Yenigün Gazetesi

“Gülce” Makale Yazısı

17 Aralık 2013

55 yıl önce Hürriyet'te çıkan yazım

Çok ilginç bir yazımı sunuyorum. Benimle ilgili. Çok ünlü, büyük yazar, Hürriyet’in hem sahibi, hem Başyazarı rahmetli Sedat Simavi. Bakın 22 yaşında bugün önce belediye, sonra ilçe haline getirilen küçük, küçücük 63 öğrencili, ama 5 sınıfı okutan öğretmendim. Genç köy okulu başöğretmeni…

Şevket Yılmaz-Fatih Çatallar’ın ulus muhabiri, dünya muhabiri olduğuma, CHP’li olduğuma, Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri’ye bildirmeleri üzerine karlı, soğuk, okulu kapatıp Yozgat İli, Sorgun İlçesi, Eymir bucağına sürüldüm. 32 gün sonra rahmetli İsmet İnönü’nün emri üzerine Nihat Erim Akçakoca’ya, Hasançavuş Köyü’ne atanıverdim.

Tahminimde yanılmamışım. O genç yaşıma karşın Hürriyet en çok beğenilen, en çok satın alınan, okunulan gazete. Bu günlerde Fatih Rıfkı Atay’ın ON Kitabı’nı vermek için kupon yayınlıyor.

İşte o ilginç yazı. İlgiyle okuyacağınızı umuyorum. Yazım 31 Ağustos 1951 yılında Kocaeli’nde çıkan günlük TÜRKİYE Gazetesi’ndeki yazımı ele alıyor, beni övüyor. Yanılmamışım 65 yıl sonra HÜRRİYET en beğenilen gazete. Okurlarını kitaplarla ödüllendiriyor. İşte o yazı…

Ödülün en büyüğünü aldım

1 Mayıs 1948 günü Hürriyet Gazetesi, okur eline sunulmuştu. İlk sayısından sonra hep büyük ilgi gördü. Gazete bir yenilik getiriyordu. Adı da çekiciydi o günlerde. O günlerde İzmit’te yayınlanan Türkyolu Gazetesi’nde yazıyordum. 26 Temmuz 1951 günkü 3329 numaralı sayısında “Başarı gösteren gazete ve gazeteci” başlığı altında bir yazı bir yazı yazmıştım. Gazetenin geleceğinin çok parlak olacağını belirtiyor, rahmetli Sedat Simavi’yi böyle bir gazete çıkardığı için kutluyorum.

Ne isabet değil mi?

Benimle ilgili basında ilk çıkan Sedat Simavi imzalı ‘KADİRŞİNASLIK’ başlıklı yazıyı kaybetmiştim. Arşivimde yoktu. Günlerce bir örneğini ele geçirmenin yollarını düşünürken Necdet Güngörsün’e dert yandım.

‘Oktay Ekşi’ye bir faks çek gönder’ dediler. Sevindim hiç değilse umutlandım.

Günler geçti Öğretmenler Günü aklıma geldi. Oktay Ekşi’ye bir faks çektim.

‘Öğretmenler gününde bir ödül istiyorum para falan değil, trilyonlardan değerli bir belge. Rahmetli Sedat Simavi’nin 30 Ağustos 1951 günü benimle ilgili ‘KADİRŞİNASLIK’ başlıklı yazılarının örneği. Öğretmen kökenli, basın mensubuyum. Sarı basın kartı sahibiyim. Arşivimde bulunmayan rahmetli Simavi’nin yazılarının bir örneğini fakslarsanız, ödüllerin en büyüğünü almış olarak çok sevineceğim. Yayınlamak üzere olduğum kitaba alacağım.’

1 gün sonra büyüklerim, bence ödüllerin en büyüğü olan ödülümü faksladılar. Örneğini sunuyorum. Oktay Ekşi’ye teşekkürler…

‘İzmit’te, ‘Türkyolu’ diye günlük bir gazete çıkar. Elim düştükçe bu gazeteye göz gezdirmekten kendimi alamam. Çünkü bunu kendine göre bir alimi vardır. Bir yazı tekniği vardır. Oldukça iptidai olmakla beraber Türkyolu, azimli bir mesainin eseri olduğunu daima ispat etmiştir.

Geçen gün gazetede ABDULLAH ÇELİK imzalı bir makale gözüme ilişti. 2 sütun süren bu makale, baştan aşağı HÜRRİYET gazetesinden bahsediyor ve layık olmadığımız halde bizi göklere çıkarıyor. İnkılapları desteklediğimiz için bizi öteki refiklerimizin de övmeleri lazım geldiğini ileri sürüyor.

Makale şöyle bitiyor. HÜRRİYET’i İnkılabımız babında gösterdiği hassasiyetten dolayı teşekkürü bir borç biliyoruz. Hepimizin dilekleri olan bu dilekleri bir kül halinde matbuat mümessilleri tarafından bizden evvel belirtilmesini gönlümüz ne kadar isterdi. Ne yazık ki gönlümüzün bu isteği tahakkuk ettirilmedi. Ve gözlerimizle aradığımız bu mealde ki takdir yazılarını okuyamadı. Çok yazık.

Sayın Abdullah Çelik’in makalesini okuduktan sonra hem sevindim, hem üzüldüm. İlahi Abdullah Çelik, sizin gibi kıymetli münekkitlerden ne çare ki memleket mahrum bulunuyor. Bizi taktir edecek gazeteyi bulmak şöyle dursun, görmüyor musunuz ellerinden gelse bizi bir çanak suda boğacaklar. Son zamanlarda uydurma hadiselerle ve nasıl hücum ettiklerini gördünüz. Bize kuvvet veren, bizi tuttuğumuz yolda teşvik eden sizin gibi samimi vatandaşlardır. Vakıa TÜRKYOLU GAZETESİ küçük bir gazetedir. Belki her gün intişar etmek için büyük fedakârlıklar yapıyorsunuz. Fakat bize ispat etti ki, sizin o gazetenin ruhu büyüktür. Sizin o küçük gazeteniz bence memlekette çıkan sayısız büyük gazetelerin haslet bakımından çok üstündedir.’

Evet, 3 yıl 4 aylık bir geçmişi olan HÜRRİYET Gazetesi için En beğenilen, en çok okunan gazete olur’ demişim. Tahminde bu kadar isabet olur mu? HÜRRİYET en çok okunan gazete değil mi?