Yenigün Gazetesi

“Gülce” Makale Yazısı

20 Ağustos 2013

YAZIK EDİLDİ KÖY ENSTİTÜLERİ’NE

Yüzde yüz milli dini duygularla fakir-fukara öksüz gençleri insanlara, millete faydalı yetiştiren 21 köy enstitüsü en verimli faydalı olduğu günlerde kapatıldı. Dedikoduya kurban edildi. Kısa zamanda 10 yıl içinde binlerce genci memlekete faydalı hale getirildi. Çok güç koşullar altında hizmet verdiler.

Kurtarmaya çalıştık. Hatalı uygulamaya gidilmesin diye uğraştık.

20 Ağustos 1950 günkü İleri Dergisi’nden yayınlanmış yazımı sunuyorum.

Evet 63 yıl önce Karasu Köyü başöğretmeni iken dedikodu ve realite başlığı ile bir yazı yazmıştım. Ayrıca bu konudaki ankete cevap vermişim. İkisini de sunuyorum. İlginizi çekeceğini sunuyorum.

DEMAGOJİ ve REALİTE

İlk iki kelime birbirine takviye ederken üçüncü yani hakikat bunlar sayesinde inkar edilebilir; Hatta aksi dahil iddia edilebilir. Cehalet ve şahsi kaprislere kapılanlar da bunlardan istifade ederek hakikatte şeref ve haysiyetlerini koruyan yalnız ve yalnız aziz yurdunun ileri cemiyetlerde saf alabilmesi için her türlü mahrumiyetle katlanarak çalışan biz köy enstitüsü mezunları; köylü çocukları hakiki fikir ve ideallerimizle halk efkarına tanıtılamıyoruz.

Tanıtılamıyoruz… Çünkü bizi destekleyen esaslı bir yayın vasıtamız maalesef bugüne kadar yoktu. Bizleri dedikodu ve demagoji ile kötü insanlar diye tanıtan bedbaht ve pis ruhlu insanlara milliyetçiliğin, vatanseverliğin sözle değil, fiiliyatımızla ispat etmek fırsatına ancak son günlerde kavuşmuş bulunuyoruz.

Köy enstitüleri veya bu müessese ile ilgilenmiş olanları komünist diye damgalayanlara şüphe edenlere itham ediyorum. Dedikodu isnat ve iftira kuyusundan ona-buna çamur sıçratmayın. Onlar söz ve yaygara ile millici değillerdir. Onlar komünist olamaz. Çünkü komünistlik demek; anne, baba, kardeş, yenge hülasa Türklük ve Müslümanlık için mukaddes şeyleri ortadan kaldıran ailevi bağları kökünden söküp atan o menfur ve melun rejimin, düşmanı tanınan Türk Milleti’nin Cumhuriyeti’nin ve onun kurucusu insanlığın en mütekâmil siması büyük insan Atatürk’ün çocukları Atatürk’ün efendi dediği zümrenin çocuklarıdır.

Dedesine, babasına akrabütaallükatına efendi diyen bir kahramanın ideolojisini bırakıp ilk nesilden bu güne kadar kendisine düşman olan Moskof emperyalizminin uşakları asla olmaz ve olmayacaklardır.

Komünistliği benimseyenler işlerini bir yana bırakarak kadın ve kızlarımızın peşinde, sinsi sinsi dolaşan kötü fikirleri ile onların namus ve şerefleri ile oynamak isteyen; buna ülke edinen bedbahtlardır. Köy enstitüsü mezunları ise henüz cehalet içinde yüzen köylerimizi mevcut cahil kızların evlerini terk ederek gece yarısı bekar ve yapayalnız bulundukları evlerine gelen kızları dahil şeref ve haysiyetlerine en küçük halel getirmeden samimi nasihatler ederek evlerine babalarının analarının yanına göndererek resmi muamele ve mahali ananelerimizin ifasından sonra ancak bir erkekle bir kızın birleşebileceğini telkin etmektedirler. Buna namütenahi misaller gösterilebilir. İşte milliyetçiliği bizler genç yaşta da olsa nefislerimizle mücadele ederek milli ve insani ananelerimizi çiğnememek şeklinde anlıyoruz. Yoksa komünistler gibi her dişiden istifade etmeyi asla düşünmüyoruz. Birbirleri ile bağdaşamayan komünistlik ve dinciliktir. Din ve milliyeti birbirinin takviye eden unsurlar olarak kabul ediyoruz. Allaha ibadeti farz bilerek bunları yerine getirirken ibadetin insan üzerinde bırakması gereken tesirleri de görüyoruz. Bu tesirlerden mülhem olarak aksi yollarda takip etmesi gereken, komünistliğinde amansız düşmanı yıkılmaz, yıkılmasına imkan olmayan bir kalesi olarak daima karşısında duruyoruz. Bu durma bu gün için değil asırlar ve asırlarca devam edecektir.

ADAPAZARI KARASU KÖYÜ ABDULLAH ÇELİK’İN CEVABI

– Köy Enstitüleri Federasyonu kurulmalıdır. Vakit geçirilmemelidir.

– Federasyonun maksadı Köy Enstitü mezunlarının hak ve hukuklarını aramak, meslektaşların mesleklerinde daha kolaylıkla tekamül etmelerini sağlamak, gereken mevzular üzerinde hükümet adamları ile yakın temaslarda bulunmak, topraklarımız üzerinde Türklere yakışmayacak ideal ve rejimlere yer verilmemesi hakkında gerektiği zaman devlet ricalini haberdar etmek. Atatürk’ün inkılaplarının korunmasında da faaliyet göstermektedir. Özet olarak federasyondan maksat meslekte bütünlük, tekamül olmalıdır.

– Böyle bir toplantının yapılmasına taraftarım. Bu toplantı her yıl aynı enstitüde yapılmamalı. Değişik Enstitülerde olmak üzere her yıl yapılmasını faydalı bulmaktayım. Federasyonun fikirlerini aksettiren bir dergisi bulunmalıdır. (İLERİ) Dergisi bu işi görebilir.