bir kuşaktır.

*** *** **** **** ****

Sebahattin Ağabey’in simitçi fırını o dönemlerde Çark Caddesi’nin tam anlamıyla simgelerindendi.

Zamanın ünlü futbolcularının buluşma yeriydi. Yaz mevsiminde Sebahattin Ağabey’in Başkanlığını yaptığı Adareal (Real Madrit’ten esinlenerek) takımı çok ünlüydü.

Sabahattin ağabeyin fırını Ramazan günlerinde bir başka güzeldi. Ramazan pidesinin tadına doyum olmazdı. Ramazan pidesi kuyruklarında edilen sohbetlerin tadı bir başkaydı…

*** *** *** *** *** *** ****

Sohbet sırasında İsmail Şeker Fabrikası’nın o yıllarda Adapazarı’nın sosyal hayatının liderlerinden olduğunu hatırlattı.

Pazar yazılarında Şeker Fabrikası’nın o güzel günlerinden sık – sık bahsediyorum.

Her akşam canlı müzik yapılan, ailelerin yemek yiyip dans ettikleri sosyal tesisi ne gerebilmek bile bir ayrıcalıktı.

Şeker Fabrikası’nın Restaurantı, Adapazarı’na gelen siyasetçilerin, parti liderlerinin ve diğer ünlü kişilerin ağırlandığı birinci sınıf bir yerdi.

Şeker Fabrikası’nın bir diğer özelliği de, sosyal tesislerinde sineması olmasıydı.

Şeker Fabrikası’nın Sinemasında zamanın en kaliteli yabancı filmleri oynardı.

Şeker Fabrikası’nın şimdiki halini görenlerin burasının bir zamanlar “Şeker Cumhuriyeti “ olduğuna inanması çok zordur.

*** *** *** **** **** ****

Şeker Fabrikası’nın futbol ve basketbol takımları da o dönem Sakarya’nın spor yaşamına yön verirlerdi.

O yıllarda Adapazarı Atatürk Spor Salonu basket maçlarında aileler tarafından tıklım-tıklım dolduruluyorsa bunda Şekerspor’un basket takımının rolü büyüktür.

Yeri gelmişken Sakarya Büyükşehir belediyesi Basket takımı ile Atatürk Spor Salonu yeniden aileler tarafından dolmaya başladı. Geçen hafta Büyükşehir basket takımının Bolu ile yaptığı heyecan fırtınası halinde geçen maçı izlemeye gitmiştim.

Salonun yine aileler tarafından doldurulmuş olması bana eski günleri hatırlattı.

Ancak bir grup genç salonda futbol maçı gibi tezahürat yapmaya kalkıyor.

İşi küfüre vardırıyorlar

Salon sporlarına bu üslup yakışmaz.

Yıllar sonra ayakları yeniden salan sporlarına alışan aileleri, tekrar salondan kaçırmayalım.

Bu Pazar da dünden bugüne bir nostalji turu yaptık.

İyi pazarlar.