Yenigün Gazetesi

“Gülce” Makale Yazısı

13 Ağustos 2012

Benim köyüm Sapanca Feyziye Köyü okulsuz-öğretmensiz

Sapanca Feyziye Köyü diyorum. Nedenini merak edenleriniz olur. Pamukova’da Artvin Borçka’da da var Feyziye isimli köyler.

Benim köyümün neden Feyziye olduğunu, geçmişi çok iyi bilen komiser emeklisi 95 yaşındaki amcam Mustafa Çelik anlatmışlardı. Rahmetle anıyorum. Hep çok severdik birbirimizi.

1877-78 yıllarındaki büyük göçte Artvin’den gelip Feyziye Köyü’nü oluşturanlar, Artvin’deki ismi Skuruça’yı kullanmışlar. Sonra ismi Türkleştirelim demişler. O günün büyükleri, yaşlıları, ileri gelenleri bile bildiğim en eski 4-5 kuşak öncesinin büyük din adamı Feyzullah adını yaşatmak için Feyziye demişler.

95’lik rahmetli komiser emeklisi amcam, oğlu rahmetli Niyazi’nin oğluna da bu nedenle Feyzullah adını vermiştir. Feyzullah da Allah uzun ömür versin polis emeklisi. Nedense oğlu, kızı, sanıyorum damadı da öğretmen.

Büyük din adamı Feyzullah Artvin’de öldürüldükten sonra Skuruça adını Fevziye yapmışlar. Oraları görüp, oralarda yaşayıp gelenler anlatıyorlar. Çok güzel yurt köşeleriymiş oralar, yemyeşil püfür püfür esen rüzgar olurmuş.

Hacı Feyzullah, Hacı Hasan oğlu ve Hasan’ın oğlu babamın da babası Mehmet Nuri. Üçü de büyük din adamları. Mehmet Nuri dedem Feyziye camisiz, küçük bir köy olduğundan Ramazan’da din adamlığı için bir köye diye gitmiş gidiş o gidiş. 1945’te rahmetli olan eşi, babamın annesi, benim babannem bu gidişi anlatırdı bizlere. Gözleri yaşla dolardı.

Çok iyi adamdı. Çok iyi davranırdı. 7-8 çocuğumuz oldu büyüttük. Sayıklardı. Mustafa, İbrahim, Rabiye, Şefika ve… Kazım çok yakışıklıydı. Şefika’yı çok severdi. Genç yaşta 37 yaşında 6 çocuk annesiyken öldü derdi.

Şefika rahmetli beni de çok severdi. Ölüm gününü hiç unutamıyorum.

Şimdi herkese önerim şu. Geçmişinizi yaşlılardan çok iyi öğrenin. Ben biraz bir şeyler öğrendim. Feyziye’de şimdi benden yaşlısı yok. Ölüm sırası bendeymiş. Öldükten sonra kimse benim aleyhimde konuşamasın diye çok dikkatli yaşıyorum. Kul hakkına çok saygılıyım, kursağımdan haram geçirmem. Yaptığım iyilik karşısında çay bile içmem.

Hz. Muhammed’in “İkram edici olun. Birbirinize ikram edin’’ hadisini çok zaman yerine getiririm.

Yıllar önce 1945-1946-1947 yıllarında ben Arifiye’de okurken öğretmen olmamız yakınlaştıkça köye okul yapmaya kaymakamlık çok uğraştı. Köylüleri güç duruma soktular.

O yıllarda Arifiye Köy Enstitüsü öğretmen olanlar hep kendi köylerine veriliyordu. Feyziye’de okul olmadığından 1947 Eylül ayında Adapazarı’nın son köyü Kavaklı Orman’a atandım. Öğretmenliğe başladım. Çok iyi insanlarımız vardı. Çok memnundum. Köyün eski adı Domuztepe’ydi.

Yıllar sonra sözüm geçer oldu. Arifiye Köy Enstitüsü meslek dersleri öğretmenin Milli Eğitim vekili oldu. Hepsiyle çok iyi ilişkiler kurdum hem 2 derslikli okul, hem 2 öğretmen evi yaptırdım devlete. Köylümün de katkısı ve desteği ile.

Hatta Eser Okulu müdürüyken Sapancalı Ekrem’in kızı vardı öğrencim. Öğretmen olmuştu. Köyüme verdirdim. Çok iyi, çok başarılı öğretmendi. Mehmet Nuri Okulu’nu, sonra Çark Caddesi Atatürk İlköğretim Okulu’nun en iyi öğretmeniyken emekliye ayrıldı. Nesibe Vural evlenince Tamçakır olmuştu soyadı.

Hep iki öğretmen. Çokça biri bayan öğretmenler verdirdim. İçlerinde çok iyi çalışanları var hala unutulmuyorlar. Muammer Kılıç, Salih Savaş, Emin Yıldızhan, Münevver ve daha unuttuklarım çalıştılar.

Feyziye ile Şükriye’nin dere mahallesi çocukları Akçay, Kemal Yener İlköğretim Okulu’nda okumalıdırlar. En iyi uygulama bu.

Geçenlerde bir trafik kazasında ölen okulu yaptıran Sinop Ayancıklı Kemal Yener’in adı verilmeli bu okula.

Rahmetli çok iyi insanlar. Hayır severdi. İnancı, imanı, ameli vardı. Avukat Kemal Akın’ın yazıhanesinde hemşehri sohbetinde tanışmıştık. Çok iyi insandı.

Feyziye’den Adliye Köyü’ne, Hacımercan Köyü’ne hatta biz 1938-1939 öğretim yılında Sapanca’ya giderek ne çileler çekerek okuduk. Akçay çok yakın.

Yolu güzel, yürüyerek gidilebiliyor. 3-5 gün önce bir yılın öğretmeni seçilen Ankara’ya giden Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol’dan saat hediye alan adına beni ziyaretle elimi öpmesini isteyen rahmetlinin bir ricasını yerine getiren Geyve eski İlçe Milli Eğitim Müdürü Yüksel Yılmazer’le konuyu görüştük. Akçay’ın yeni modern okulunda okumalarını zorunlu bulduk. Bilmem karma karışık edilen okullarda böyle bir şey olur mu? Ama akıl böyle istiyor. Olması gerekir. Bir, bir buçuk km’lik dümdüz yol. Bol dersaneli, bol ışıklı, geniş bahçeli Akçay Kemal Yener Okulu.